Genelleme yaparak batıyı bütün insanı, kurumu, medyası ve her şeyi ile kötülemek ne kadar yanlışsa yine genelleme yaparak o batıyı aynı unsurları ve her şeyi ile gözde büyütmek sahip olmadığı değerleri ona izafe etmek de o kadar yanlıştır. Bunlardan birincisi nefretin ifadesidir, ikincisi de beyaz adamı "sahip" olarak görenlerin ruh hali.

Bize yakışan, üçüncü dünyalılara mahsus psikolojilerden, komplekslerden uzak durmaktır. Hırıstiyan batı dünyası, sıcak savaş haçlı saldırılarına devam imkânı bulamayınca bunun yerini psikolojik haçlı saldırıları aldı. Bunu iki türlü yaptılar. Doğrudan taarruz ve içerden devşirme taraftarlarıyla.

Bu devşirmeler, Tanzimattan bu yana mevcuttur. Onlar, batıya ait her şeye hayran çeyrek aydınlardır. Çeyrek aydın, köklerinden kopmuş, beyni sömürgeleşmiş, gönlü esir olmuş kayıp nesillerdir. Batı, üstünlük psikolojisini kitabı, sineması, modası, medyası, müziği ve her türlü propaganda aletiyle yürütürken ışıltılı hayatlarla da sömürgeleşmiş beyinlerden istifade etti.
Avrupa, Amerika gazete veya tv'leri aleyhimize ilk defa yazıp çizmiyorlar. İki sene evvel bir Danimarka gazetesi, bu yılın başlarında ise bir Fransız dergisi, ifade özgürlüğü maskesiyle Sevgili Peygamberimize -aleyhisselam- ve dinimize, tesettüre, doğu insanına kin ve gayzla saldırdılar.

Bunu yapabilenler Türkiye veya İslâm coğrafyasının diğer taraflarındaki iktidarlara haydi haydi saldırırlar. Batıda medya, Yahudi sermayesinin güdümündedir. Bu medya, kendini tarafsız, insaflı ve üstün gösterir. Üçüncü dünyalı sömürge beyinler de buna kanarlar. Zannedilir ki yazdıkları mihenk, konuştukları ölçü, dedikleri tartışılmayacak kadar doğrudur.

Bizde ve doğu âleminde öyle görüldü ve öyle gösterildi ki oralardaki bir gazetede çıkan bir makale veya haber, ya âbâd eder veya berbat eder. Halbuki içerdeki adamları, o yazıları hazırlar ve NYT gibi gazeteler de bunu neşrederler. Öyle zamanlar oldu ki bu tezgâh haber veya makaleler yüzünden Ankara'da hükümetler tedirgin oldular. Tezgâhı düne kadar vahşi batının buralardaki yamakları işletmekteydiler. Şimdi paralel fedailer de devreye girmiş vaziyette. Bir kısım lobi malzemesi yapılmış Amerika ve Kanadalı parlamenterlerin çıkışlarıyla eş zamanlı olarak New York Times da namluya sürülmüş vaziyette.

Bu gazetenin yaptığı haberin akıl ve mantıkla izahı mümkün değildir.

- Erdoğan Türkiye'sinin üstünde kara bulutlar dolaşmaktaymış. Basın hürriyeti kalmamışmış ve bu yüzden Amerika ve NATO Tayyip Erdoğan'a haddini bildirmeliymiş?

Acaba düşündükleri Türkiye Sisi'si kim?

Böyle bir sorumsuz haberi Hotanto'daki bir gazete yayınlamaz. Ama NYT yayınladı? Parayı her şey görenler, bunu hayrına yapmazlar. Haberi, kimlerin neler vererek yaptırdığını MİT elbette ortaya çıkartacaktır. Bu sebeple Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da devlet erkânından başka kimseler de böylesine kirlilikleri günü gelince konuşmak üzere bir kenara kaydetmenin dışında kaale almamalılar. Ademe yani yokluğa mahkûm etmek, ne derlerse ne yazarlarsa yazsınlar dönüp bakmamak en doğrusudur.

Bunların yermesinden değil, övmesinden korkmalı.