Freudyen -psikoloji bilim adamı ve diğer bilim adamları başta insanı hayvandan ayıran özellikler olarak ve hayvanların davranışların ortak paydalarından hareket etmişlerdir. Bilimlerin tümünde olduğu gibi psikolojide de halkiyatların sadece bir bölümüne hâkimdir. Psikologların ortak görüşü insan düşünsel ve zihinsel evrim geçirmiştir. İnsanın son hali birçok evrimden geçmiştir.

Ali Ebu Mansur-e Hallaç “Enel hak” demesinde Allah’a ulaşmış ve Allah’ın nuru kendisinde tecelli etmiş olmasını kast ettiği halde fakat insanlar anlamamış ve sonunda recim edilmiş ve şehit edilmiştir. Sufi kalbi, tozsuz ve passız bir ayna gibi görmektedir. Âşık –maşuk ilişkisi âşık maşukuna ulaşmak için yol boyunca bir sürü tuzak bulunmaktadır. Bu tuzaklar nefsi istek ve arzulardır.

Sofiler, aşkın bütün dikkatini maşuka çevirmek için çeşitli alıştırmalar geliştiren kişidir. Tasavvuf, ben –sen ilişkisi gibidir. Sufi, Allah’a kendini çok yakın hissetmesidir. Tasavvuf birleşmeye giden yoldur. Sufiler, şeytan ve nefsin hilelerinin farkındadır. Tasavvuf, yüce Allah’a kalpten bakmak demektir. Yüce peygamber Hıra Mağarasında Allah’ıyla zikrini yaptı ve onunla buluştu görüşü tasavvufi bir görüştür. İlk vahyinin geliş anı bir enerjiyle kuşatılma anı olarak görülmesidir.

Bu manevi enerji kuşatmasının etkisinde günlerce kaldı söylenir ve görüş sufi bir görüştür. Sufi, karşılıksız yüce Allah’ı sever ve bununla mutlu olan kişidir. Daima ruhen Allah’a bağlıdır. Bu bağlılık günün her saatinde devam eder. Sufi için kılavuz önemlidir. Kılavuz sufiye önemli bilgiler verir. Ona yüce Allan’ı nasıl zikir etmesi gerektiğini öğretir. Bu yaşam denilen şey birbirimize dayanacak kadar geniş ve uzun değil. Onun için sufi acele etmelidir görüşü hâkim görüştür.

Mürşitlerin yanında kalp kalbe bir iletişim vaki olacağına inanırlar. Geleneksel tasavvufta davranışsal aşamalar uyanıklık son derece önemli ve son yeniden doğuş veya yeni bir yaşam işaretinin başlangıcının farkında olmak olarak görülmektedir. Süflilikte önemli olan murakabedir. Yüce Allah’a murakabe günün her saatinde yapılması anlamı vardır. Sufi, İbrahim (A.S) gibi yanmaya hazırdır. Ateşin onu yakmayacağına inanan kişidir.

Tasavvuf dönüş demektir. Yeniden doğuş anlamına gelmektedir. Tertemiz olmaktır. Tasavvuf ehli ilhamın manevi olduğuna inanan kişidir. Zikir yüce Allah’ın 99 isminin anılması demektir. Zikir; psikolojik ve fiziksel olarak hazır olmayı gerektirir. Zikrin en etkili olanı Esma-ul Hüsna olarak görülür. Aşk hastalığı, başka hastalığa benzemez ve bunun çaresi sevinç ve neşe olduğu görüşü hâkim görüştür. Aşk, insanın anlayışını zenginleştiren ve potansiyellerini ortaya çıkaran güç olarak görülür. İnsan için aşk, tüm dertleri (Hırs, rekabet, kıskançlık ve kin) her birine çare olarak sunulmaktadır. Aşk, hastalıklı dünyamızı onarabilir, birey olarak dünyamızın onarmasına büyük katkı sunar görüşü hâkim görüştür. İnsanı Allah yaklaştırır görüşü hâkim görüştür.

Ruhun bilim ve metafizikteki yeri; bugünkü psikoterapiden bahsettiğimizde, genellikle zihinsel açıdan sorunlu insanlara psikolojik yöntemlere uygulayan tıbbı olmayan bir tedavi tarzını kast edildiğidir. (Kemal Sayar)

Modern psikoterapilerin bir başka yanı da hiçbir metafizik prensibe bağlı olmayışıdır. İslam geleneğinde kalp, ruh ve nefis insanın ruhsal bünyesinde büyük önem arz eder. Bunların uyumlu olması vücudun uyumlu olması anlamındadır.

Modern psikoloji de terapistlerin bir başka yanı da hiçbir metafizik prensibe bağlı olmadıklarını biraz önce söz etmiştik. Sufi ruhbilimi ve şifa yöntemleri veya psikoterapi, Guenna ve F.Schuon gibi İslam geleneğin ilkelerini barındıran bir metafiziğe dayalı psikolojik bir tedavi usulüdür görüşü hâkim görüş almasıdır.

Ruh ve nefis iki karşıt olarak insan bünyesinde çalışır, nefis, bedeni teslim almaması için ruh canlılığını kurumalıdır. İkisinin dengesi önemli görülmektedir. Sufi uygulamaları genelde ruhun şifa kaynağı olduğudur. Günlük ibadetler tek başına insani günlük günahlardan uzak tutmaz görüşü sufi görüşüdür. İbadet kalbi uyandırır fakat tek başına insanı nefsi istek ve arzularından uzak tutmaz görüşü sufi görüşüdür.

Schuon derki; hikmetin altı merhalesi var olduğunu hatırlatır. Bununla Suf’inin manevi gelişimini ve yükselişini tamamlayan tefekkürleri kasteder. M.Eşref Ali Sanvi, öğrencilerinin sorunlarını tek tek dinler, her birinin durumuna uygun iyileşmeler için ona kılavuzluk eder. Öğrencinin hem kendi kusurunu, hem de iyileşmeye giden yolu tefekkür etmesine bakardı.

Mevlana, kendi kendisini pir ilan edenlerin çoğunun gerçek pir değil şeytan kılıklı olduklarını söyler. Bu sözüyle gerçek pir olmanın önemine vurgu yapar. Yüce peygamberimiz gerçek yükselmenin temsilcisi ve öncüsüdür der. (Kıyame suresi-2) (Kusurlarından dolayı kendini) kınayan nefse de yemin ederim (ki diriltilip hesaba çekileceksiniz)

Kendisini kınayan nefis kendi kusurlarının farkında olan nefistir. İnsanın vicdanı günahlarından dolayı tövbeye iter. Tövbe kul hakkı, kul hakkından helallik alınır. Yüce Allah’ın hakkı için yüce Allahtan tövbe dilenir hâkim görüştür.

Yüce Allah kul hakkını af etmiyor ve af yetkisinin insanların kedi arasındaki helalleşemeye bağlı olduğu, insanın geçmiş günahlarına tövbe etmesi ve gelecekteki yaşamında günah işlemesi içi tövbe etmesini istiyor. Heraklitus tarafından ileri süren zıtlıkların çekimi genel prensibine bir örnek olarak verilmiştir. Bir işte aşırı istek ve talep tersinin olabilme durumu söz konusu olduğunu belirtir. Yüce Allah’tan tövbemizi isteyeceğiz ve ona sığınacak ve gerisi için tevekkül etmek gerektirir.

Tasavvufta önemli olan tövbeden dönmemektir. Tövbeyi bozan itimatsızlık kazanır bu da tasavvuf ehli bir kişinin göstereceği davranış değildir. Sofi insanlar sürekli tövbe eden kişilerdir. Ancak pişmanlık içinde yüzmeyi ve pişmanlıktan zevk almayı da asla istemezler. Sufi yolu, pişmanlığın ısrar ve ümitli bir duaya bağlı olduğunun bilirler. (Bakara -10) Onların kalplerinde maraz (hastalık) vardır. Allah da bu sebeple onların hastalığını arttırdı. Tekzip etmiş olmaları (Allah'a ulaşmayı yalanlamaları) sebebiyle onlar için elim bir azap vardır. Ey İman edenler! Allah’ı çok zikredin”. (Ahzab-41), Namaz, kötülüklerden münkerden kurtarır. Zikrullah ise en büyük olandır”. (Ankebut-45),

“Ya Muhammed! Sabah akşam beni zikret”. (A’raf-205),“Sabah akşam beni tesbih et!”. (Tâhâ-130) ,yüce Kuran da zikirle ilgili çok ayet vardır. Bu şu demektir; yüce Allah kendini zikredenleri sevdiğinin mesajını vermiştir.

“Ya Resul Allah! Kıyamet günü Allah katında en üstün dereceye sahip olacak olan kullar kimlerdir? Diye soruldu. Allah’ı çok zikredenlerdir. Buyurdu “( Hadis-i şerif Tirmizi)

“İnsanların en yüksek dereceli olanı Allah’ı zikredendir.” (Hadis-i şerif)
“Allah nezdinde amellerin en üstünü, dilin Allah zikrinden yaş olarak ölmendir. “( Hadis-i şerif),
Yüce peygamberin zikir konusunda sayısız hadisi şerifi vardır. Yüce Allah bu konuya çok önem vermiş olması onunda önemsediğinin mesajlarını kullarına vermiş ve uyarmıştır.
Günümüz dünyasında insanlar büyük bir boşluk ve bunalımda yaşamaktadırlar. Onun için günah işlemekte ve sonucunda büyük günahlar ona maddi ve manevi sıkıntılar vermektedir. Çare yüce Allah’a sığınmak ve günahlardan uzak durmak için manevi yönümüzü güçlü tutmak. Psikoterapinin en temel unsuru, kişinin itirafı, yani sorunlarını kabul etmesidir. Kişinin düşüncelerini ve hislerinin kendisini rahatsız eden sorunlarını ve sorunlarını ifade etmesidir. Kibir tövbeye aykırıdır. İçsel konuşmalar, genellikle zikir veya tevekkülle olduğu bir geçektir. Bazen bu tefekkürün akışına içsel konuşmalar farklı olabiliyor. O zaman içsel konuşmalara dikkat etmek ve onları kontrol altına almak gerekir. İstem dışı içsel konuşmalara başa çıkmanın yolu tevekküldür.

Kişi kin ve nefretten uzak durmalıdır. Vaaz geçmesi için duygudaşlık yaparak bu günahtan kurtulmayı bilmelidir. Kin ve nefret hastalığından kurtulmak Sofi’nin meşgalesidir.

Gestaltçı psikologlar, soru- cevap yöntemin bir işkence oyunu olarak kabul eder. Bunun yerine hastasını dinlemeyi uygun görmekteler. Sufi başlangıçtaki mükemmelliği yakalamak için geri döner. Sıkça görülmezler den gelen illetten kurtulmak için mücadele verir. Sufi bu konu da başarılı olmak için ibadet ağırlıklı zikir ve dualara ağırlık verir.

Fena makamının kaybolmak, yok olmak olduğunu bilir. Bu düşünceyi ilk defa İslam literatürüne getiren Beyazı Bestemindir. Nefsin emrinden kurtuluş demektir. Nefsin öldürülmesidir. İlerisi tekemmül ve yükselme demektir. Nefisten kurtuluş cezbe ile mümkündür derler, bir insan ibadet ve zikrini en iyi şekilde yapmalıdır.

Sükûnet derin zikir hali olduğunu ve dünyalık işlerden bir an uzak durarak yüce Allah’la muhabbet kurmaktır. Fena fillah yüce Allah’ta kaybolmaktır. Bir anlamda bu vahdeti vücutçuların görüşüdür. Nur her tarafı kaplar görüşüdür. Beka, fena fillah’ın en üst kısmı ve bir makam ve ebediliktir. Bu makam enel haktır. Bunun anlamı ben Allah’ın zikri ve feyziyim demektir.

(Nur - 35) Allah göklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun misali, içinde kandil bulunan içe açık bir pencere gibidir. Kandil cam içindedir; cam pırıl pırıl ışık veren bir yıldıza benzer; ne yalnız doğunun, ne de yalnız batının ürünü olan mübarek zeytin ağacından yakılır. O'nun yağı ateş dokunmasa bile neredeyse ışık verir; nur üstüne nurdur. Allah, (gerçeği anlayabilsinler diye) insanlara birtakım misaller verir. Allah her şeyi bilendir

İlahi nura, manevi nura kavuşmak mistisizm ile uğraşanların ve sofilerin ortak özellikleridir. Yüce peygamber dedi ki; Allah’ın nuru nurların nurudur. Sufi nuru bir kandile benzetir. Bu nur günışığı veya gün batımı esnasındaki güneşin rengi gibidir. Sufi bu nur şikelindeki enerjiyi yaşarken sessiz, hareketsiz ve rabıta halindedir. Bu rabıta hali Allah’la birlikte olmaktır. Sevk ve vecd; şiddetli aşk hali demektir. Sema; dinleme ve duymadır. Yükselmedir. Mevlana bu sema konusuna raks hali demektedir. Sema kalbe bir kıvılcım atar bu atılan kıvılcım Allah’ın nurudur ve bu enerji gibi yaşanır. İnsanlar cennette yüce Allah’ı seyretmekten büyük zevk alacaklardır. Yüce Allah’ı görürcesine ibadet etmemizi yüce peygamber istemiştir. Yakın; altıncı his demek, telepati, gabya görmek olarak değerlendirilmiştir. İlmen yakın; ilim çabasıyla, hak kal yakın; hakkın gözüyle, aynal yakın; tecrübeyle elde edilir üzerine vurgu yapılmıştır.

Batı psikolojisi ve psikoanaliz nefis öldürmesi üzerinde durmamıştır. Basit bilinç duygusal uyarılı bir bilinçtir. Kendilik bilinci, kendinin farkında olma kabiliyeti, kozmik bilinç, insanların birbirini etkilenen ve giderek ortan haber ve bilgi gerektirir. İnsanın bugün ulaştığı bilinçtir. En yüksek bilinç kaynağıdır.

Bu bilinç yaşayan insan zevk ve neşe içinde yaşar. Maslow der ki, herkes doruk deneyime ulaşır. Varoluş değerleriyle doruk deneyimlerin aynı şey olduğu ile ilgili Maslow çok yazılar yazmıştır. Dürüstlük, hakikat, iyilik, güzellik, birleşme, bütünleşme, adalet, neşe ve zevk demek anlamındadır. Maslow asla insanın tekâmül ve bütünleştirir demiştir.

Koku ve endişe yaşama önemli bir ögesidir. Her insan bunları yaşar. Meditasyon ve şuur değişimi alanında önemli bir isim olan Arthur J.Deikman Sufi hikâyelerinin modern psikoloji de ihtiyaç olduğunu söyler. Sufi öğretileriyle psikoterapi öğretiler benzerdir. Tasavvuf tüm dinlerdeki evrensel bir mistik özün İslami biçimidir. İnsanlarda genelde orta yaşar bunalımı söz konusudur. Tasavvufta rehber vardır. Psikoterapi de doktor ve danış ilişkisi vardır. Benzer bir durum Sufi kültürüyle psikoterapi içsel ve dışsal tedavi uygular, onun için benzerlik vardır.

Tasavvufta özgür birey bir anlamda yok olur. Kişi kendi başına karar veremiyor, bu birey için dezavantaj bir durumdur. Pir Mürşit ilişkisi otoriteye dayanır. Pir Mürşit ilişkisi Katolik kilisesi metoduna benzer bir metot Katolik kiliselerde günah çıkarma gibidir. Papaz rolü ile mürşit rolü aynı gibidir. Ben ve Allah ilişkisi Sufi mürşit ilişkisi bireyi sömürü üzerine kurulmamalıdır.

Gazali sosyal dengenin kurulması için bilginin kontrol edilmesini istemiştir. Gazali, Sufi Allah’a, yani sevgiliye ne kadar yaklaşırsa o’nun sıfatlarının dipsiz derinliğine, o’nun özünün uçsuz bucaksızlığına o kadar vakıf olur.

Tasavvufun insanı, miskinleştirme tehlikesi var bu tehlikeyi görmek ona göre önlem almak gerekiyor. Muhammed İkbal Sufi –tasavvuf ilişkisini dengede tutmak gerektiğini, insanları miskinleştirecek hareketlerden uzak durmak gerektiğini söylüyor. Bunun olması için din anlayışının dinamik olması ve Sufilerin din bilgisi yüksek düzeyde olması gerekir.

Batı tıp dünyası, psikoloji, psikiyatri ve psikoanaliz bu durumların terpatik bütünleştirici önemini hüzün yeri artırmaya başladı, nefis öldürmesi, güzellikle kişilik kaybı, kişilik bütünlüğün yitimi narsistik erime veya psikotik bir davranış olarak algılamaktadır. Bence katı yanılgı içindedir, bu ilahi aşk kavramada geç kalmıştır veya hakikati görmek istememektedir. Bu hakikati görmesi demek iman etmesi demektir. Fenanın psikolojik anlamı, bunun karşılığı bütün dinlerde ve inanç sistemlerde nefsi öldürmektir. Bütün inanç sitemlerinde bilgi, kanı ve aydınlanma, sezgi de önemlidir.

Bu makalemde yapmak istediğim sufi psikolojisi ne olmalıdır. Modern psikoloji ile olan ilgisi ne olmalıdır. Kuantum düşüncesiyle yaşama evet diyen insanlar insanların ruh dünyası ile ilgilenirken içsel huzur ve güven içinde olmasının birçok sebebi var, en önemli içsel kontrolü sağlamak için insanların ruhsal dünyalarını güçlendirmek için bu konuyu okumalarımızla yeni baştan incelemek gerektiğine inandığım için kaleme aldım.

Bu makalemi yazmada bana kaynaklık eden eserlerin başında; Kuran tefsiri, İslam’da tefekkürün yeniden teşekkülü (Muhammet İkbal), Sufi psikolojisi (Kemal Sayar), tasavvufta Müslüman mistiklere toplu bakış (A.J.Arberry), Kuran Terapisi ( Kubilay Aktaş), Kalp Nefis Ruh( Prof.Dr. Robert Franger), Tasavvuf Ve Gönül Eğitimi( Doç. Dr. Kadir Özküse), İnanç Psikolojisi( Nevzat Tarhan), Gerçek Şeyhler Ve Sahteleri( İmamı Gazali),Mevlana mesnevisi, Bir Psikyatrisin Gizli Defteri( Gary Small Gıq Vorga) daha buraya yazmadığım başka eserler. Bu eserlerden yararlandığım için ayrıca bu eserlerin yazarlarına ayrıca teşekkür ederim.