Sevgili Okurlarım, Şu yalan dünyada neyimizle övünüyoruz ki... Mal, mülk, para, diploma, makam, mevki, kariyer yakışıklılık, güzellik aklımıza hangi dünyalık geliyorsa!
Sevgili Okurlarım,
Şu yalan dünyada neyimizle övünüyoruz ki...
Mal, mülk, para, diploma, makam, mevki, kariyer yakışıklılık, güzellik aklımıza hangi dünyalık geliyorsa!
Eğer tüm bu dünyalıklar sana nerden geldiğini hatırlatmıyorsa,
Seni özünden alıp koparıyorsa,
Senin insanlığına bir değer katmıyorsa,
Seni duyarlı olmaktan uzaklaştırıyorsa,
Seni kamil insan yapmıyorsa,
Ne önemi var bunca mücadelenin, hırsın, koşmaların...
Kibir, ego, benlik ne kadar da gereksiz yükler aslında insanın üzerinde, bir kez daha şahit oluyoruz.
Ne kadar da ağırlık yapıyor sevgiyle dolu olması gereken yüreklerimizde.
Bizleri ne kadar da insanlıktan uzaklaştıran argümanlar aslında, ne kadar basit ne kadar küçük şeyler.
Sevmek, vefalı olmak, çıkarcılıktan uzaklaşmak, şefkatli olmak, merhamet etmek, acı duyabilmek, acımak, dinleyip anlayabilmek, yardım edebilmek, paylaşmak, sevindirmek, gönül almak, yüreklere dokunabilmek, kalpten kalbe yollar inşaa edebilmek, sarılabilmek nasıl da insanı insan yapan değerlermiş değil mi? Nasıl da bizi iyileştiren, bize iyi gelen, bizi kendimize getiren, bizi kuş gibi hafifleten kıymetler...
Bu deprem gerçeğiyle bir kez daha yüzleşmemiz ve anlamamız gerekir ki birbirimize ne kadar da muhtacız aslında. Ne kadar da bir olmamız gerekli.
Öyleyse nedir bu nefret, bu kin, bu intikam, bu savaşlar...
Niye, neden böyleyiz diye içimizdeki ben'lere soralım bir kez daha, en ağır kelimelerimizle.
Şu yalandan dünyada,
Şu varla yok arasında olduğumuz dünyada,
Şu masalları diyarında,
İyi olmaya çalışmak varken, iyi olmanın peşinde koşmak varken, ey kötülüklere yeltenenler ne diye, kim için, kime bunca kirliliğiniz acaba, bir lokma ekmek bir yudum suyla doyabildiğiniz bu kısacık yolculuğunuzda.
Size ne yetmiyor, hangi istediğinizin kölesi oldunuz da söz geçirmiyorsunuz fani dünyanıza. Birazcık düşünün sadece, ufak bir tefekkür büyük bir farkındalık getirir.
Şu sallantıyla birlikte sallandı yerle bir oldu düşüncelerimiz, duygularımız. Ağlamaklı oldu gözlerimiz, çünkü yanıyor kalplerimiz cayır cayır...
Şöyle bir bakın, o kadar sıradan yapılan işler aslında ne de kıymetliymiş değil mi?
Şimdi fert fert anlamamız gerekmiyor mu? Ağır bir ders aldık hem de çok ağır işte. En basit ifadeyle sıradan hayatlarımız ne kadar lüksmüş anlayamadık mı? Akşam evimizde hiçbir şey yapamadan, sadece oturup canımız dahi sıkılsa, bu ne de büyük bir nimetmiş öyle değil mi?
Hep hatırlatıyorum konuşmalarımda, kitaplarımda, yazdıklarımda, her zaman dile getiriyorum sizlere ulaşabildiğim her platformda.
Son ilk ve kez görüyormuş gibi sarılın sevdiklerinize, ihmal etmeyin, ertelemeyin, çok sevin, küsmek yerine her zaman sarılmak için bahaneler bulun insanlara.
Ayrışmak yerine birleşmeye, dağıtmak yerine toplamaya, atmak yerine sahip çalışın hep, çalışalım hep.
İyi insan olmak zor değil yeter ki biz niyetlenip adım atalım artık.
Şunu hiç aklımızdan cıkarmayalım olur mu?
Ölüm var ve ansızın, zamanı yok, nerde ne zaman geleceği hiç belli olmayan.
Bunu asla unutmayalım ve devamlı hatırlayalım 📌 olur mu?
Hepimize çok büyük geçmiş olsun, acımız büyük tarifsiz, teselli edecek kelimeler bulamıyorum. Rabbim şehit olan kardeşlerimize rahmet etsin cenneti ile mükafatlandırsın, sağ kalanlara hem şifalar hem de sabırlar versin. Ateş bu sefer düştüğü yeri değil hepimizi yaktı, yakıyor da..
Böyle durumların da bir daha yaşanmaması adına bu konuda çalışmalar başlatılsın. Kimlerde ihmal varsa bir an önce yetkililerimiz tarafından, hiç zaman da kaybetmeden kararlılıkla meselenin üzerine gidilsin ve artık bir son verilsin ihmalkarlıklara inşallah.
Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun sevgili kardeşlerim,
Sevgi ve muhabbetle,