Siyasette aday olmak için para faktörü bizim ülkemizde çok çok önemlidir. Seçimlerde para faktörü yalnızca bugüne ait bir sorun da değildir. Seçimlerde para faktörü çoktandır önem taşıyan bir sorundur. Özellikle medyanın ve iletişim vasıtalarının geliştiği günümüzde bu faktör daha çok önem taşır oldu. Seçimlerde aday olan kişi “hamama giren terler” misali para musluklarını açmadan medya tarafından tanıtıma değer bulunmuyor.

Bazen yazılarıma Karagöz ve Hacivat atışması ile başlıyorum.Evet, bu yazıda yine Karagöz ve Hacivat atışması var.

Karagöz: Ey Hacivat, seçimlerde aday mı, lider mi, parti mi daha etkilidir?

Hacivat: Ne dedin Ey Karagöz anlamadım.

Karagöz: Kulağında bir sorun mu var Ya Hacivat!

Hacivat: Yaşlandıkça sorun artar vücutta Ya Karagöz!

Karagöz: Dikkat et kendine, sağlam tut vücudunu.

Hacivat: Ne dedin ne dedin anlamadım. Sağlam tutayım mı avucumu? Avucuma altın mı, gümüş mü bırakacaksın. Oh, oh, sevindim. Haydi gelsin bakalım avucuma çil çil altınlar. Gri gri gümüşler.

Karagöz: Ya Hacivat ne altını, ne gümüşü, benim sorum başka.

Hacivat: Anladım anladım, sor tekrar soruyu da görelim cümbüşü.

Karagöz: Soruyorum. Seçimlerde aday mı, lider mi, parti mi daha etkilidir?

Hacivat: Anladım, anladım. Seçimlerde dayı mı, dede mi, peri mi etkilidir?

Karagöz: Saçmalama Hacivat. Ne dayısı, ne dedesi, ne perisi. Seçimlerde aday mı, lider mi, parti mi daha etkilidir diye soruyorum.

Hacivat: Ey Karagöz anladım anladım tamam.Seçimlerde aday mı, lider mi, parti mi daha etkilidir diye soruyorsun.

Karagöz: İşte şimdi oldu. Hangisi etkili.

Hacivat: Elbette üçü de etkilidir Ya Karagöz. Bunu bilmeyecek ne var.

Karagöz: Anladım anladım, üçü de etkilidir de, hangisi daha etkilidir?

Hacivat: Hemen cevaplıyorum. Lider, parti ve aday.

Evet, ben de Hacivat gibi düşünüyorum. Seçimlerde lider, parti ve adaylar etki sıralamasında böyle bir diziliş gösterirler.

Bir kişi, partisinde karizmatik ve sağlam, dirayetli ve bilge, dürüst ve çalışkan bir lider görmek ister. Partisini de zaten belirlemiştir. Belirlediği partide liderinin, kendisi gibi karizmatik ve sağlam, dirayetli ve bilge, dürüst ve çalışkanadaylar göstermesini ister.

Durum bu kadar açıktır.

Bu durum teoride böyle de, uygulama nasıl?

Onu da yine Karagöz ve Hacivat diyalogu ile cevaplayalım.

Karagöz: Ey Hacivat, seçimlerde adaylar nasıl belirleniyor?

Hacivat: Ne dedin Ey Karagöz anlamadım. Bir daha söyle. Biliyorsun kulağım ağır duyar.

Karagöz: Kulağında sorun olduğu gibi kafanda da sorun var senin.

Hacivat: Haddini bil Ya Karagöz. Bana deli mi demek istiyorsun.

Karagöz: Bak işine gelince nasıl duydun ve anladın.

Hacivat: Ya Karagöz, herkes öyle herkes. Herkes işine geleni duyuyor. Ve olayları ve gelişmeleri de işine geldiği gibi yorumluyor.

Karagöz: Neyse, sen işine geldiği gibi yorumlama ve benim soruma doğru dürüst cevap ver. Seçimlerde adaylar nasıl belirleniyor?

Hacivat: Anladım anladım, hemen cevaplıyorum. Parayı veren düdüğü çalıyor.

Karagöz: Parayı veren düdüğü çalıyor mu? Ne alaka bu, şimdi. Oldu mu böyle bir cevap?

Hacivat: Oldu, oldu ya Hacivat. Cuk diye de oturdu. Ahmet Sandal'ın bu konuya ilişkin onlarca yazısı var. Ahmet Baba'nın köşe yazılarını okursan adayların nasıl belirlendiğini anlarsın.

Karagöz: Tamam, Ahmet Sandal'ın köşe yazılarını okuruz da, sen bir açıkla, 'parayı veren, nasıl aday oluyor?'

Hacivat: Ben burada sözü Ahmet Sandal'a bırakıyorum.

Parasız siyaset yapılmayacağını artık çocuklar da biliyor. Birçok Ülkede böyledir. Bizim Ülkemizde de böyledir. Seçimlerde parasız, fakir bir insanın aday olması imkansız.

Elbette kastım büyük partiler içindir. Yoksa, küçük ve adı-sanı duyulmamış partiler zaten aday bulamıyorlar. Onlar için adaylık için para gündemde olmaz.

Lafı uzatmayayım. Söylemek istediğim şu: Siyasette aday olmak için para faktörü bizim ülkemizde çok çok önemlidir. Seçimlerde para faktörü yalnızca bugüne ait bir sorun da değildir. Seçimlerde para faktörü çoktandır önem taşıyan bir sorundur. Özellikle medyanın ve iletişim vasıtalarının geliştiği günümüzde bu faktör daha çok önem taşır oldu. Seçimlerde aday olan kişi 'hamama giren terler' misali para musluklarını açmadan medya tarafından tanıtıma değer bulunmuyor. (Basın ve medya da paraya ihtiyaç duyuyor. Onlar da haklı diyenler olabilir. Bunu ayrıca tartışmak gerek) Boyalı basın, cilalı medya parayı aldı mı, adayı pembeye boyamaya başlıyor, cilalıyor da cilalıyor. Bir de artık vatandaşlarımız tarafından 'seçim yılı geçim yılı' şeklinde algılanmaya başlanır oldu.

İdealmiş, fikirmiş, hizmetmiş, kimse artık bu lafları dinlemiyor. Adaya 'paran var mı paran?' diye soruyor.

Şimdi bu durumu bütün ülkemiz için yüzde yüz derecesinde teşmil etmek istemem. Yukarıda da belirttim, parası olmadan da nasipse seçime girerek kazananlar da olur. O nasip işidir. O ayrı bir husustur.

Her siyasetçi paraya çok fazla ihtiyaç duyuyor da diyemem. Belki de para faktörüne bu kadar bağlı olmadan siyaseti gerçekleştirenler de vardır. Kişi meşhurdur, popüler bir yapısı vardır. Parası olmadan da seçimlere girer ve kazanır. Daha açıkçası, para hiç harcamadan da bazı meşhur ve popüler kişiler seçimi kazanıyor. Bu durum yüzde kaç oranında geçerlidir? Bilinmez!

Siyasette seçimler için para faktörü öne çıktığı için adayların kalitesi düşüyor. Bu durumda yazımın başındaki 'seçimlerde aday mı, lider mi, parti mi daha etkilidir' sorusu çok da anlamlı değil. Parayı veren listede yer kapıyorsa, seçimlerde para faktörü mühim ise, adayların kalitesi ve niteliği ikinci plana düşüyor. Zaten nitelikli, çalışkan, dürüst ve bilge kişiler para bulamadıkları için aday da olamıyorlar.

Ve son tahlilde seçimlerde lider ve parti önem kazanıyor.

İkisinden birisi yine son tahlilde öne çıkıyor.

Parti zaten partidir, durağandır. Eskiden beri vardır, ya da yenidir. Onun da önemi kalmıyor. Liderler en öne çıkıyor.

Zaten seçimler de liderler etrafında cereyan ediyor.

Yüce Rabbim hayırlısını versin. Amin.