Bu nasıl seçim sistemi ki bir parti, yüzde 34 oy aldığında 270
milletvekili çıkartmakta fakat yine aynı parti yüzde 40.8'le 258
milletvekili çıkartabilmektedir.
Bu nasıl seçim sistemi ki HDP yüzde 13.1'le meclise 80 milletvekili
gönderirken MHP ancak yüzde 16.3'le 80 vekili bulabilmektedir.
Şu iki misal bile ortada adaletsiz bir seçim sistemi olduğunu
göstermekte. Bu bozukluğun düzelmesi Anayasa, Partiler Kanunu ve
Seçim Kanunu'nun yeniden yazılmasıyla mümkün olacaktı. Varılan
noktada buna partilerin gücü yetmiyor. Bunları ne tek başına AK
Parti, ne üç muhalefet partisi bir araya gelebilseler bile onlar ve
ne de bir azınlık iktidarı yapabilir...
7 Haziran'da kazananlar HDP ve MHP, mağlup ise CHP'dir. CHP oy ve
vekil kaybederek bir önceki seçime göre aşağı düşmüştür.
AK Parti, birinci parti olmakla seçimlerin galibidir. Hem de yüzde
40.8 gibi büyük bir sayı ile galip. Ama aynı parti, 9 puanlık bir
gerilemeyle kendi başarısının arkasında kalmıştır...
MHP veya HDP'nin azınlık hükümeti kurma ihtimali yoktur. CHP de
azınlık hükümeti olamaz. 550 vekilin sadece 132'sini temsil eden
bir partinin azınlık hükümeti olması, eşyanın da siyasetin de
sosyolojinin de tabiatına aykırıdır. Üç parti, CHP, MHP, HDP'nin
toplanarak ortak hükümet kurmaları ise mümkün. 292 oy, meclisin
yarısından fazla. Güvenoyu alır. Ama bu da nazari olarak mümkün.
MHP ve HDP'nin aynı çatı altını, aynı masa etrafını paylaşmaları
bugünkü Türkiye'de henüz imkânsız görünmekte. O noktada CHP ve HDP
ile 212 kişi destekli bir azınlık hükümeti düşünülse bile
yaşamaz.
AK Parti azınlık hükümetine gelince?
AK Parti'nin vekil sayısı CHP ve MHP veya CHP ve HDP vekil
sayısından açık ara öndedir. Üç parti bir araya gelince ancak bu
partiyi geçebilmekteler. Bu durumda azınlık hükümeti kurulacaksa en
hak eden parti, AK Parti'dir. Ne var ki azınlık hükümeti hiç tercih
edilecek bir yol değildir. Zaten siyaset geçmişimizde örneği bir
iki tanedir. Kısa ömürlü ve başarısız iktidarlardır.
Bıçak sırtı yaşayan azınlık hükümetini tavsiye etmiyoruz.
Koalisyona gelince...
İki ihtimal mevcut:
AK Parti-CHP koalisyonu. Bu iki partinin toplam sayısı 390 kişi ile
Anayasa ve seçim sistemi dahil her şey değiştirilebilir. Ama
zıtların birleşmesi mümkün değilken, neredeyse hiç bir ortak
tarafları yokken bu partilerin ortak fikirler, projeler üretmeleri
nasıl mümkün olabilir? Birbirlerine söylemediklerini bırakmadılar.
Liderleri mahkemelik. Birinin ak dediğine diğeri kara demekte. Buna
rağmen büyük sermaye, beyaz Türkler ve sömürgeci batı "Büyük
Koalisyon" adıyla bu yapılanmayı teşvik ediyor. Kurulması zor.
Kurulsa bile yaşaması da zor. Çok başlı ve ömürsüz bir iktidar
olur.
AK Parti'nin MHP veya HDP ile koalisyon olması hâlinde 338 vekil
desteğine sahip bir iktidar ortaya çıkmakta. Bu takdirde de
referandumla Anayasa değişikliği mümkün. Ama Başkanlık sistemine ne
MHP ve ne de HDP razı olur. Kaldı ki HDP, AK Parti ile aynı hükümet
çatısında buluşmaya razı görünmemekte.
AK Parti ve MHP koalisyonu en makul görünenidir.
Sn Devlet Bahçeli, "iktidarı kim kurarsa kursun biz, ana muhalefet
partisi olacağız!" sözünü şayet bir pazarlık cümlesi olarak ortaya
koymadıysa o zaman bu kapı da kapalıdır. Kaldı ki böyle bir iktidar
sol taraftan derhal "yeni MC" diye ağır tenkitlere maruz kalır.
Kurulsa da pürüzler çıkar. Başkanlık sistemi olmayacağı gibi Barış
Süreci yolu kapanacak ve belki terör tekrar şehre inecektir.
Hangi parti azınlık hükümeti kurabilirse kursun.
Hangi parti hangi partiyle koalisyon olursa olsun...
Bunların hiç biri, 13 yıldan beri sahip olunan itibar, istikrar,
kalkınma, dev yatırımlar ve büyüme imkânlarının devamına imkân
vermeyecektir. Bir darbe Anayasasının esasını teşkil ettiği sistem
7 Haziran 2015'te kilitlenmiştir.
Hiç zaman kaybetmemeli...
Geçen her gün aleyhimize işleyecektir. Mümkün olan en kısa tarihte
seçime gitmek şarttır. Seçmen daha şimdiden "ben ne yaptım?"
psikolojisine kapılmıştır. O, zannetti ki kendisi HDP'yi meclise
gönderse bile AK Parti iktidarda kalacaktır. Öyle olmadığını gördü.
Şimdi tedirginlik ve huzursuzluk yaşamakta. Huzursuzluk,
ümitsizliğe dönüşmeden eli çabuk tutmalı.
Büyük koalisyon, küçük koalisyon, azınlık hükümeti...
Sınama-yanılmayla kaybedecek zaman yok!
Boşa geçen her saat, memleketin aleyhine işleyecektir.
Tek çare, yeniden güçlü iktidardır.