HAKKI YAZMAYAN KALEM KIRILSIN

Evet, son derece yerli yerinde bir dilek, temenni ve duadır hakkı yazmayan kalem kırılsın. Zira kalemin hakkı büyüktür vebali ağırdır bedeli pahalıdır. Hakkı söylemez ve yazmaz isen Yaradan darılır, söylesen beşer kırılır. Hani derler ya aşağısı sakal yukarısı bıyık diye…

Ama yazmak, yazabilmek iyi hesap yapmayı gerektirir. kâr ve zarar hesabını bilemez isen, Yaradan kırılır, ki bunun telafisi ne mümkün…

Yaradan hesap soruyor, vicdan hesap soruyor, kalem hesap soruyor, ahlak hesap soruyor hülasa yazmamak yürek istiyor.

An ve zaman, konu ve kişi denk geliyor, yazsan bir tür yazmasan başka…

Hakkını vereyim kalemin desen, Zülfi yâre dokunuyor kalem

Dostum, arkadaşım, gardaşım, anam, babam deyip pas geçelim desen vicdan kanıyor, Allah küsüyor, kalem kasem ediyor…

Hakikatli yazmak, hakikati yazmak, hakkaniyetli yazmak zor iş…

Hasbelkader bir köşe verilmiş ve hakkını vereyim diyorsun, sağından ve solundan, yârinden gardaşındancızıltılı ses geliyor. Ya gardaş diye nida edip derdini anlatmaya kalksan, gardaşlıktan dem vurup yumuşak karnına dokunuyor.

Allah ile arana giriyorlar mesela ve senden rızalık dışı şeyler istiyor ve bekliyorlar. Geçmiş zamandan kalma haklarını, aba altından sopa cinsinden masaya sürüyorlar kartlarını…

Yazıp, hakkı söylesen kırılanlar, incinenler, söylenenler, sitem edenler sıraya girmişler kılıçlarını çekmek için. Pas geçeyim desen gönül razı değil.

Göz göre göre yalanı, talanı, çalanı pas geçmek, geçebilmek az hüner değil hani ve ben hünersizliğime yeniliyorum.

Tut be adam çeneni diyorsun zaman zaman, sen mi kurtaracaksın memleketi dedirtiyor içimde ki uslanmaz.

Gitgeller yaşıyorum nefsim ve doğrularım arasında. Galip gelmek için nasıl canhıraş cebelleşiyorum kendimle bir bilseniz…

Yazmak istiyorum gördüklerimi, duyduklarımı ve tanık olduklarımı ve sonra hesaba düşüyorum getirisi ve götürüsü üzerine…

Ukba ile dünya arası yaman çelişkilerle kavgam başlıyor tam bu esnada…

Zor, Vallahi çok zor yazmak, yazabilmek…

Hakkı yazmayan, yazamayan kalem, el, parmak kırılsın diyorsun kendi kendine ve öylesi ağır yükün altına sokuyorsun kendini. Satmak sana göre değil kalemi, atmak ayrı bir cüret istiyor senden…

Tonlarca ağırlık oluyor kalem ellerinde, bıraksan yürek dayanmıyor taşısan takatin yok.

Sağa sola, anlayın beni bakışları atıyorsun, anlayış bekliyorsun nasır tutmuş yüreklerden. Duysunlar istiyorsun sağır kulaklar, hakkı söylesin istiyor ve hak versinler diye bekliyorsun haktan yana nasipsizler…

Kalakalıyorsun kendinle, inandığın doğrularınla ve kalem binlerce ton daha ağırlık yüklüyor ellerine…

Kolum kaldıramaz olsa da bu devasa yükü, Bismillah diyor ve kaldığım yerden yürüyorum inandığım doğrulara, kim ya da kimler çıkacak yoluma ve kimler kesecek önümü hesabına düşmeden. Allah’ın üzerine yemin ettiği kalem, yüküm olduğu kadar azığım oluyor bana.

Hakkı yazmayan, hakkaniyetli yazmayan, hakikatli yazmayan kalemim kırılsın…