Geçen gün bir sosyal medya paylaşımımda şöyle seslendim: “Ey Devletlûlar! "Ne diye şöyle ekonomiden anlar, şu ekonomi mastırı var, ABD'de şunu okudu, bunu okudu" diye adam seçiyorsunuz.

Geçen gün bir sosyal medya paylaşımımda şöyle seslendim:

'Ey Devletlûlar! "Ne diye şöyle ekonomiden anlar, şu ekonomi mastırı var, ABD'de şunu okudu, bunu okudu" diye adam seçiyorsunuz.

Hazreti Yusuf en başarılı Hazine ve Maliye Yöneticisi idi.

Yalnızca "israf etmem, tasarrufu iyi bilirim ve Ülkeyi adil yönetirim" diyordu.

Ben de aynısını diyorum.

Var mı ötesi!'

Seslendik, bu böyle seslendik, ancak, her yerde Molla Kasım'lar var. Bizi bu sözümüzden dolayı hesaba çekenler olur.Biliyorsunuz ya da yeni okuyacaksınız ve bilmiş olacaksınız, Molla Kasım, Yunus Emre'mizi hesaba çeken kişidir.

Yunus'umuzun üç binden fazla sayfadan oluşan Divan'ı bir vesile Molla Kasım'ın eline geçer ve Molla oturur bir derenin kenarına Yunus Emre'nin şiirlerini okur ve kendi zaviyesinden ve kendi medrese ile ilim tahsili açısından şiirleri süzgeçten geçirmeye başlar, beğenmedikleri şiirlerin sayfasını yırtıp yırtıp dereye, suya atar. Ve birden bir sayfaya gelir ki,

'Derviş Yunus bu sözü, eğri büğrü söyleme,
Seni sığaya çeken bir Molla Kasım gelir'
şeklindeki mısralara rastlar ve bunun üzerine Yunus Emre'mizin bir Derviş ve Hak aşığı olduğunu anlayıp yırttığı ve suya attığı şiirler için büyük pişmanlık duyar. Ancak olanla rolmüş ve Yunus'umuzun şiirlerinin büyük kısmı suda akıp da gitmiştir.

Bizim Yunus Emre Şiirleri olarak okuyup da bildiklerimiz ancak Molla Kasım'ın hatasını anlayıp da yırtmadığı şiirlerdir. Demek ki Yunus'umuzun tüm şiirleri elimizde mevcut olsaymış ne derya, ne deniz bir hazinemiz olacakmış.Şimdi bu hususu burada noktalayıp Hazreti Yusuf ve Hazine/Maliye Yönetimi konusunu anlatmaya devam edelim. Elbette Yunus Emre'miz hakkında da yazacağım pek yakında. İnşallah.

Hazreti Ali Efendimiz (ra) 'ilim bir nokta idi, cahiller onu çoğalttı' diye seslenir. El hak doğru.Hazine ve maliye yönetiminin kuralları basittir. İsraf etmemek, tasarruf etmek ve adil yönetmek.Zaten bu yönetim tarzı tüm Peygamberlerimizin öğüt ve tavsiyelerinde mevcut olduğu gibi bizzat Hazreti Yusuf'un (as) bizzat yöneticiliğinde de mevcuttur.

Gel gör ki şimdi hazine ve maliye yönetiminde mikro ekonomi, makro ekonomi, Keynes meynes, Friedmanmiriedman ekolleri, faiz, döviz, borsa enstrümanları ve daha nice nice ayak oyunlarıyla iş karmaşık hale getirildi ve hazine, maliye yönetimi için adam aradıklarında işte bunları teorik ya da pratik olarak bilecek adamlar aranıyor ve onun aldığı ya da alacağı kararlar üzerine hazine, maliye yönetilmek isteniyor.

'Faizi düşürdüm ha, yükseltim ha, dövizi sabitledim ha, serbest bıraktım ha, borsadaki kağıtları aldım ha, sattım ha,' diyerek hazine ve maliye yönetimi insanların iki dudakları arasında kalmış vaziyette.

Tabi işler bu kadar basit değil. Esasında basit de basit değil.

İşler Hazreti Yusuf'un (as) modeli uygulanırsa çok basit, uygulanmadığı zaman çok karmaşıktır.

Friedmancıparasalcı, dövizci, faizci, borsacı, Keynesci reel sektörcü, para arzı, para talebi, piyasaya Devlet müdahaleci ya da piyasayı serbest bırakmacı onlarca model ve yaklaşımlar ile kafalar karışıyor ve iş, işin içinden çıkılmaz hale getiriliyor.

Hazreti Yusuf (as) Ülkenin yönetiminde bulunmak için görev istiyor ve 'Yusuf da, Melik'e: 'Beni, ülkenin hazinelerinin, depolarının, yeraltı ve yerüstü kaynaklarının tasarrufunun, devletin başına getir. Ben iyi korurum. Bunların dağıtım, kayıt ve koruma işlerini iyi bilirim' diyor. (Yusud Suresi, 55) Mısır Meliki'nin gördüğü rüyasını tanımlayıp da açıkladığı gibi 'yedi sene elde ettiğiniz ürünlerin buğdayın ve zahirenin çok az kısmını yiyin ve büyük kısmını ileride gelecek kıtlık yılları için saklayın ve kıtlık günlerine hazırlanın' dediği gibi tasarrufa ve israf etmemeye büyük önem veriyor Hazreti Yusuf (as).

Tasarruf kıtlık zamanlarında yapılmaz, tasarruf bolluk zamanlarında yapılır. Hazreti Yusuf (as), Mısır Melik'ine kıtlık zamanları gelmeden önce bolluk zamanlarında hazırlık yap diye ikaz ediyor.

Günümüzde ne yapılıyor? Hazine'de para çokken harcanıp tüketiliyor ve ardından da yokluk zamanlarında tasarruf çağrıları yapılıyor. Elbette birinci yöntem (Hazreti Yusuf Modeli) doğrudur.Adil yönetim uyguluyor Hazreti Yusuf (as). Gerçekçi, tarafsız ve tamamen bilime dayanan bir yönetim uyguluyor Hazreti Yusuf (as).

Şimdi burada şu tartışmalara girmiyorum. Hazreti Yusuf (as), Mısır'daki Firavun'un emrinde mi çalıştı? Görevi yalnızca maliyeyi düzeltmek, hazine gelirlerini artırmak ve ekonomik sorunları çözerek halkı maddi müreffeh bir hayata kavuşturmak mı idi? Hazreti Yusuf bunları yaparken manevi ve huzura yönelik çalışma sergilemedi mi? Bu tartışmalara girmiyorum.

Ancak şunu net olarak belirtiyorum. Her Peygamber feraset ve basiret timsalidir. Hazreti Yusuf da yaptığı işler ve başardığı hususlar ile birlikte Firavun'u elbette Hakka çağırmış ve halkı da manevi yönden de terbiye eylemiştir. Bu husus ayrı bir başlıkta ve başka bir yazıda ele alınabilir.

Ben bu yazıda Hazreti Yusuf (as) modelini esas alarak ve günümüzdeki borsa, faiz ve döviz gerçeğini de dikkate alarak ekonomik gelişme ve maddi müreffeh bir hayat için şu 10 önerimi arz ediyorum.

1- Üretim yapmadan sırf spekülatif hareketlerle (vurgunculuk metodlarıyla) paradan para kazanmak çirkin bir şeydir. Devlet spekülatif kazançları vergi ve benzeri metodlarla engellemelidir.

2-Spekülatif (vurgunculuk kazançları) üzerinde vergi yükü artırılabildiği kadar artırılırken reel ekonomi, üretim ve ihracat kazançları üzerinde azaltılmalıdır.

3-İstihdam oluşturacak her üretim için mali yük (sigorta, vergi ve benzeri yükler) düşürülmelidir ve hatta sıfırlanmalıdır.

4-Bürokrasi sıfırlanmalıdır. Üretim ve yatırım yapacak kişiye,'sermaye, yatırım yapılacak konunun ahlaka uygun olması ve yatırım yapılacak yerin (arazinin) durumu'dışında herhangi bir soru sorulmamalıdır.

5-Devlet planlı ekonomi modeli uygulamalıdır. Planlama mühimdir.

6-Karma ekonomi şarttır. Piyasada Devlet de olacak, millet de olacaktır.

7-Mülkiyette sınırsız ve keyfi mülkiyet olmaz. Devlet tarlasını, arazisini kullanmayıp da boş bırakana müdahale ederek gerekirse tasarruf hakkını devralmalıdır.

8-Adalet, liyakat ve ilim Devlet yönetiminde asıl olmalıdır. 'Devletin dini adalettir.' Bunu hayata geçirmek şarttır.

9-Çocuklar ve gençler aile, okul ve toplum olarak en iyi terbiye ve en mükemmel eğitimden geçirilmelidir. Eğitim ve terbiye konusunda Devlet aile, okul ve toplum üzerinde tüm destekleri sağlamalıdır. Eğitim parasız olmalıdır. Eğitime dair tüm masrafları Devlet karşılamalıdır.

10-Devlet hazinesi emin ellere teslim edilmelidir. Devlet malına hıyanet edenler gecikmeksizin ve kim olduğuna bakılmaksızın anında cezalandırılmalıdır.

Az yazdım, çok anlayın ve Hazreti Yusuf (as) Modelinin uygulanmasını dua ile isteyin. Sözkonusu bu Adil Yönetimde buluşmak üzere Allah'a emanet olun.