Malumunuz sözde akademisyenlerin imzaladıkları ve daha sonra ısrarla arkasında durdukları bildiri epey bir etki yarattı ülkede.
Malumunuz sözde akademisyenlerin imzaladıkları ve daha sonra ısrarla arkasında durdukları bildiri epey bir etki yarattı ülkede. Bu etkinin arkasından gelecek artçıları da iyi kestirmek gerektiği düşüncesindeyim.
Bu tipler 90’ların meşhur tipleriydi. Şu ‘Sürekli aydınlık için 1 dakikalık karanlık’çıların eylemlerini ve bildirilerini hatırlattı bana. Amaç sürekli aydınlık falan değildi orada. Onlarda hemen her kesimden destek bulmuşlar ve hatta halkı da sokağa dökerek eylemler yapmışlardı. Bazı endişeleri haklı olsa da amaç iyi okunduğunda ne kadar ‘karanlık’ oldukları ortaya çıkıyordu. Sanatçılar, STK, yine sözde Akademisyenler ve halkın belli dünya görüşene sahip olan kesimi. Burada da gaye devleti suçlamak ve bütün sorumluluğu devlete atmaktı. Devlet cinayet işler insanları öldürür illegal örgütlerle mafyayla işbirliği yapar ve hoşuna gitmeyen herkesi ona öldürtüt. Bu algıyla yola çıktılar. Kısmen haklı oldukları noktalar vardı. Ama oradaki amaç ülkenin sinir uçlarına dokunmak ve bazı şeyleri harekete geçirmekti. Bu amaçla bu eylemleri yapmıilar ve ‘devlet’ dedikleri mekanizmaya iktidarı koyup onu al aşağı etme amacına girişmişlerdi.
Şimdiki durumda pek farklı değil. Sözde akademisyenler bildiriler imzalayıp demeçler vermeye başladılar. Sanat dünyasından STK’lara yine sağdan soldan destek topladılar. ‘Aydın’ kimlikleriyle topluma bazı şeyleri göstermeye çalıştılar. Ama gösterdikleri şeyi halk iyi anladı. Kendi karanlıklarını gözler önüne serdiler. 90’larda da karanlıktılar şimdi de.
Neye hizmet ettikleri belli olmayan ve arkasında bir sürü tilkilik yatan bu güruh her daim var olmuştur. Bu karanlık aydınlar yaptıklarının arkasında başlka şeyler düşünürler ve yaşanılacak bazı şeyler için adım atarlar. Amaçları bu’dur aslında. Ama gözardı ettikleri bir noktayı ben onlara hatırlatayım: Türkiye eski Türkiye değil. Bunları artık vatandaş yemiyor. Bu devleti dirayetsiz ve sizin gibi karanlıkların szölerine bırakmayacak kişiler yönetiyor. Siz 90’ların taktiğini uygulayıp belli bir maç güdüyorsunuz. Ama bu sefer tutmaz.
Karanlık aydınlar tıpkı 90’lardaki gibi bir kamuoyu oluşturup devleti illegal işlerin cinayetlerin faili meçhullerin patlayan bombaların sorumlusu olarak göstermeye çalışıyorlar. Bütün bu olanların sorumlusu devlettir. Bu savaş devlet yüzünden var algıssı yaratmaya ve halkın devlete olan inancını sarsmaya çalışıyorlar. Esasen amaç devlet olan inaç değil devleti yönetenlere karşı duyulan sevigyi ve inancı yok etme gayreti. Bu oyunu siyasi iktidar çabuk anladı ve hemen bozdu. Arkasından neler çıkacak, kimler bu bildirlerle aydın kılıfı altında karanlık yüzlerini ortaya çıkaracak hep birlikte göreceğiz. Zaten dışarılardan gelen destek açıklamaları da bazı şeyleri gözler önüne sermeye yetiyor. Tıpkı 90’lardaki gibi yine bu karanlık aydınlar bir yerlerden destek buldular. Bu destekle daha da cesaretlendiler. Pek boş durmayaıp pes etmeyecek gibiler. Yine devam edecekler bu adımları atmaya. Kamuoyu desteğini arkalarına alıp ülkede de bazı sinir uçlarını harekete geçirene kadar uğraşacaklardır.
Onlara tavsiyem yeni bir metod geliştirsinler. Bu metod artık tutmaz. Çünkü onların karanlık yüzü deşifra oldu. Bu karanlık aydınların ne oldukları ortaya çıktı. Dolaysısıyla fazla yankı uyandıramadılar. Ve kamuoyu oluşturamadılar. Ana muhalafet yani CHP zihniyeti o zamanda buna taraftı yine taraf oldu. Yine bu karanlıkların arkasında durdu ve onlara sahip çıkıp; ‘içeriğini kabul etmiyoruz ama ifade özgürlüğü’ demeye başladılar. Devlete katil diyerek ifade olmaz. Olursa da bunun özgürlüğü olmaz. Devlette kendini savundu ve bu atak bertaraf edildi. Bundan sonra da bu tip atımlara karşı gereken tavrı ortaya koyacaktır.