ABDULLAH GÜL’Ü CİDDİYE ALMAMAK

Mutlaka herkesin Abdullah Gül’e karşı doğru yanlış haklı haksız bir marjı vardır elbet. Yargı ve yaklaşımların doğru ya da yanlış olması, Abdullah Gül’ün önemli bir figür olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz. Kaldırmadığı/ kaldıramadığı içindir ki bu gerçek, her zaman ve koşulda kendisini güncelliyor ve gündemin tam orta yerine konumlandırıyor kendisini. Hani öyle ki atsan atılmaz satsan satılmaz cinsinden. Benim kendisine olan marjım mevcutlarından farklı değil. Bu farksızlığına rağmen varlığını da önemsiyorum.

Önemsiyor olmam, az evvel de söylediğim gibi diğerlerinden farklı bulduğum ve gördüğümden kaynaklı değil. Bu fark, mevcutların kendilerini ya da Abdullah Gül’ü kendilerinden farklı görmelerinden kaynaklanıyor. Ve bu durum bir bakıma siyasetin alışılagelmiş dengelerini dengesiz yapıyor.

BU dengesizlik durumu, birilerinin biraz elini ve biraz da dilini kısaltıyor. Ve bu durum freni patlamış kamyon gibi dur durak bilmeden girişlere bir nebze fren işlevi görüyor.

Türkiye gibi, her an her şeyin olabileceği, olağan olanların bir anda tepe taklak olabileceği ülkelerde denge/ dengesizlik yabana atılır bir şans değildir.

BU dengesizlik durumu aslında bir bakıma dengeleme durumudur. Siyasetin kendi kodları içerisinde bir değil bir kaç Abdullah Gül ihtiyacı ortadadır

Ben, Abdullah Gül’ ün varlığından şikayetçi değilim elbette ve olmam da kendimle çelişme halimdir. Benim şikayetim, daha belirgin, çizgileri daha cüretkar daha etkin bir Abdullah Gül olmayışınadır.

Bu durumu, Kemal kılıçdaroğlu’nun karşısın da ki Muharrem ince’nin ifade editiğiı anlam ile denk tutuyorum. Bir an için Muharrem ince kâbusunu (!) Kaldırın ortadan, işte o zaman Kemal kılıçdaroğlu rest ve hırçınlığının nasıl tezahür edeceğine tanık olun.

Bir Ülke, bir Devlet ve bir sistem için alternatifsizlik çok ciddi ve çok büyük bir problemdir. Bu durumun sonucunda birey, totaliter bir tavır tanınmasının çok daha ötesinde, Tanrıyı oynama moduna kadar evrilmesine salık verir.

Peki o halde bir kişinin alternatifsiz olma olasılığı var mıdır !?

BU durum hem sünnetullaha aykırı ve hem de yaşamın doğal sürkilasyonu ile çelişir. Algıları ile oynanmış kitleler bu sihrin etkisi altına kalarak öğrenilmiş çaresizlik içinde kendi içlerine çökerler.

  • Olaya neresinden bakarsanız bakın Abdullah Gül bir imkandır ve ben bu imkân ve şansın bilinciyle, iyi ki varsın ABDULLAH GÜL diyorum...