DAEŞ'in Sultanahmet saldırısı, "imzacı aydınlar"ı üzmüş müdür? d
DAEŞ'in Sultanahmet saldırısı, "imzacı aydınlar"ı üzmüş müdür? diye bir soru sorulsa "evet üzmüştür" demek çok zor. İktidar, hükümet, devlet zora düşsün de varsın 15-20 kişi can versin. Diktatörlük bitecekse bu kadarcık insan kaybının ne önemi olabilir?
Böyle düşünmek "imzacı aydınlar"a haksızlık olmaz mı? Hayır, asla!
Onların mantıkları bu şekilde çalışmakta. Böyle olmasaydı emniyet
kuvvetlerimiz, güneydoğuda terör örgütlerine karşı canhıraş bir
mücadele verirken, her gün bir kaç şehid toprağa düşerken, her gün
çocuklar yetim, gencecik kadınlara dul, ana-babalar evlâtsız
kalırken onlar kalkıp devletin doğu ve güneydoğuda bütün halklara
karşı katliam yaptığı gibi insaf dışı iddialarla vatandaşın
huzuruna çıkma yüzsüzlüğünü gösteremezlerdi. İddiaya bakınız! Bütün
halklara karşı katliam!.. Devlet, durup dururken vatandaşlarını
öldürmekteymiş. Bu tezgâhla güya dünyayı kandıracaklar. Halbuki
ecdat, böylelerine "sen herkesi kör, âlemi sersem mi sanırsın!"
derdi.
Devlete katil diyor, fakat terör örgütü için tek kelime
etmiyorlar.
Düşündürücü olan sadece bu densizlik değil. Ondan daha vahimi var.
Daha vahimi ne olabilir ki! Daha vahimi, bu sözde aydınların, bu
müstemleke hayranlarının nasıl bu hallere düştükleridir. Sonuçta
onlar, bizden çalınmış insanlar. Yetiştirmiş, başka niyetlilere
teslim etmişiz. Bir, üç beş değil. Bin civarında akademisyen de
başka cepheden savaş açmakta. O dr, doçent ve prof'un her biri, bu
ülkenin köy, kasaba, şehir ve mahallesinden. Bizim okullarımızda
eğitim aldılar. Ezanı günde 5 defa en azından duymaktalar.
Okullarda 5 sene boyunca İstiklal Marşı okudular.
O halde bunlar, daha sonra hangi tuzaklara düşmekte, ne ile
zehirlenmekte ki bu ülkenin değerlerine düşman kesilmekteler?
Rusya, Türkiye'ye savaş ilân etse içlerinden birçoğu "kurtarıcımız
geldi!" diye alkış tutar.
Bu imzacılar, yahut mandacılar, artık çeyrek aydın bile değiller.
Hâdise, bir aydın yabancılaşmasını da aşmış vaziyette. Onlar,
fikren zehirlenmiş, öz değerlerine, kendi köklerine düşman kılınmış
iradesiz unvanlılar. Fakat unutmasınlar ki her biri, kendi
imzasıyla yarınlara çok kötü miras bıraktı.
Zehirlenmiş aydınlar, kendi değerleriyle devletinden utanmakta.
Torunları da onlardan utanacak!