ABD’nin bir sonraki İsrail elçi adayı Senato Dış İlişkiler Komitesi önünde sorguya çekiliyor. Elçiye sorulan sorular kamu hizmeti hayatı boyunca İsrail-ABD ilişkilerini güçlendirmek için ne kadar çaba harcadığı ve neleri başardığı...
ABD'nin bir sonraki İsrail elçi adayı Senato Dış İlişkiler Komitesi önünde sorguya çekiliyor.
Elçiye sorulan sorular kamu hizmeti hayatı boyunca İsrail-ABD ilişkilerini güçlendirmek için ne kadar çaba harcadığı ve neleri başardığı...
İsrail'e olan bağlılığı adeta.
Büyükelçi de bu konularda neler yaptığını, ne kadar İsrailci olduğunu anlatmaya çalışıyor.
Cumhuriyetçiler ortamı bulmuş...
Bir senator, İran'ın ABD finans sistemine dönmesine dair Washington Post haberini göstererek "İran ile Nükleer Anlaşma" ile ilgili tutumunu soruyor.
Nükleer Anlaşma durumunda bu süreçte İran'ın parasına erişimini savunmasının; İran'ı ABD finans sistemine sokmak anlamına geldiği hatırlatılıyor.
Aday BM maddelerine dair de hesaba çekiliyor ABD'nin BM'de İsrail'i koruması adına.
****
Bu arada tam Nazilerin Yahudilere yaptığı soykırımdan bahsedilirken Komiteye bir kadın sesleniyor:
'Soykırımı durdurun.'...
Diğer yandan ABD askeri uzmanları ve düşünce kuruluşu uzmanları tüm gücüyle Gazze'de hastaneye atılan bombanın İslami Cihad tarafından atıldığını anlatmaya çalışıyor.
Filistinliler kendilerini vuruyor. Zira füzeler hedef şaşırıyor ve başarısızlığa uğruyor. İsrail'in böyle hata payı yok.
Ancak kimi uzmanlara göre kullanılan mühimmat ABD mühimmatı ve eğer sivillere karşı kullanıldıysa ABD sorumlu...
Bu nedenle bu konu çok önemli. İsrail, bombaladığı bölgede, örneğin hastanede, ambulansta HAMAS veya İslami Cihad uyelerinin olduğunu daha önce başka olaylarda kabul etti ve buraları hedef alması şaşırtıcı bir durum değil. ..
Ancak bu boyutta yani 417 kişinin öldüğü bir kıyım olunca durum değişti.
Beyaz Saray sözcüsü Adrienne Watson, ABD'nin "havai görüntülere, müdahalelere ve açık kaynak bilgilerine" dayanan mevcut değerlendirmesinin, Gazze'deki El Ahli Hastanesi'ndeki patlamadan İsrail'in "sorumlu olmadığını" ortaya çıkardığını söyledi.
Gazze Sağlık Bakanlığı saldırıda 471 kişinin öldüğünü söyledi.
Biden "öfkenize yenilmeyin" diyor İsrail'deyken İsraile. Daha fazlasını yapamaz. Zaten İran'ın parasını serbest bırakmakla HAMAS'ı cesaretlendirmek ile suçlanıyor.
Gidişi olabilir mi bu?
***
İsrail'in kendini savunması söz konusu olunca diğer tarafa yapılanları konuşmak ve çatışmanın nasıl doğduğunu hatırlatmak hatta anlamaya çalışmak bile zor.
HAMAS'ın "saklandığı" yerlerde sivillere dönük faciadan bahsetmek bile beklemediğiniz şeyleri dışarı çıkarıyor.
Ve bu belki aslında ABD'nin de geçmişiyle ilgili konuları da gündeme getiriyor.
Asıl konu Cumhuriyetçi komite üyelerinden biri HAMAS'in hayallerinin Filistinlilerce paylaşıldığını hatırlatması...
İki devletli çözüm yani kendine ait güçleri olan bir Filistin "yakın ilgi" (para) istiyor. Filistin'de inşa edilecek çok iş var.
Filistin'in güvenlik güçleri "eğitilmeden" güvenlik sağlanamayacağı, bunun da uzun iş olacağı aktarılıyor.
Tabi İsrail'in güvenliği... Filistin'deki "silahlı grupların" etkisizleştirilebileceği bir devlet yapısı sağlanması. İçeride yolsuzluk iç güç kavgası da cabası.
İnsanlar HAMAS'a bu şartlar altında oy vermişti yıllar önce.
Bugün "HAMAS Filistinlileri temsil etmiyor" sözü herkesin ağzında.
***
Peki Filistinliler İsrail kurulurken köylerinden çıkarıldı mı?
Katledilenler oldu mu? Soykırıma uğradılar mı?
Örneğin İsrailli İlan Pappe'nin, Filistinli Soykırım adlı kitabı, bir çok kişinin artık itimad etmediği solcu Chomsky ile de kitap yazdığı gerekçesiyle vasıfsız bir kaynak olarak etiketleniyor.
Ve ağızlardan dökülen şu oluyor: 'ABD de, Türkiye de, İsraili suçladıkları; yerleşimci ve sömürgecilik konularında suçlu.'.
Aslında bu tepki çok kişinin ikiyüzlülüğünde ortaya çıkması.
Sadece söyleyeni suçlayamayız.
Osmanlı emperyalizmi Avrupa kolonyalizmi ve Osmanlı'nın nerelere Türkleri yerleşimci olarak yerleştirdiğini tartışmak bugünün dünyasında ders verecek unsurlar olamaz.
Balkanlara, Kuzey Afrika'ya, Arap dünyasına ulaşmış bir imparatorluk...
İngiliz ve Fransızların durumundan farkı yok. Belki Japonya'nın durumundan farksız.
Ve olaya "bir Yahudi devleti fikri" açısından bakacak olursak; İslam devletine de bakalım.
"Darül İslam'da" yani İslam devletinde; Müslümanlar tam haklara sahipken, gayrimüslimler kısmi haklara sahiptir.
Cizye öderler.
Ancak hem Müslümanlar hem de gayrimüslimler güvenlik ve saldırılardan korunmada eşittir.
Filistinliler Yahudi devletinin vatandaşı değil.
Başka bir devletin vatandaşı...
İsrail vatandaşı olabilenleriyse okuyorlar, yükseliyorlar. Ama hissediyorlar...
En azından daha eşit ve insani haklara sahipler.
***
Ne önemli ve güzel bu ortamda biliyor musunuz?
'Ama İsrailliler bomba atmadı, kendi bomalarıymış' diyerek buna inanmak isteyen Yahudi arkadaşlarımız.
En azından bunun kabul edilebilir olmadığı konusunda insani bir noktada olabilmek.
Ve yine ' sanıyorum bu roketler yerel' diyebilen Müslüman Arap arkadaşlar.
Özgürlükleri için savaşmayı da ölmeyi de kutsal bilirken...
****
İsrailli Yahudiler o topraklardan yüzyıllar boyunca İslamdan önce sürüldü.
Sasaniler zamanı zaten nüfus olarak azalmışlardı. Geri dönmeleri için 1948'de İsrail kuruldu.
"Nasıl kuruldu" ve "nasıl ayakta kalıyor" sorusunun cevabı; bugün olanları anlamak, çatışmaya doğru açıdan bakmak, İsrail'in "kendini savunmasına" dair dinamikleri anlamak için kaçınılmaz.
****
Amerikalı Filistinliler çocuklarına hikaye okuma saati düzenliyor. Aidiyet temalı...
Beyaz Saray'ın önünde yürüyorlar protesto için. Kavgayı burada sürdürmeye çalışıyorlar.
Her an terörist olarak etiketlenme pahasına.
Ve Senato Komitesinde "HAMAS ile aynı hayallere sahip olmakla" suçlanıyorlar:
Giriş çıkışı normal kendi güvenliğini sağlayan, onurlu bir ülkeye sahip olmak.