ABD’de BM Genel Kurul gündemi yanı sıra Trump’ın yargıç ataması ve seçim tartışması sürüyor. Hayatını kaybeden liberal feminist yargıç RBG, defin öncesi Kongre’de yatma onuru verilen ilk kadın olacak.
ABD'de BM Genel Kurul gündemi yanı sıra Trump'ın yargıç ataması ve seçim tartışması sürüyor.
Hayatını kaybeden liberal feminist yargıç RBG, defin öncesi Kongre'de yatma onuru verilen ilk kadın olacak.
Bir yargıcın ölümünün ülkede siyasi partiler arası gerilim nedeni olması, adeta demokrasinin bu yargıçla başlamış gibi ve hatta yegane koruyucusunun o olarak görülmesi ülkedeki kutuplaşmayı gösteriyor. Oysa liberal veya muhafazakar olsa da yargıçların Anayasa'ya bağlılığı esas. Demekki yorum farkı her zaman büyük bir boşluğu doldurabilecek güçte. Ve seçime olası itiraz dahil pek çok hayati konu bu yargıçların önüne gidecek. Varın siz gerisini düşünün.
Trump'ın ölen yargıç Ruth Bader Ginsburg yerine atayacağı isim merakla bekleniyor. Demokratların seçimden önce atama yapılmasına itirazını azaltmak için bir kadın seçmesi bekleniyor. Trump'ın yasal olarak atamayı seçimden önce yapmasının önünde engel yok. Ancak seçim dönemi olduğu için demokratlar bunu hedef almakta.
Adı geçen aday isimlerden biri 20 yıl önce Küba'dan Miami'ye kaçarken annesi boğulan Kübalı çocuğun akrabalarını jürist olarak pro-bono temsil etmiş olan muhafazakar yargıç Barbara Lagoa. Lagoa Florida Yüksek Mahkemesi'nde görev yapıyor ve Hispanik. 2000 yılında Kübalı çocuğun iltica davasıyla eyalette çok iyi tanınan bir isim olmuş.
Trump'ın favorisi olarak gösterilen isimse Amy Coney Barrett. Pazartesi günü Beyaz Saray'da buluştular. Trump'ın kararını Cumartesi vermesi bekleniyor. Barrett dini inancı hukukun üzerinde gören bir isim. Trump da mitinglerde Tanrı'ya güvendiğini ifade etmekte.
'Miami'yi kazanmasakta olur ama kazanacağız' diyen Trump, Cuma günü Miami'de olacak ve Barbara Lagoa ile de görüşebileceği konuşuldu. Sonra yalanlandı.
Trump'ın Lagoa'yı seçmesi bu bölgedeki Küba kökenli Amerikalıları kazanmak için önemli bir adım olur.
Obama dönemi yargıç atamalarının nasıl engellendiği, Trump dönemi daha alt düzeyde yapılan atamalar tartışmanın diğer boyutu.
BM'ye dönersek, BM'de Erdoğan'ın Trump'a İsrail konusunda yaptığı çıkış Amerikan basınında yer buldu.
Erdoğan İsrail'i Filistinlilere zulümle suçladığı konuşmasında, Trump ve körfez ülkelerini işbirlikçiler olarak niteledi. İsrail'in BM Daimi Temsilcisi Gilad Erdan salonu terk etti. Bu sene online gerçekleşen Genel Kurul'da ülkelerin BM temsilcileri salonda bulunurken , ülke liderlerinin kaydedilmiş konuşmaları yayınlanıyor.
Amerikan basını haberi Trump'ın Erdoğan'ı dünya liderleri kulübü içindeki en yakın ilişkilerinden biri olarak gördüğünü hatırlatarak aktardı.
Ruhani, George Floyd'un, Amerikan polisinin dizini boynuna bastırmak suretiyl egerçekleşen ölüm şeklini, kendi tecrübeleriyle özdeşleştiren bir sembol olarak kullandı: Bağımsız devletlerin boynunda nobranlığın ayağı...
Bu ifadeyi Floyd'un cenaze töreninde Siyah önderlerden biri kullanmış ve beyaz üstünlükçülerin dizlerini boyunlarından hiç çekmediğini, hak ettikleri yerlere gelmelerine engel olunduğunu söylemişti.
Bu arada Türkiye için Trump ile Erdoğan'ın dostluğu üzerinden yürütülen Türk Amerikan ilişkilerinin, Türkiye'ye ne kazandırdığı, Trump'ın kaybetmesi durumunda veya Senato'da azınlık kalınması durumunda ilişkilerin nasıl bir hal alacağına dair öngörü ve spekülasyonlar hayli popüler diyerek bitirelim.