Sayın Başbakanın liderlerle görüşmesi tamamlandı.
Sayın Başbakanın liderlerle görüşmesi tamamlandı. Artık Türkiye somut olarakta yeni anayasayı ve bunun içeriğinde, esasen temel muhatap kaynağı olan, başkanlık sistemini tartışmaya başladı.
Hem CHP hem de MHP genel başkanlarının bu görüşmeler neticesinde başkanlık sistemine karşı tavırlı olduklarını bir kez daha gördük. Ama her 3 liderde ülkenin demokratik ve siyasi olarak daha da ilerlemesine katkı sağlayacak sivil bir anayasa yapılması konusunda hemfikirler. Daha önceki yazımda da bahsettiğim gibi; meselenin buraya kadarki kısmında sorun yok. Ama esas sorun bütün bunların yapılırken hangi sistemin uygulanacağında. Muhalafet parlementer sistemde ısrarcı; ama güçlendirilmesin den bahsediyorlar. Demekki hali hazırdaki bu sistem güçsüz ve bazı gerekliliklere cevap veremiyor. İktidar partisi ise başkanlık sisteminin ülkenin demokratik anlamda daha da ileri gitmesi, yargı bağımsızlığı ve güçler ayrılığının tesisi için en faydalı sistem olduğunu söylüyor. 2011 yılında getirilen başkanlık sistemi önerisinin aynen arkasında olduklarını ama eksik veya yanlış görülen yerler üzerinde çalışmalar yapılabileceğind en bahsediyorlar. Muhalafetse bu sistemi tamamen reddediyor. Daha önce de söyledim. Sayın Ömer Çelik’te belirtti. Eğer parlementer sistemin gerekli olduğunu savunuyorsanız; bunun ihtiyaçlara hangi ölçü de ve ne şekilde cevap verdiğini de açıklamalısınız. Neden parlementer sistemi savunuyorsunuz? Bu bize ne kattı ve dahi ne katacak? Başkanlık sistemi önerisiyle gelenlerin vaadi ortada. Peki ya siz parlemeneter sistemle ne vaadediyorsunuz? Türkiyenin en hayati konularında parlementer sistem bir engel mi yoksa güç kaynağı mı? Bütün bunları tek tek açıklamak gerekiyor. Bana kalırsa ne Ak Partinin 2011’de getirdiği gibi bir başkanlık sistemi düşünülsün ne de muhalafetin dediği gibi içi fos parlementer sistem. Sayın Cumhurbaşkanının da ara ara ifade ettiği gibi; partili cumhurbaşkanı olabilir, yarı başkanlık olabilir ya da tamamen başkanlık sistemi olabilir. Ama bence en iyi yol ‘üç partili sitem’e geçip ‘partili Cumhurbaşkanlığı ’ modeli uygulamak. Ülkede 3 tane parti kalmış ve böylece terörün siyasi kanadını da kırmış olacaksınız. Bir taşla 2 kuş misali. Üç partili sistem ve partili Cumhurbaşkanlığı modeli ülkenin belli konularda daha da birbirine bağlanmasına ve ülkedeki idareye daha da bağlı kalınmasına vesile olacaktır. Bürokratik engellemeler ortadan kalkacak, devlet içerine yerleşen yapılanmalar tamamen yok olacaktır. Yargının bağımsızlığı gerçekleşecektir . Çünkü zaten 3 tane parti var ve bunlar ülkenin her kademesindeki görevlere aldıkları oylar kadar sahip olmuş olacaklar. Böylece hem Cumhurbaşkanı bazı görevleri ifa ederken daha da rahatlayacak hem de başka partilerde devlette temsil hakkı olduğundan devleti idare eden çoğunluk gücü kimdeyse onun arkasında durmak zorunda kalacak. Ekonomik ve siyasi krizleri de kokünden halletmiş olacağız. İki de bir seçip yapıp belediye başkanı, meclis üyesi vs. seçmek zorunda kalmayacağız. Tek bir seçimle bütün ülkenin yönetimini belirleyeceğiz. Ayrıca bu 3 siyasi parti genel başkanları Cumhurbaşkanlığı yarışına girince CUMHUR’un başı daha değerli kılınmış olacak.
Bence bu hem CHP hem de MHP açısından değerlendirmeye alınacabilecek bir konu. Parlementoda çoğunluk ilkesi de söz konusu olabilir. Bütün bu yapının gerçekleşmesi için gerekli yasal adımlar ne olur bilemem. Çünkü hukukçu değilim. Ama iyi bir sentezciyim. Birçok ülkeyi ve kendi geçmişimizi gözden geçirip bir sentez oluşturursak ‘Türk Tipi Başkanlık Sistemini’ de gerçekleştirmiş olacağız. Belki de bu bazı ülkelere ilham kaynağı olacak. Ben Sayın Cumhurbaşkanın da bu sisteme olumlu yaklaşıp en fazla katkıyı vermek için çalışacağından eminim. Keza muhalafet partileri de 3 partili bir sistem ve partili Cumhurbaşkanlığı modeline hayır demeyeceklerdir bana göre.
Bu önerinin kabul görmesi ve yeni bir yılda yeni ufuklarla geleceği tesis etme ümidiyle. Selam ve Dua ile.