Hayme Ana da kim demeyin. Hayme Ana, Kayı boyunun önderi Süleyman Şah'ın eşi, Ertuğrul Gazi'nin annesi, Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazi'nin de büyükannesidir.
Hayme Ana da kim demeyin. Hayme Ana, Kayı boyunun önderi Süleyman Şah'ın eşi, Ertuğrul Gazi'nin annesi, Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazi'nin de büyükannesidir. Kocası Süleyman Şah'ın Fırat Nehri'ni geçerken boğularak ölmesi üzerine Kayı Boyu'nu derleyip toplayan cefakâr, fedakâr Türk kadını, devlet evinin temel direği…
Toplumumuzda bilindiği üzere baba sevgi ekseninde otoritenin anne şefkatin temsilcidir. Hayme Ana kocasının ölümü üzerine hem otoritenin hem de şefkatin başı ve temsilcisi olmuştur. O, bir yandan obanın diğer kadınları gibi süt sağmış, yemek yapmış; yün eğirmiş, çorap örmüş; bir yandan da oğlu Ertuğrul Gazi’yi obasına “Bey”, torunu Osman Gazi’yi de asırlara yürüyecek olan Osmanlı İmparatorluğuna “Baş” olsun diye yetiştirmiştir.
Hayme Ana, kıldığı her namazın ardından gözlerini Çarşamba ovasının ufuklarında gezdirir sonra da ellerini gökyüzüne kaldırır;“Öyle çoğalalım ki Çarşamba yaylası bizi almasın. Yeni yaylalar yurtlar kuralım; sürülerimiz, atlarımız çayırları doldursun, ovalara sığmasın. Oğullarımız dinimizden töremizden ayrılmasın” diye dua ederdi. O,zaman zaman da oğulları ile birlikte obasının ileri gelenlerini bir araya toplar oğlu Ertuğrul Gazi’nin nazarında onlara nasihat ederdi.
Neler mi söylerdi. Gelin onun asırlara hükmedecek olan sözlerine kulak verelim: “Oğul, anayurttan ayrılalı yıllar geçti. Deli rüzgârlar önünde oradan oraya savrulduk. Beylik otağını kurduğumuz şu yaylalar, artık son durağımız, son konağımız olsun. Oğuz´un yurtlarına diktiğimiz ağaçların kökleri kara yerin derinliklerine, dalları gökyüzünün yüceliklerine uzansın. Ak-boz atlara binip yağı üstüne yel gibi vardıkta Kadir Tanrı gözü pek yiğitlerimizi korusun. Göğsü kaba yerli kara dağlar gibi duran erlerimiz ile kır çiçekleri gibi saf ve temiz, ak yüzlü, ala gözlü kızlarımız Kutlu Kayı Boyumuza gürbüz evlatlar versinler. Altın başlı otağlarımız Çarşamba yaylasını bürüsün. Kayı´nın ve diğer bütün bayların oğullarını Ertuğrul´umla bir tutarım. Onların hepsini soyumuz için Hakk´ın Kutsal birer emaneti bilirim.
Oğul, Boyundan- soyundan olsun olmasın insanlara adil davran. Adaletten ayrılma ki, insanların birlik ve dirlik kazansın. Yurdunda, obanda herkes gezsin. Ululuk isteyen töreden ayrılmasın. Bu dünya bir oturma yeri değildir. Yapacağın iyi ve doğru işlerle insanların hizmetinde bulunursan güzel övünçler senin olur. Yüreğinden inancı, ağzından duayı, davranışından erdemi hiç eksik etme. Bir de sabırlı ol oğul, ekşi koruk sabırla tatlı üzüm olur.”
Bir zamanlar, 22 milyon kilometre kareyi bulan yüzölçümü ile cihan imparatorluğu Osmanlı’nın temellerinde Şeyh Edebali’nin, Dursun Fakih’in olduğu kadar Hayme Ana’nın bu hikmet dolu sözleri de yatar.
Hayme Ana, Kayı boyunun yaylak olarak kullandığı Kütaya/Domaniç’t e vefat eder. Mezarı Domaniç’e bağlı Çarşamba köyündedir. Hayme Ana’nın ölümü üzerine Kayı boyunun yanı sıra Kınık, Avşar, Doburga, Karakeçili ahalileri de yasa bürünür.
Bugün Hayme Ana, Sultan II. Abdülhamid Han tarafından 1896 yılında yaptırılan Çarşamba köyündeki türbede yatmaktadır. 700 yılı aşkın bir zamandır Hayme Ana türbesi başta Karakeçililer olmak üzere yöre halkı tarafından her sene ziyaret edilir.
Bu millet; tarihe yön veren yüreğinden inancı, ağzından duayı, davranışlarında erdemi hiç eksik etmeyen nice Hayme analar yetiştirmiştir. Devlet kurtaran Altuncan Hatun; oğlu adına tahta geçerek ülke yöneten Kabac Hatun, Taht mücadelesini sona erdiren Terken Hatun bu analardan bir kaçıdır. Yine oğlu Uzun Hasan ile Fatih Sultan Mehmet Han arasında yaşanan mücadele esnasında elçilik görevi yapan Sare Hatun… 93 Harbi sırasında Erzurum'da Aziziye savunmasına katılan, Rus işgaline karşı Erzurum'daki halk direnişinin simgesi Nene Hatun… Ve daha nice on binler. Onların izlerini ne tarihten ne de gönüllerden silmek mümkün değildir.
Evladını avucuna kına yakarak askere gönderen; “seni vatana kurban ettim”, diyen yüreği vatan kadar büyük isimsiz Hayme anaları hiç eksik olmamıştır bu milletin… Teşekkür az, şükran güdük, minnet kifayetsiz kalır yüreği vatan olan böylesi analar için... Her birinin önünde saygı ile eğilir, ölenlere Allah’tan rahmet diler, hayatta olanların ellerinden öperim. Allah, böylesi analardan bu milleti mahrum bırakmasın.