Evvela yazımızın başlığının ne anlama geldiğine dair küçük bir bilgi paylaşımı yapalım. Covid-19 demek CO = CORONA – Vİ =VİRÜS – D = DISEASE = HASTALIK anlamlarına gelmekte olup, 2019 senesinde tespit ve teşhis edilmiş olması hasebiyle 19 rakamı ile tamamlanmaktadır.
Evvela yazımızın başlığının ne anlama geldiğine dair küçük bir bilgi paylaşımı yapalım. Covid-19 demek CO = CORONA – Vİ =VİRÜS – D = DISEASE = HASTALIK anlamlarına gelmekte olup, 2019 senesinde tespit ve teşhis edilmiş olması hasebiyle 19 rakamı ile tamamlanmaktadır.
Dünya, kasıp kavruluyor covid 19 dolayısıyla. Hoş, orta yerde böylesi bir vaveylayı hak edecek derecede vahamet arz eden bir durum var mı? sorusuna çok çeşitli cevaplar vermek mümkün. Mevzuyu ciddiye alanlar kadar tiye alanların sayısı da yabana atılır gibi değil.
Bu iddiaya inanan ve inanmanın da ötesinde ölüm gibi korkup akla zarar evham içerisinde günlük kriz geçirenlerden tutunda, tamamen tiye alıp zerre kadar değer atfetmeyip haliyle herhangi bir önlem almaya gereksinim duymayanlar da, kefenin diğer tarafında hatırı sayılır bir tonaja denk düşmekteler.
Her iki görüşün varlığıda değerli, anlamlı ve kıymetlidir. Zira iki farklı görüş yine birbirlerinin hayat garantisidirler ve dolayısıyla her iki ihtimalden herhangi birisinin vücuda gelmesi halinde, bir görüşün isabet bulacağı kuşku götürmez bir gerçek olarak duruyor orta yerde.
Burada esas dikkatinizi çekmek istediğim nokta, henüz devletin ya da bilim kurulu üyelerinden herhangi birisinin ilmi ve delilleriyle birlikte bu virüsün yapay ya da doğal olduğuna dair tatminkar bir açıklama yapmamış olmasınadır.
Oysa konu ivedilikle milli güvenlik konusu mertebesine çıkarılmalı ve devlet tüm güçleriyle bu soruna karşın tıbbi, askeri ve stratejik hamleler geliştirmelidir. Bu anlamda alınmış her karar halk ile paylaşılmalı ve neler yapılması gerektiği bütün gerçekliğiyle halk ile paylaşılmalıdır.
Bunun dışında yapılacak her girişim kıyamete zorlayanların ekmeğine yağ sürecektir. Mevzuya sadece bir mikrop muamelesi yapıp ve yine bütün yükü sağlık çalışanlarının üzerine boca etmek, en hafif tabirle halkın aklıyla alay etmek demektir.
Yine bir çarpıcı bilgi verecek olursak son 2 ay içerisinde grip nedeniyle ölenlerin sayı covid-19 nedeniyle ölenlerden en az 100 kat daha fazla olmasına rağmen, Covid-19 üzerinden estirilen kıyametin anlamına dair ciddi kuşkular devleti yönetenlerin de dikkatini çekmiyor mu?
Ve yine dünya, kanser ve türevleri üzerinden yıllardır ve üstelik çok büyük sayılarda can kaybı vermiş olmasına rağmen herhangi bir aşı ya da ilacın bunca zaman geçmesine rağmen geliştirilememiş olması, duyulan kuşkuların altını mantıklı şekilde doldurmuyor mu?
Yıllar evvelinden çok çeşitli dernek, vakıf ve küresel hegemonistlerin geçmiş yıllara dayalı söylem, kaset, video, yazı ve raporlarında geçen Covid-19'un bunca zaman sonra kendisine hayat hakkı bulmuş olması, komplo teorilerinin ya da haklı endişelerin basamaklarını oluşturmaktadır.
İnanan inanmayan herkes kafasında çok çeşitli ve son derece haklı korku, kuşku ve endişelerin varlığı saklanabilir boyutun çok ötesine taşmış durumdadır. Devlet, acilen olaya bütün boyutlarıyla el atmalı ve olay devletin ve halkın bekaa meselesi kabilinden ele alınmalıdır.
Bu anlamda kaybedilecek her dakika, ileriki yıllarda telafisi mümkün olmayan ve üstelik çok büyük bedellere denk düşen büyük bir sorun haline geleceği kuşku duyulmaz bir hale dönüşmüş durumdadır.
Hele hele de bunca kısa zaman içerisinde üstelik bir de Çin'den getirtilen aşıların halkın üzerinde deneniyor olması, akıllara çok daha vahim soruların gırla gidişine sebebiyet vermektedir. Gelinen bunca vahim noktaya rağmen, devletin hala sağlık bağlamının dışında bakmamış olması anlaşılabilir ve affedilebilir bir hata olmanın çok ötesindedir.
Küresel güçler, 500 milyon ile 1 milyar arası insana, itlaf edilmesi gereken zararlı bir mahluk muamelesi yaptığını, bizi yönetenlerin gözünden kaçmışlığına ihtimal vermek olası mümkün işler kabilinden değildir.
Bir kez daha ve üstüne basarak haykırıyorum ki, mevzu bir milli güvenlik mevzusudur ve dolayısıyla devletin ve milletin bekasına halel getirecek en tehlikeli işlerin başında yer almaktadır. Bu anlamda devleti ve yönetenleri konuya bir kez daha ama çok daha dikkatle bu noktadan bakmaya davet ediyorum...