Benim bir gazeteci olarak üniversitelerde uygulanmakta olan Erasmus programı çok dikkatimi çekiyor. Yurt dışı seyahatlerimde şahit olduğum olaylar var. Bir akademisyen dostumun bana anlattıklarından bazı bilgileri paylaşmak istiyorum...
Benim bir gazeteci olarak üniversitelerde uygulanmakta olan Erasmus programı çok dikkatimi çekiyor. Yurt dışı seyahatlerimde şahit olduğum olaylar var. Bir akademisyen dostumun bana anlattıklarından bazı bilgileri paylaşmak istiyorum.
Erasmus programı bir tercihtir. Fakat ben tercih etmiyorum. Benim tercihlerime de hürmet edilmesini bekliyorum.
Türkiye'de erasmus programı 2004'de başladı. 2017 yılı itibariyle 450 bin kişi erasmustan faydalandı. Sözü edilen tarih günümüzde FETÖ olarak ifa edilen terör örgütünün uzun süre yönetimde etkili olduğu bir dönemdir. 15 Temmuz darbe teşebbüsüne kadar veya dershane vakasına kadar ülkeyi yönetenlerin 'anlayamadığı'/anlamak istemediği devrede Türk gençliğinin itikadının ve zihninin karıştırıldığı bir dönemdir. Aşağıda 1998'de FETÖ örgütünün başında olan F. Gülen'in Papa'ya yazdığı mektup yer almaktadır. Bu mektupta Erasmus programından söz edilmektedir.
Aşağıda iki ana başlık üzerinde durulacaktır;
1)F. Gülen'in Papa'ya yazdığı mektubun tam metni verilerek, bu mektupta 'öğrenci değişimiyle' ilgili Papa'ya yapılan teklifin altı çizilecektir.
2)2009 yılında Erasmus programıyla ilgili yapılmış bir akademik çalışma zemininde konu tahlil edilecektir. Bazı sorular sorulacaktır.
1) F. GÜLEN'İN PAPA'YA GÖNDERDİĞİ MEKTUP
'Pek muhterem Papa cenapları;
Üç büyük dinin doğum yeri olarak bilinen toprakların dünyayı daha iyi yaşanabilir bir mekan kılma yolundaki kutsal misyonumuzu tam manasıyla bilen halkından size en içten selamları getirdik. Yoğun gündeminizde bize zaman ayırarak sizinle müşerref olmayı bahşettiğiniz için zat-ı alilerinize en derin kalbi teşekkürlerimizi sunarız.
Papa 6. Paul Cenapları tarafından başlatılan ve devam etmekte olan Dinlerarası Diyalog için Papalık Konseyi (PCID) misyonunun bir parçası olmak üzere burada bulunuyoruz. Bu misyonun tahakkuk edişini görmeyi arzu ediyoruz. En aciz bir şekilde hatta biraz cüretle, bu pek kıymetli hizmetinizi icra etme yolunda en mütevazı yardımlarımızı sunmak için size geldik.
İslam yanlış anlaşılan bir din olmuştur ve bunda en çok suçlanacak olan Müslümanlardır. Uygun bir yerdeki vakitli bir gayret bu yanlış anlamanın büyük oranda azalmasına katkı sağlayabilir. Müslüman dünyası, İslam'ın asırlarla ölçülen yanlış algılanmasını silip atacak bir diyalog imkanını bağrına basacaktır.
Beşeriyet, çelişen görüşler ortaya koydukları gerekçesiyle, zaman zaman bilim adına dini, din adına da bilimi inkar etmiştir. Bilginin tamamı Allah'a aittir ve din Allah'tandır. O halde bu ikisi nasıl çelişebilir? İnsanlar arasında anlayışı ve hoşgörüyü artırmaya yönelik dinler arası diyaloğa yönelik ortak gayretlerimiz çok iş görebilir. Kendi memleketimizde şimdiye kadar çeşitli Hristiyan mezheplerinin liderleriyle diyalog içinde olduk. Bu naçiz gayretlerin boşa çıkmadığını acizane ifade etmek isteriz. Amacımız bu üç büyük dinin inananları arasında hoşgörü ve anlayış yoluyla bir kardeşlik tesis etmektir. Bizler bir araya gelmek suretiyle sözde medeniyetler çatışmasının gerçekleşmesini görmek isteyen yolunu şaşırmış ve şüpheci kimselere karşı dalgakıranlar gibi, isterseniz bariyerler gibi deyin, karşı durabiliriz.
Geçen yıl bazı ünlü uluslararası bilim adamlarının katıldığı medeniyetler arası barış ve diyalog konulu bir sempozyum düzenledik. Bu gayretin başarısından aldığımız teşvikle bu tür etkinlikleri tekrarlamak istiyoruz. Halihazırda üç büyük dinin bağlıları arasındaki bağları güçlendirmeye yönelik olarak dinler arası diyalog konusunda Vatikan'ın da temsil edileceğini ümit ettiğimiz bir konferans düzenleme sürecinde bulunuyoruz.
Yeni fikirlerimiz varmış iddiasında bulunmuyoruz.
Yine müsamahanıza sığınarak, bu misyonun hedeflerine yakından hizmet etmek için üstlenmek istediğimiz birkaç teklifte bulunmayı arzu ediyoruz.
1)Hristiyanlığın üçüncü bin yılına girişi münasebetiyle yapılacak kutlamalar vesilesiyle Ortadoğu'daki Antakya, Tarsus, Efes ve Kudüs gibi bazı kutsal yerlere müşterek ziyaretleri içeren birçok etkinlik önermek istiyoruz. Bunu Sayın Cumhurbaşkanımız Demirel'in, cenaplarının ülkemizi ziyaretine ve mezkur kutsal mekanları göstermeye davetini tekrarlamak için bir fırsat addediyoruz. Anadolu halkı size misafirperverliğini göstermeyi ve şevkle selamlamayı hararetle beklemektedir. Filistinli liderlerle diyalog kurmak suretiyle Kudüs'ü birlikte ziyaret etmemize davetiye çıkarabiliriz. Bu ziyaret bu mübarek şehri Hristiyanlar, Yahudiler ve Müslümanların, hiçbir kısıtlama, hatta vize dahi olmaksızın serbestçe ziyaret edebileceği uluslararası bir bölge olarak ilan etme gayretlerine yönelik dev bir adım teşkil edebilir.
2)Üç büyük dinden liderlerin işbirliği ile ilki Washington DC'deolmak üzere muhtelif dünya başkentlerinde bir konferanslar serisinin gerçekleştirilmesini teklif ediyoruz. İkinci serinin zamanı için Hz. İsa'nın doğumunun 2000. yıldönümü ideal olabilir.
3)Bir öğrenci değişim programı da (ERASMUS) çok faydalı olacaktır. İnançlı genç insanların birlikte eğitim görmesi birbirlerine yakınlıklarını artıracaktır. Öğrenci değişim programı çerçevesinde üç büyük dinin babası olduğu ikrar edilen Hazreti İbrahim'in doğum yeri olarak bilinen Urfa şehrindeki Harran'da bir ilahiyat okulu kurulabilir. Bu, ya Harran Üniversitesi'ndeki programların genişletilmesi suretiyle ya da üç dinin ihtiyaçlarını da temin edecek şümullü bir müfredata sahip bağımsız bir üniversite şeklinde gerçekleştirilebilir.
Önerilen programlar aşırı büyük işler gibi algılanabilir; ama bunlar erişilmez değildir. Dünyada iki tip insan vardır. Bazıları kendilerini topluma adapte etmeye çalışır. Diğer bazıları ise topluma uymaktansa toplumu kendi değerlerine adapte etmek ister. Toplum bütün ilerlemeleri bu ikinci tip insanlara borçludur. Onları yarattığı için Rabb'e şükürler olsun.' (M. Fethullah Gülen / Rabb'in aciz kulu / 9 Şubat 1998)
Görüldüğü gibi F. Gülen Erasmus programıyla ilgili olarak 1998 yılında çalışmaya başlamış. Kendisinin yürütmüş olduğu dinlerarası diyalog zeminine müsait olması itibariyle erasmus programı 2004'de Türkiye'de uygulamaya başlamıştı.
Vesselam…