Ahilik, kelime anlamı olarak Arapça “kardeşim” veya Türkçe “akı” (Divan ’ül Lügat ’it Türk’te) “cömert”, “eli açık” anlamında kullanılmaktadır. Terim olarak, XVIII. yüzyıldan sonra bir esnaf-sanatkâr birliği hâline dönüşmüş olsa bile...
Ahilik Nedir?
Ahilik, kelime anlamı olarak Arapça 'kardeşim' veya Türkçe 'akı' (Divan 'ül Lügat 'it Türk'te) 'cömert', 'eli açık' anlamında kullanılmaktadır. Terim olarak, XVIII. yüzyıldan sonra bir esnaf-sanatkar birliği haline dönüşmüş olsa bile, XIII. yüzyıldan itibaren Anadolu'da görülmeye başlayan, Anadolu'nun vatanlaşmasında ve Osmanlı Devleti'nin kurulmasında büyük rol oynayan dinî, sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasî boyutları olan bir sistem olarak tarif edilebilir. Denilebilir ki ahilik, imanın amele dönüştüğü, Anadolu'nun vatanlaşmasını, Osmanlı'nın 'cihan devleti' olmasını sağlayan dünyevi ve uhrevi bir sistemdir. Ahiliğin başlangıçta bir esnaf teşkilatı olarak ortaya çıkmadığı, içlerinde kadıların, müderrislerin, devlet adamlarının, askeri görevlilerin de olduğu; ahilerin toplumun bütün kesimlerini kucakladığı bilinmektedir.
Ahiliğin Gayesi, Teşkilatlanması ve Kaynakları: Anadolu'daki ilk Türkçe fütüvvetnamelerde ahiliğin gayesi olarak, insanın dünya ve ahiret mutluluğunu sağlamak ve 'Âleme nizam vermek' olarak belirtilmiştir. Ahiler, Selçuklu ve Osmanlı coğrafyasında bütün şehir ve kasabalarda yiğit, ahi ve şeyh sistemi içerisinde teşkilatlanmıştır. Bütünüyle Anadolu, Balkanlar, Kırım, Kazan ve kültür coğrafyamızın çok yerinde ahiliğin teşkilatlandığı görülmektedir. Bu teşkilatlar, Kırşehir'de bulunan 'Pirler piri' de denilen Ahi şeyhine bağlı idi. Ahiliğin temel kaynağı fütüvvet-namelerdir. Fütüvvet-nameler dini-tasavvufi eserlerdir. Fütüvvet-namelerin özünde peygamber sünneti ve Kur'an-ı Kerim vardır. Ayrıca Selçuklu ve Osmanlı döneminde yazılan seyahatnameler, Ahi Şecerenameleri, İcazetnameler ve o dönemde yazılan tarih kitapları da temel kaynak olarak gösterilebilir.
Ahiliğin Oluşumuna Etki Eden Faktörler: Anadolu'da Ahiliğin oluşumuna etki eden unsurları şöyle sıralayabiliriz
- Siyasi Durum - Anadolu'nun Vatanlaşması Süreci: Malazgirt zaferinden sonra Anadolu'ya gelen atlı göçebe Türkmenler Anadolu'yu vatan yapmak istemişler, bunun için hem Bizans la, hem de Moğollarla mücadele etmişlerdir. Türker'in yeni yurt edindikleri topraklarda sürekli olarak kalabilmeleri, ancak daha güçlü bir medeniyet kurmaları ile mümkündü. Bizanslılara karşı kazanılan Miryakefolon (1176) zaferinden sonra İslam medeniyetini hakim kılmaya başladılar. Yeni medeniyet inşasında ahiliğin etkili olduğu görülmektedir.
- Sosyo-Ekonomik Sebepler (Yerleşik Hayata Geçiş): Anadolu'da hem Bizanslılara hem de Moğollara karşı teşkilatlanmak zorunda olan Türkmenler yerleşik hayata geçip medeniyetlerini kalıcı hale getirmek durumunda idiler.Asya'dan Anadolu'ya gelen çok sayıda esnaf ve sanatkara kolayca iş bulmak, yerli Bizans sanatkarı ile rekabet edebilmek, tutunabilmek için yaptıkları malların kalitesini korumak, üretimi ihtiyaca göre ayarlamak, sanatkarlarda sanat ahlakını yerleştirmek; Türk halkını ekonomik yönden bağımsız hale getirmek; ihtiyaç sahibi olanlara her alanda yardım etmek; ülkeye yapılacak yabancı saldırılarda devletin silahlı kuvvetleri yanında savaşma, sanatta, dilde, edebiyatta, müzikte, gelenek ve göreneklerde milli heyecanı filizlendirip ayakta tutmak gerekiyordu.
- Dini Etkenler/Fütüvvetnameler:Türkler islam dinini kabul ettikten sonra medeniyetlerinin özünü bu inanca göre şekillendirdiler. Daha önce Arabistan ve İran'da görülen fütüvvet teşkilatları ile de tanıştılar. Fütüvvetnameler, esas itibariyle dini-tasavvufi eserler olduğu için ahilik teşkilatının esasını bu kurallar oluşturmuştur. Ahiliğin özünde 'hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalış' Hadis-i Şerifi esas alınmıştır. Ahiliğin esaslarında Kur'an-ı Kerim'de sıkça söz edilen isar (kendileri ihtiyaç duysalar bile başkalarını tercih etmek), uhuvvet (kardeşlik), infak (Allah yolunda harcama) kavramlarının etkisi vardır.
- Ahi Evran ve Türker'in Kültürel Değerleri:Her milletin özünde bazı kültürel özellikler vardır. Türklerin de yaratılışlarında var olan aplik, yardımlaşma, dayanışma, cesaret, mertlik, teşkilatçılık ve misafirperverlik gibi kültürel özellikleri ahiliğin bir medeniyet hareketi olarak Türkler arasında yaygınlaşmasında etkili olmuştur. Bu kültür özelliklerine sahip olan Ahi Evran Veli, ahiliği Selçuklu coğrafyasında hızla teşkilatlandırmıştır. Diğer yazımızda görüşmek üzere