Türkiye 2015 yılındaki 2.seçimini yaptı. Sandıktan %49’la Ak Parti
1.çıktı ve tek başına hükumet olabilme çoğunluğunu sağladı. 7
Haziranda bir seçim olmuş ve Ak Parti %40 oy almış, tek başına
iktidarı kaybetmiş, koalisyon seçenekleri doğmuştu. Şöyle veya
böyle ülkede koalisyon olmadı ve yine seçime gidildi.
Aslında şöyle veya böyle kurulamayan koalisyon seçmeni çok
etkiledi. Muhalefetin kendi arasında birleşememesi, Ak Partiyle de
birleşip bir koalisyona girilememesi seçmeni oldukça etkiledi.
Aslında Ak Parti 7 Haziranda verilen mesajı alan tek parti oldu.
Seçmen Ak Partiye ‘ben senin bazı uygulamalarından memnun değilim.
Özelliklede terörle mücadele’ diyerek bir uyarı yaptı ve oylar
MHP’ye kaydı. Doğuda ise HDP çözüm sürecindeki tavizlerden
nemalanarak oylarını ciddi biçimde arttırdı ve parti olarak girdiği
ilk seçimde %13’lere dayandı.
Ak Parti 7 Hazirandan sonra koalisyon seçeneklerini masaya yatırdı.
En ciddi koalisyon seçeneği Ak Parti açısından MHP ile yapılacak
bir koalisyondu. Çünkü özellikle Ak Partiye kızıpta MHP’ye yönelen
seçmenin amacı buydu. Çözüm sürecinde yapılan hataların telafi
edilip daha milliyetçi bir tavırla üzerine gidilmesiydi. MHP ile
bir koalisyon Devlet Bahçeli’nin siyasi öngörüsüzlüğü sayesinde
kurulamadı. Ak Parti ilk önce doğal olarak CHP’ye gitti. Aslında iş
dünyası, dış basın bu koalisyon seçeneğinin daha olabilir olduğunu
söylüyordu. Hatta ne hikmetse MHP genel başkanı bile ‘ben bu işi
beceremem siz buyurun’ der gibi o da bu seçenekten bahsediyordu.
Ama bu iki partinin bir araya gelmesi Ak Partiyi ciddi derecede
sıkıntıya sokup erimesine neden olabilirdi. Bu doğru saptandı.
Zaten her iki partinin zıt kutuplarda olduğu kısa sürede anlaşıldı
ve koalisyon kurulamadı.
Daha sonra ilk günden ‘erken seçim’ diyen MHP ziyaret edildi. Bu
görüşmede Bahçeli yine Ak Partinin CHP ile bir koalisyona girmesi
gerektiğini hatta daha da ileri giderek ‘toplumun buna ihtiyacı
var’ diyerek kendisinin ve partisinin bu ihtiyaca cevap
veremeyeceğini ima etti. Bunun üzerine bu koalisyonda mümkün
olmadı. Muhalefet partileri de bir araya gelip bir ülke yönetme
iradesi ortaya koyamadılar. MHP eşyanın tabiatına uygun olarak HDP
ile bir koalisyon seçeneğine hemen kapıları kaptı. Dışarıdan
desteği bile kabul etmedi. Muhalafetten ümit kesildi. Koalisyon
seçenekleri tükendi. Bu sırada ülke ekonomik sıkıntılara ek olarak
terörle boğuşmaya başladı. Sıkıntılı bir sürece girildi. Bombalar
patladı insanlar öldü. Askerler polisler şehit oldu. Kaotik bir
ortam oluştu. Ve halk güçlü bir yönetim, olaylara hakim ve kısa
sürede çözüm üretme kabiliyetine sahip olduğuna inandığı bir
iktidar istedi. Kendi arasında dahi birleşemeyen, Türkiye’nin
sorunlarını çözme konusunda hiçbir irade ortaya koyamayan
muhalefetin bu özelliği taşımadığı aşikardı. Halk yaptıklarını
gördüğü ve 7 Hazirandaki mesajı doğru aldığına inandığı, kendini
yenileyerek, kurucu değerlerine sadık kalarak yola koyulan Ak
Partinin böyle bir yönetim olduğunu biliyordu. Dolayısıyla Ak Parti
seçimden büyük bir zaferle ayrıldı. Sayın Cumhurbaşkanı fazla
meydanlara inmedi. Kamuoyuna seçimlerle alakalı mesajlar verirken
temkinli davrandı. O da son derece akıllıca ve halkın mesajıne
cevap verecek şekilde gerekeni yaptı. Ve Ak Parti Ahmet Davutoğlu
ile seçimlerden bugüne kadarki en yüksek oyu aldı. Bu sayı da %49’a
tekabül etti. Muhalafette ciddi bir tartışma baş gösterdi.
Özellikle Ak Partinin bu başarısını muhalefetin inanılmaz
yetersizliği ve siyasi ön görüzülüğü olduğunu düşünen birçok insan
vardı. MHP bundan en fazla nasibini alan parti oldu.
Ben şahsi olarak MHP’nin bu kadar eleştirilmesini doğru bulmuyorum.
Söylenenlerin tamamına hemen hemen katılmakla birlikte MHP’nin
yapısının doğru incelenmesi gerektiğine de inanıyorum. MHP hiçbir
zaman benim fikrimce iktidar olmak amcı gütmemiştir. Kendi
varlığını devam ettirme, devletin bekası sıkıntıya düştüğünde
ortaya çıkıp ‘devletçi’ bir tutumşa devletin bütün yapısını
korumaya yönelik adımlar atmakla kendini sorumlu tutan bir
partidir. Yani amaç iktidar olmak değil, varlığını devam ettirerek,
kritik zamanlarda devletten tarafta yer alarak, devletin bekasını
korumaktir. O yüzden MHP’ye yapılan bu eleştirilerin çok ağır
olduğunu düşünüyorum. MHP tarihinin hiçbir döneminde iktidar olmak
gibi bir amaç gütmedi. Bu süreçte de bu amaç yoktu. O yüzden
MHP’nin bu kadar ağır eleştiriyi hakettiğini düşünmüyorum. Ama
parti kendi muhasebesini elbette yapacaktır. Ya aynı yöntemi
izleyip iktidar olmasakta olur diyerek şak şaka devam edecekler ya
da bu davanın artık iktidar olma vakti geldi deyip sorumluk alan ve
bu sorumluluğun üstesinden gelebileceğini halka gösteren bir imaja
bürünecek. Taktir kendilerin. Ama bu mevcut kafayla oldukça
zor.
Ak Parti muhalefetin ekonomik vaatlerine karşı yeni projeler
üretti. Ve bu projeler geçmişte yapılanlar göz önünde
bulundurulduğunda halkta bir karşılık buldu. Buradan zaten 1-0 öne
geçti. İkinci olarak ülkenin her açıdan Ak Partiye ihtiyacı
olduğunu halk anladı. Bir araya gelemeyen, sorunlara çözüm
üretmeyen, sadece ve sadece Ak Parti karşıtlığıyla siyaset yapan
bir muhalefetin ülke yönetimde söz sahibi olmasını istemedi. Buna
karşılık her soruna çözüm üreten ve sorumluluk almaktan hiçbir
şekilde kaçmayan, devletin bütün kademesinde yetkin elemanlara
sahip olan Ak Partiye de istediğini verdi.
Seçimi Ak Parti benimde hiç beklemediğim bir büyük oranla kazandı.
Ama artık daha çok çalışma vakti. Millet Ak Partisiz bir siyasetin
mümkün olmadığını bu partinin sadece bir lider değil aynı zamanda
çok iyi bir kadro hareketi de olduğunu gördü. Genel Başkanı değişse
de Ak Partiye her zaman ihtiyaç duyulduğunu anladı. Ve Anavatan
Partisi, Doğruyol Partisindeki örnekleri boşa çıkardı. Liderini
Cumhura baş yapmasına rağmen hiçbir şekilde siyaset sahnesinden
uzaklaşmayacağını, siyasetin ve dahi ülkenin kendisine ihtiyacı
olduğunu bu kadrolarında buna yeterli olduğunu halka gösterdi.
Bu seçimde rekor oy alan partinin genel başkanı Sayın Davutoğlu’nu
ben de tebrik etmek isterim. Artık halkında desteğini arkasına
almış vaziyette. Seçilmiş bir Cumhurbaşkanı ve %49’la seçilmiş bir
başbakan bu ülkede beklenenlere muhakkak cevap verecektir. Dediğim
gibi şimdi daha çok çalışma ve halkın yüzünü kara çıkarmama
vakti.
Gazanız mübarek olsun.