13 Ocak 2023’te Erzurum’un tarihi Ulu Camii’nde yapılan geleneksel ‘1001 Hatim’ duası, gazete manşetlerine; televizyon haber programlarına bomba gibi düştü. Neydi bu kadar önemli olan?

13 Ocak 2023'te Erzurum'un tarihi Ulu Camii'nde yapılan geleneksel '1001 Hatim' duası, gazete manşetlerine; televizyon haber programlarına bomba gibi düştü. Neydi bu kadar önemli olan? Ulu Caminin imamı, dua ve cuma namazı için toplanan cemaate; 'Son Başbakanımız Binali Yıldırım'ın oğlu hayır için bir yemek veriyor. Duadan sonra yemek yiyebilirsiniz' diye seslenmiş; böylece Binali Yıldırım'ın oğlu Erkam Yıldırım'ın Erzurum'a geldiğini şehre duyurmuştu. Erkam Yıldırım, namazdan sonra 'Mürsel'in giyim mağazasında bir ziyafet vermiş. Bu ziyafete AKP il Başkanı Emin Öz ile birlikte Erzurum valisi Oktay Memiş, il Jandarma komutanı Albay İlker Şimşek katılmış; mağazanın bir köşesinde de Erkam Yıldırım ile birlikte oturmuşlar.

Eeee…! Ne var bunda?

Efendim! Binali Yıldırım'ın oğlu Erkam Yıldırım'ın oturuşu faullüymüş. Elinde tespih varmış. Devlet ricali de bu zatı muhteremin karşısında ip gibi sıraya dizilmişlermiş. Muhterem'in bu lakayt oturuşundan ve tespih çekişinden Erzurum Valisi ile İl Jandarma Komutanı rahatsız olmamış, bilakis huşu içerisinde bu zatı muhteremi dinlemişler.

Başka… Başka ne olmuş?

Daha ne olsun, 17 şirketi, 28 gemisi, iki de lüks yatı olduğu söylenen muhteremin adı başta Singapur kumarhaneleri olmak üzere pek çok skandala karıştığı için böyle bir kişi ile devlet temsilcilerinin poz vermesi doğru olmamış. Ayrıca bu tip bir olayı, ekranlara ve manşetlere taşımak, o yakışıksız görüntü vermek, devletin saygınlığına zarar veriyormuş!

Ülkenin gündemine taşınan ve tartışılan başka mesele kalmamış gibi günlerdir bu 'magazin haber' ve çekilen bir fotoğraf tartışılıyor. Yani ne var bu kadar büyütülecek! Hani bu ilk olsa haber değeri olur. Millet olarak biz bunun çok daha çarpıcı olanlarını görüp yaşamadık mı? Hatırlayın! 15 Mart 2019'da Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan, TÜGVA'nın açılışı için gittiği Adıyaman'da devlet ricali tarafından karşılanmadı mı? Şimdi, 'TÜGVA' da ne diye soranlarınız olacak. Hani, devletin kılcal damarlarına kadar sızan/sızdırılan, büyük tahribatına sebep olan, TBMM'sini bombalayacak kadar alçalan ve hala siyasi ayağı bulunmayan FETÖ terör örgütü vardı ya! Ha işte o terör örgütünden kalan ve 667 Sayılı KHK ile de kapatılan 821 öğrenci yurdundan bir kısmının sonradan hibe edildiği, Bilal Erdoğan'ın da kurucuları arasında yer aldığı vakfın adı. Açılımı Türkiye Gençlik Vakfı... Ya işte o vakfın açılışı için Adıyaman'a giden Bilal Erdoğan'ı da il protokolü karşılamıştı. Bu karşılanmaya da tepki gösterilmiş. Aynı şekilde ip gibi dizilen başta Adıyaman Valisi ve Üniversite Rektörü olmak üzere il protokolü gösterilerek. 'Bu resim devletin aile mülküne dönüştürüldüğünün resmidir' denmişti. Ne oldu sonra? Yani devlet, aile mülküne mi dönüştü?

Yine; 30 Mart 2022 tarihinde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev'in davetlisi olarak Özbekistan'a gitmişti. Orada da Cumhurbaşkanımızın oğlu Bilal Erdoğan'ın protokolde bakanların önünde yer alması ve Özbekistan Cumhurbaşkanının bakanlardan önce Bilal Erdoğan'ın elini sıkması çok eleştirilmiş, Bilal Erdoğan'ın hangi sıfatla bakanların önünde yer aldığı sorulmuştu.

Ne var bütün bunlarda bu kadar yadırganılacak, anlayamıyorum.

Allah aşkına bakar mısınız? Ülke ekonomik krizle cebelleşirken vatandaşları, nelerle oyalatıyor, nelerle uyutuluyorlar. Soruyorum: 'Babaları Cumhurbaşkanı, eski başbakan diye çocukların günahı ne?' Yani bu muhteremlere devlet protokolünü de mi çok görüyorsunuz(!) Yahu! Sizin devlet anlayışınızın dibi çoktan delindi hala farkında değil misiniz? Hem Türkiye artık eski Türkiye değil! Yok devlet saygınlığıymış, yok devlet protokolüymüş… Geçin bunları efendim! Cumhuriyetin 100. yılında Cumhuriyet, bütün kurum ve kuruluşlarıyla birlikte elden gitmiş siz milleti, hala böylesi magazin haberleriyle oyalıyor ve uyutmaya çalışıyorsunuz. Türkçemizde bir deyim var. 'Değirmen sele gitmiş sen şakşağını* arıyorsun!' diye. Yahu ayrıntı bunlar ayrıntı. Öyle 'Şeytan ayrıntıda gizlidir' lafına da kulak asmayın. Siz, siz olun 'bu dağın ardında bir dağ daha var; o dağın ardında bir dağ daha var; o dağın ardında bir dağ daha var' türküsünü tekrarlayarak yokuşa tırmanmaya devam edin!

*Şakşak: değirmen taşı üzerinde asılı küçük bir tahta parçasıdır. Değirmen taşı dönerken taşla temas halindeki bu tahta parçası şak-şak-şak... diye ses çıkarır ve bu ses, değirmenin dönüş hızı hakkında bilgi verir.