Bir toplum ne halde ise öyle idare olunur.
Kendi düşen ağlamaz…
Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş…
Son pişmanlık fayda vermez…
Aynalar yalan söylemez…
Rüzgâr eken fırtına biçer…
Salak, bin kere düştüğü çukura bin birinci defa düşer…
Ne halin varsa gör!..
Şeriat’a hıyanet eden Müslümanın âkıbeti berbat olur…
Zinayı büyük günah ve ağır suç kabul etmeyenler küfre düşer…
Cahil ve gafiller anlamaz ama birilerinin başına sille ve tokat
iner…
Durup dururken düşen ebleh, beni Kim düşürdü diye düşünmez…
Allah bir zalimi başka bir zalim ile terbiye eder…
Kendisinde hiç kusur ve kabahat görmeyen, bütün suçu ve vebali
başkalarının üzerine atan kişi ahmaktır, geri zekalıdır…
En kötü, rezil, iğrenç ticaret din ve mukaddesat bezirganlığı
yapmaktır…
Kendini ıslah etme niyetine, azmine sahip olmayan bir toplum ıslah
olmaz…
Hazret-i Ömer edebiyatını bırak, Ömer gibi olmaya bak… Onun gibi
olamasan bile ona yaklaşmaya çalış.
Yan geldin yattın, vazifeni yapmadın, şimdi dövün dur…
Kendini Fatih’in torunu ve varisi sanan sefile: Fatih Sultan Mehmed
seni görse sopayla kovalardı.
Mülk Allah’ındır, dilediğine verir, dilediğinden alır. Emanete
hıyanet eden onu yitirir.
Kriptoyla yatan pireyle kalkar…
Siz bu kafa ile çok zor adam olursunuz…
Haram rantlar Cehennemde odun olur, toplayanı yakar da yakar…
Bir saat tıka basa yedi, üç saat geviş getirdi…
Kötülük yapmayan kimseye, kötülüğü kötülememek ve engellemek için
çalışmamak, kötülük olarak yeter de artar.
Zam Zam Tower’in lüks üst katından Kabe’ye bakanın başı döner ve
aşağılara düşer.
Roma Papasının lüksü bize örnek olmaz. Efendimiz (Salat ve selam
olsun ona) nasıl mütevazı yaşamış, onu örnek almalıyız…
Müslüman hanım ile Süslüman bayan elbette bir olmaz…
Sabah ezanı okunduktan güneş doğuncaya kadar leşler gibi yatmış,
hava ışıyınca mücahit kesilmiş. Sahte mücahit!..
Gençliğinde mücahitlik taslardı, sonra eline imkan ve fırsat
geçince müteahhit oldu…
Ablar akınca dolaplar döndü…
Kılavuzu karga olanın burnu necasetten kurtulmaz…
Rehberi nefs-i emmâresi ve şeytan olanın varacağı yer Ateş’tir.
Yavrusunu kayb eden acılı annenin ağlaması ile parayla ağlayan
karının ağlaması bir olur mu?..
Hülagu ordusu Bağdad’a doğru yola çıktığında Bağdad’lılar gel
keyfim gel bir hayat sürüyorlar, günlük işleriyle meşgul
oluyorlardı, şairler şiir yazıyor, nehir kenarındaki bahçelerde
sohbetler ediyorlardı. Birkaç ay sonra ne Bağdad kaldı, ne
Bağdadlı…
Ömrü boyunca para peşinde koşan kişi, can çekişirken, altının gramı
kaç lira, dolar kaça çıktı demiş ve ölüvermiş…
Kimse haberim yoktu demesin. Haberdar edilmişiz, uyarılmışız,
aydınlatılmışız. Hiçbir mazeretimiz yoktur.
Pirinci çok taşlı olanın ömrü onu ayıklamakla geçer…
Tek bir Ümmet olmayan Müslümanlar sürüler haline gelir…
Âdil ve râşid bir Halifeye biat ve itaat etmeyen Müslümanlar, kelle
sayısı itibarıyla çoğunluk olsalar bile azınlıklardan ibarettir…
Çobanı olmayan sürüyü kurtlar perişan eder…
Bundan birkaç yıl önce “Türkiyenin bütünlüğünü korumak istiyorsak,
güneydoğuda ve doğuda Şeriat ilan edilmelidir” diye yazdığımda bu
teklifim birilerine ne kadar uçuk gelmişti…
Meclis’e tek kimlikli üç Ermeni milletvekili girmiş. Bunda bir
sıkıntı yok. Acaba iki kimlikli kaç Kripto Ermeni girdi?..
Aynanın karşısına geçip “Nereye gidiyorum, nereye gidiyoruz?” diye
sorsan iyi edersin. Bu sorunun cevabını biliyor veya tahmin ediyor
musun?
Bir Laklakhâne-i kübranın önünden geçtim, içeriden vozurtular
vızıltılar geliyordu. Gevezeler ve zevzekler tartışıyormuş. Binanın
önünde ve etrafında dağlar gibi dedikodu çöpleri vardı,
kokuyordu.
Çayımı içtim ve bir bahane uydurup o sohbetten kaçtım. Kendilerinde
hiç kusur ve kabahat bulmuyor, özlerini Zemzemle yıkanmış gibi pîr
ü pak sanıyor, bütün suçu başkalarına, karşıtlarına
atıyorlardı.
Sivil veya askerî darbelerin felsefesi şudur: Darbe iyi
planlanırsa, iyi hazırlık yapılırsa başarılı olur… İktidar,
darbeleri başarısız kılmak için hazırlık ve tedbirli olursa darbe
başarısızlığa uğrar…
Yazın iyi günlerinde şarkı söyleyip keyfine bakanlar, kışın zor
günlerinde dans etsinler…
İçlerindeki beyinsizler yüzünden yurtları harap, kendileri helak
olan kavimlerin ibretli hikayelerini duymadın mı?..
Öyle bir bela musibet ve felaketten kork ki, o sadece kötülerin
üzerine gelmez, geldi mi umuma gelir…
İsraf ekonomileri çökmeye mahkumdur…
Üretmeden tüketen bir toplum geleceğine ağlasın…
Allahın ilmi, iradesi, kaderi, kudreti bütün alemleri, bütün
mükevvenatı, bütün hâvâdisi kuşatmıştır. O Müsebbibül esbabtır.