İnsanın ibret alması için daha ne olması lazım! “Dünyada eşi benzeri görülmemiş art arda yaşanan bir deprem felaketinden bile ders çıkarmayacak kadar dünya hayatına bağlılık duygusuna bir insan nasıl sahip olabilir?” sorusu bile kişinin zihnine tonlarca yük veriyor.

İnsanın ibret alması için daha ne olması lazım! 'Dünyada eşi benzeri görülmemiş art arda yaşanan bir deprem felaketinden bile ders çıkarmayacak kadar dünya hayatına bağlılık duygusuna bir insan nasıl sahip olabilir?' sorusu bile kişinin zihnine tonlarca yük veriyor.

Merkez üssü Kahramanmaraş Pazarcık olan 7.7 büyüklüğündeki bir depremin ardından 7.6 büyüklüğünde ikinci bir deprem!

Bir, iki değil 10 ilimizi etkileyen bir deprem bu!

Vefat eden insanlarımız, göçük altında kalanlar, ailesini, çocuklarını, yakınlarını kaybedenler!

Düşünebiliyor musunuz böylesine büyük yürek yangınının olduğu bir ortamda 'kötülük' ekseninden çıkamıyorlar.

Tam bir organize kötülük...

-Bir fenomen; 'AFAD'a yardım etmeyin hiç bir yardımı ulaştırmıyor' diyor.

-Diğer bir fenomen; Baraj patladı yalanını atıyor.

-Bir akademisyen; Valiler kaymakamlar, AFAD Başkanı tutuklansın istiyor.

-Bir parti Genel Başkanı; 'Gelsinler tutuklasınlar' ifadesini kullanıyor.

-Diğer bir parti başkanı; 'Enkazdan, öncelikli olarak AK Partililer çıkartılıyor' saçmalığını ortaya atıyor.

-Başka bir parti başkanı ise 'Her şeyin sorumlusu Erdoğan'dır' diyor.

TİP bir milletvekili; Milletin iradesi ile seçilen Cumhurbaşkanı 'nın fotoğrafını paylaşıp 'Halk Düşmanı'
yazıyor.

-Bir gazeteci Halk TV canlı yayınında yalan söylerken vatandaşa yakalanıyor. 'Hatay'a yardım yapılmıyor, devlet yok' iftirasından sonra vatandaşlar tepki gösterince apar topar yayını sonlandırmak zorunda kalıyor.

Türkiye'nin ilk milli S/İHA sistemleri ve ilk milli insansız savaş uçağı Bayraktar KIZILELMA'yı geliştiren BAYKAR deprem bölgesine 655 milyon TL'lik yardım gönderdi diye saldırıya uğruyor. Ve bu provakasyonların üstüne atlayacak sosyal medya trolleri hazırolda bekliyor.

Ya siz ne yapıyorsunuz ? Amacınız ne ?

Abartmıyorum Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan gitsin diye olası her durumda ne yapılacağı, nasıl bir provokasyonun devreye sokulacağı belli.

Bazı sosyal medya hesaplarından atılan ve yalan olmakla birlikte gerçek olanın doğruluğunun üstüne de kalın bir perde çeken 'göçük altındayım, beni kurtarın' tweetlerinin felaketin ilk dakikalarında paylaşılmasının başka hiçbir açıklaması olamaz.

Sel'e göre provokasyon, terör saldırısına göre provokasyon, depreme karşı provokasyon!

Listeyi uzatabilirsiniz.

Sadece birkaç örneğin detaylarına inerek şu an yaşadıklarımıza bakalım.

Kendi partisinin Adana Belediye Başkanı Zeydan Karalar, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik ile birlikte 'AFAD, devlet, valilik, bakanlık belediyelerin tamamı elinden gelen her şeyi yapıyor. Hep bir aradayız.' Derken CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu 'Halkımızın halini yerinde gördüm. Yaşananlara siyaset üstü bakmayı, iktidarla hizalanmayı reddediyorum. Bu çöküş tam da sistematik rant siyasetinin sonucudur. Ya hepimizi tutuklayın ya da geceden beri tutukladığınız gençleri, gazetecileri serbest bırakın. Çok işimiz var.' Diye paylaşımında bulundu.

Ne iş ama!

Genç dedikleri de depremzedelerle dalga geçen, provokasyon amaçlı tweet atanlar vs.

Aslında biz Kılıçdaroğlu'nun hangi gençleri sevdiğini çok iyi biliriz.

'Parasız eğitim pankartı açtı' diyerek sahip çıktığı ve cezaevinden çıkarılmasını sağladığı kişi 2016 yılında Çevik Kuvvet polislerine saldırıda ölmüştü.

Şimdi bu sevgiyi sıralamaya kalksak bir iki yazı daha devam etmek gerekir.

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener 'Bütün hataların, kusurların tek sorumlusu Erdoğan'dır.' dedi.

Haşa Allah'ı hiçe sayıyorsunuz peki bilimi, uzmanların görüşünü nereye koyuyorsunuz?

Yani şöyle mi? Depremi Erdoğan yaptı, örneği de yok ama siz onun içerisinde de iğne ucuyla hata, kusur arıyorsunuz!

Akşener ile HDP'nin Cumhurbaşkanı adayı İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na ne demeli!

'Hatay İskenderun Limanı'ndaki yangın kontrol altına alındı, tamamen söndürülmesi için tüm ekiplerimiz yoğun şekilde çalışıyor.' Diyor o zaman canlı yayında havadan, denizden müdahale edenler kim oluyor?

Ordumuz!

Eee…

Başka bir şey söylemeyeceğim.

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ise bildiğiniz gibi!

Her defasında duvara tosluyor ama bir türlü hızını alamıyor, girdiği yolun ters yön olduğunu bile bile de geri vitese almıyor.

'Suriyeli telefon çaldı' iftirası yalan fakat o terayağ gibi üste çıkıyor.

Kendisine hakkını helal etmeyen gençten özür bile dilemeyerek Suriyeli tercümanlara verilen mavi giysiyi giydiğini iddia ederek 'Kendisi özür dilesin' diyebiliyor.

Pes kelimesi yetersiz!

Yalanları ortaya çıkıp ekranlarda zırvalayan sözde gazeteciler, depremde yarılan yola Erdoğan'ın yaptığı yol diyenler, barajın olmadığı

Antakya'da baraj patladı provokasyonlarını yapanlar…

Büyük bir fedakarlıkla insanları enkazdan kurtardıkları için Allahu Ekber diyenlerden bile rahatsız olacak, 'Kızılay'a kan vermeyiz' diyecek düzeyde ne zaman bu kadar kansız oldunuz?

Allah büyük yerine Tanrı Uludur mu deselerdi mesala!

Artık başaramadıkça çılgına dönüyorlar ya 'Enkaz altında kalan kişilere hangi partiye oy veriyorsunuz diye sormuşlar'a kadar gider bu iş!

Yazıyı yazdığım dakikalarda ise TİP'li bir milletvekili olan Ahmet Şık 'Böyle bir ülkede bu devletin düşmanı olmak haktır ve meşrudur' diyecek kadar haddini aşmıştı.

Devletin A'dan Z'ye bölgedeki tüm ihtiyaçları karşılaması, ilk andan itibaren vatandaşının yanında olması ise inatla görülmüyor, görülmüyor.

Ne yapsınlar anbean tek tek yapılanları mı sıralasınlar mı?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin talimatı ile harekete geçen Ülkü Ocaklı gençlerden oluşan 1200 kişilik hazır ekip ülkemizin dört bir yanından afet bölgesine ilk saatlerde intikal ediyor, Sayın Bahçeli AFAD'a 1 milyon TL bağış yapıyor, bu yapılanları da anons geçsinler ister misiniz?

Peygamberimiz Hz. Muhammed 'Fitne uykudadır, uyandırana Allah lanet etsin' buyurmuştur.

Makam, mevki, iktidar hırsı, İslam dininden nefret gibi ne kadar kötülük aparatı varsa kafamıza vura vura sokmaya çalışsalarda kalkanınız iyilik olursa bünyenize sirayet etmez.

Devletimiz dimdik ayakta… AFAD'ı, askeri ve polisi ile büyük bir kahramanlık örneğini, her şeyi bir kenara bırakın onların bu büyük fedakarlığından da zerre yüzü kızarmayanlara ne söylesek boş.

Erdoğan ile kıyaslamak mümkün değilken ABD işgalini Saddam gitsin diye alkışlayan Iraklılar bile bunu yaptıklarına bin pişman olmuşken bu fitne ateşine bir kibrit çöpü bile atmış olsanız ne yapacaksınız?

Hain, satılmış, terörist, kukla değilseniz bu sorumu çok iyi düşünün!


1997'de Ziya Gökalp'in bir şiirinden 'Minareler süngü, kubbeler miğfer, camiler kışlamız müminler asker' mısralarını okuduğu için hapse giren ve 'Muhtar bile olamaz' dedikleri isim bugün Cumhurbaşkanı!

O öyle bir Cumhurbaşkanı ki sık sık söylediği 'Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır... Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır.' Dizelerini yüreğinin en derinlerinde hissediyor.

Bu durum sizi hiç ilgilendirmeye bilir, Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'yi nereden nerelere getirdiğini de görmek istemeyebilirsiniz ancak şunu unutmayın kötü insanlardan iyilik çıkmaz. İyi olmayan ne varsa bu ne ülkemize ne de size yarar getirir.

Geçmiş günleri mumla aramak istemiyorsanız yanan ışığın kıymetini bilin.

Binlerce insanımızı kaybettik, çocuklar öksüz, anne babalar evlatsız kaldı.

Böylesine büyük bir acı ve felaket bile haktan ve doğruluktan yana vicdanınızı harekete geçirmiyorsa zaten size söyleyecek kelimeyi bırakın tek bir harfi bile ağzıma almam.

Birlik ve beraberlik içinde olduğumuz sürece devletimiz de ilelebet payidar olacaktır.

Ya şehit kanlarıyla sulanan bu toprakları omuz omuza mücadele ederek bizlere emanet bırakan ecdadımızın nesli olacaksınız ya da ABD'nin bir dolarlık kuklaları.

15 Temmuz'da o kuklalara karşı nasıl milletçe bir duruş sergilediysek bugünde kendine yakışanı yapan milletimizin doğrudan yana seçiminin batıla karşı geleceğinden kuşkumuz yok da bu vatana aşık bir birey ve milletimizin bir ferdi olarak gerçeği haykırmanın esas özgürlük olduğunu sadece hatırlatalım istedim.

Böyle bir felakette bile bu kadar Ayrıştıran, fitne körükleyen, devleti ve kurumlarını itibarsızlaştırmaya çalışan bu kadar kanı bozuk insan varken iyi ki bir savaşa girmemişiz diyorum.

Ama her şeye rağmen, Asrın felaketinde devletine sarılanlar, devletine güvenenler, Mehmetçikle omuz omuza çalışanlar, sosyal medyada topluma umut olanlar, toplanan yardımı anında bölgeye taşıyanlar, sahada reklam falan umrunda olmadan fedakarca duranlar! Sırtı kameralara, yüzü enkaza dönük cesur yürekli yiğitler! Yüreğinizden Öpüyorum.

Şimdi sessizlik…

Müsaade ederseniz yasımızı yaşayıp, yaralarımızı saracağız...