Toplu taşıma günümüzde büyük şehirlerin en yoğun ulaşım vasıtasıdır. Metro büyük şehirlerde kullanılıyor, özellikle İstanbul ve Ankara’da kullanımda.
Toplu taşıma günümüzde büyük şehirlerin en yoğun ulaşım vasıtasıdır.
Metro büyük şehirlerde kullanılıyor, özellikle İstanbul ve Ankara’da kullanımda.
İstanbul üzerinde durmak istiyorum.
İstanbul her yönüyle kıymetli bir şehrimiz.
İstanbul, Türkiye’yi ekonomik olarak omuzlayan bir ticaret merkezimiz.
Kültürel bakımdan benzersiz bir değerdir İstanbul.
İstanbul’un günümüzde en büyük problemi ulaşım ve konuttur.
Belediye başkan adaylarından hangisi bu konularda çözüm getirici ve ikna edici projeler sunarlarsa belediye başkanlığı koltuğuna hak edebilirler.
İstanbul maalesef 1950’lili yıllardan itibaren betonlaştırılmaya başlanmıştır.
Fatih’in emanetine sahip çıkılamamıştır.
Özellikle son çeyrek asırda betonlaştırmaya ilaveten dikey büyümeyle bu dünyada eşsiz beldemiz 50-100 katlı müstakbel “yer üstü mezarlıklara” dönüştü.
Yüksek katlı binalardan söz ediyorum.
Konut meselesi bu yönüyle devasa bir problemdir.
Konut meselesine ek olarak acilen çözülmesi gereken ulaşım sorunu vardır.
Şehir içi ulaşım İstanbul’da yaşayanların sinir katsayısını artırmaktadır.
Yapılan tespitlere göre İstanbul’da 2023 sonu itibariyle 5 milyondan fazla araç var.
İstanbul’un nüfusu 16 milyon.
Bu demektir ki, İstanbul nüfusunun üçte biri araç.
Düşünebiliyor musunuz üç kişiden birinin araç sahibi olduğu bir şehir İstanbul.
Daha fenası gittikçe araç sayısı artıyor.
Günlük toplu taşıma aracı kullanan insan sayısı 12 milyon.
Düşünün, her gün 12 milyon kişi bir yerden bir yere gidiyor.
Hareket halinde olan 12 milyon insan.
Hareket halinde olan bu 12 milyon insana bir de sürü şeklinde sokaklarımızı işgal eden köpekler var.
Şimdi gelelim ne yapılabilir konusuna:
Bu konu belediye başkan adaylarının işi ama biz de İstanbul’da yaşayan bir kişi olarak tekliflerimizi sunalım.
12 milyon kişi her gün hareket halinde.
Bu rakam sadece toplu taşımayı kullananlara ait olduğu düşünülürse özel arabaların kalabalığını tahayyül ediniz.
Öncelikle toplu ulaşımdaki “tıkış-tıkış” yolculuklara nasıl bir çözüm bulunabilir?
Özellikle sabah ve akşam saatlerinde toplu taşıma araçlarının içinde lebalep bir ortamda yolculuk çok sıkıntı vericidir.
Bahse konu sıkıntı tek boyutlu değildir.
Yani “tıkış-tıkış” yolculuk yapanların içinde bayanların durumu daha netameli.
Yolcu, bu “tıkış-tıkış” ortamda düşmeden ayakta durabilecek.
“Düşmeden” derken kastım, aracın durması, kalkması ve virajlardan dönüşüyle ilgili hareketleri ifade etmek istedim.
Ayrıca bayanlar maruz tacizler için muhtelif taktikler geliştirmek zorunda kalmaktalar.
Şayet koltukta oturmak imkânını elde etmişlerse koridor tarafını değil cam kenarını tercih ediyorlar.
Bayan ayakta ise kadınların yoğun oldukları tarafı veya cam kenarına yakın yeri tercih etmekteler.
Şimdi lütfen düşününüz; eşiniz, kızınız ve kız kardeşinizin böyle tıkış-tıkış bir yolculuk yapmasına gönlünüz razı olur mu?
Toplu taşıma araçlarında “ne işi var hanımların?” demeyin.
Mecbur olmasa herhalde toplu taşımaya “tıkış-tıkış” binmezler hanımlarımız.
Kaldı ki, son 20 yılda kadın istihdamı “hızlı bir şekilde” artırıldı.
Yukarıda bir kısmını ifade ettiğimiz problemlerle ilgili olarak kısa vadede çözümü mümkün olabilecek hususlar vardır.
Mesela İstanbul belediyesi araç filosundan bir kısmını hanımlara tahsis edebilir.
Yani sadece hanımların kullandıkları toplu taşıma aracı olabilir.
Kadınlara mahsus toplu taşıma aracını kullanan ülkeler vardır.
Japonya’da sadece kadınlara mahsus metro vagonları faaliyette.
Meksika ve Hindistan’da da benzeri uygulamalar var.
İngiltere’de İşçi Partisi kadınlara mahsus toplu taşımanın gerekli olduğu kanaatinde.
65 yaş üstü olanlara ücretsiz uygulaması var. Bu uygulamanın artısı ve eksisi iyice araştırıldı mı acaba?
Emeklilerimize hürmet etmeliyiz.
Acaba emeklilerimize tanınan ücretsiz toplu taşıma imkânları “yerinde” kullanma durumları nedir? değerlendirilmesine fayda var kanaatindeyim.
Benim teklifim 65 yaş üstü olanlara toplu taşıma vasıtalarında ücretsiz değil de kısmî bir ücret takdir edilmesi yönündedir. Ayrıca ek ücret de hesaplarına girilebilir.
İstanbul’da trafik problemini çözmenin kısa vadede yollarından biri şehir içi araç sayısını azaltmaktır.
Araç sayısı nasıl azaltılabilir?
Toplu taşıma vasıtalarının ücretlerinin düşürülmesiyle özel araç sahiplerinin toplu taşımaya yönlendirilmesi mümkün olabilir.
65 yaş üstü olanlar için kısmî ücret uygulamasıyla bu grubun toplu taşıma vasıtalarını kullanmayacakları veya daha az kullanacakları dikkate alınırsa, özel vasıta sahipleri toplu taşımada “tıkış-tıkışı” artırmaz mı?
Rakamlara bakalım:
İstanbul’da trafiğe kayıtlı otomobil sayısı 3,5 milyon. Emekli sayısı 2,6 milyon.
Bu durumda 65 yaş üstü olanlara toplu taşıma araçlarında kısmî ücret uygulaması yapılırsa 2,6 milyon kişiden bir kısmı toplu taşıma vasıtalarına binmekten vazgeçecekler. Buna karşılık 3,5 milyon otomobil sahibinin bir kısmının da toplu taşımayı tercih edeceği düşünülürse “tıkış-tıkış” yolculukta pek fark olmayacak gibi görünmekte.
“Tıkış-tıkış” yolculuğun kısa sürede çözüme kavuşmayacağı anlaşılıyor. Fakat özel otomobil sahiplerinin toplu taşımaya yönlendirmekle trafik meselesinin kısmen çözüme kavuşacağı düşünülebilir.
Trafikte aracın azalması demek, zamandan kazanmak anlamına gelir.
Kadınlara mahsus toplu taşıma araçlarının tahsis edilmesiyle taciz meselesi kısmen çözüme kavuşabilir.
Vesselam…