Son haberler maalesef iyi değil. Suriye rejim kuvvetleri, Rabia kasabasını işgal ettiler. 12 Ocak'ta da Salman aynı akıbete uğramıştı.

Son haberler maalesef iyi değil. Suriye rejim kuvvetleri, Rabia kasabasını işgal ettiler. 12 Ocak'ta da Salman aynı akıbete uğramıştı. Bunlar, Lazkiye'nin Türkmendağı bölgesinde. Rabia ve Salman, 2012'den beri Türkmenlerin de içinde yer aldığı muhalif kuvvetlerin hakimiyetindeydi. Yakın zamanlara kadar da Esad, buralardan ümidini kesmişti.


Rusların "DAEŞ'le çarpışacağız!" diye dünyayı aldatarak Suriye'ye girmesiyle her şey değişti. Esad, hem Rusya ve hem de İran'dan destek görüyor. DAEŞ ve YPG de muhaliflerle uğraştığı için onlardan da dolaylı destek almakta. Diğer taraftan Amerika, YPG'ye silah yardımı yaptığı için uzak bir dolaylılıkla o da rejimi ayakta tutmakta.


Esad zulmüne destek olmakta Putin Rusyası başı çekiyor. Uçağının Türk ordusu tarafından düşürülmesinden sonra çılgına dönmüş olarak kan dâvâsı saikiyle Türkmen mücahid ve bölgelerine saldırmakta. Rejim askerlerinin karadan ilerlemeleri Rus jetlerinin havadan dövmesiyle mümkün oluyor.


Salman ve Rabia kasabaları böylece düştü.
Bu toprakların düşmesiyle rejim askerleri, yanıbaşımıza gelmiş olacaklar. Bu aynı zamanda Rusların da Hatay-Kilis yakınlarında hududumuza varmalarıdır. Rusya, geçen hafta da Mardin'in karşısındaki Kamışlı Kürt bölgesinde sınırımıza asker yığdı. Moskova, burada PYD/YPG ile işbirliği içinde.


Putin ne yapıp edip Türkiye'yi uçağını düşürmeye mecbur etti. O şartlarda seyirci kalsaydık itibarımız zedelenecekti. Vurup düşürünce de fırsat olarak kullanıldı. Vladimir Putin, Çarlık Rusyası hülyalarındadır. Deli Petro'nun vasiyetini yerine getiriyorlar. Dikkat edileceği gibi Ruslarda idarenin Çarlık, komünizm ve demokrasi olması fark etmemekte. Millî devlet hedefleri hep aynı. Putin, bunları yaparken farklı görüşten hiç bir Rus, "sen yeni Çarlık peşindesin!" diye suçlamıyor. İktidar ve muhalefetiyle millî vasiyetlerine sadakat duygusu içindeler.


Burada esef edilecek olan Amerika'nın iş bilmezliğidir. Bir zamanlar "Çekiç Güç" adını verdikleri bir kuvveti Diyarbakır'a yerleştirmişlerdi. Güya PKK ile mücadele ediyorlardı. Kandil dağında yardım malzemeleri göründü. Bu başımıza musallat edilmiş gücü zor gönderdik.
Şimdi de PKK'ya terör örgütü diyor fakat onun şubesine yardım ediyorlar. YPG'ye verdikleri silahlar, insansız hava araçları PKK'nın elinde ortaya çıkıyor. Hatta bir ara PYD/YPG için sözü hovardaca harcayarak "stratejik ortağımız!" bile dediler. Güya böyle yaparak PYD'yi dolayısıyla o bölgeyi Ruslara kaptırmayacaklar.


Washington, garip bir zamanlamayla İran'la da arasını düzeltti. Ambargonun kalkmasına en çok biz memnun olduk. Ancak bu memnuniyet, vaziyeti tahlile mani değil. Amerika, Esad rejimiyle kavgalı ise onunla can ciğer kuzu sarması olan Tahran'ı niye ödüllendirdi.
Şu manzara karşısında sorulmaz mı? Amerika, hangi akla hizmetle Arap Baharı'nı Suriye'ye taşıdı? Bu mendebur bahar, nereye girdiyse orası ya parçalandı ya darbe oldu veya iç savaş çıktı. Libya, Mısır, Suriye örneklerinin tek istisnası Tunus'tu. Şimdi orası da silbaştan karışıklık eşiğinde.


Rusya, tarihin, atalarının izlerini takip ederek büyüme peşinde. Amerika ise harita değiştirme sevdasında. Ne var ki itimatları sarsıyor, müttefiklerini yarı yolda bırakıyor, izahı mümkün olmayan yanlışlıklara imza atıyor.