Yine Nurettin Yıldız üzerinden yapılan bir tartışmayla karşı karşıyayız. “Kadınların Dövülmesi”, ”Asansörde Halvet” derken şimdi de “Kadınların Mahremi Olmadan Seyahati” çıktı veya çıkarıldı.
Yine Nurettin Yıldız üzerinden yapılan bir tartışmayla karşı karşıyayız. “Kadınların Dövülmesi”, ”Asansörde Halvet” derken şimdi de “Kadınların Mahremi Olmadan Seyahati” çıktı veya çıkarıldı.
Belli kesimler ağzını açmış bazı hocaların ağzından kullanabilecekleri bir söz çıkar da İslam’a nasıl saldırırız diye bekliyorlar. Hiçbir şey bulamasalar bile 5-10 yıl önce konuşulan bir konuşmayı bugünmüş gibi kamuoyuna sunuyorlar.
Son iki aydır Diyanetin tarikatlarla ilgili gizli raporu üzerinden cemaat ve tarikatlara salya sümük saldırıldılar ve saldırmaya devam ediyorlar.
Maalesef, Diyanet bu raporla İslam’a uzak kesimlerin övgüsüne mazhar olmuş bu minvalde yazılar medyada yer almıştır.
Doğu Perinçek Aydınlık Gazetesi’nde 06.08.2019 tarihli yazısında; “Diyanet İşleri Başkanlığı, Türk Devriminin bir kurumudur ve bakın bugün Türk Devriminin tarikat ve cemaatlerden arınma programına hizmet eden bir rapor yayınlamıştır. Raporun içeriği kadar önemli olan bu raporun Diyanet İşleri Başkanlığı’nın imzasını taşımasıdır” ifadeleriyle Diyanete övgüler düzüyordu.
30 Ağustos Cuma günü camilerde okunan “30 Ağustos Zaferi” ile ilgili hutbenin içinde Atatürk’ün adının geçmemesi üzerine her şey tersine dönüp övgüler yerini sövgülere bıraktı.
İslam’a uzak çevreleri Diyanet’e sövgüleri kesmemiş olacak ki yine bir Nurettin Yıldız filmini vizyona koydular. Senaryo farklı olsa da maksat aynı olunca Nurettin Yıldız üzerinden yine İslam’a salya sümük saldırıya başladılar.
Bunların derdi Diyanet, Cemaat, Tarikat, Nurettin Yıldız, İhsan Şenocak değil; bunlar üzerinden Allah(cc)’ın ve Peygamber Efendimiz(sav)’in koyduğu hükümlere saldırmak; bir nevi bu hükümleri yok saymak veya etkisizleştirmek; en vahimi böyle şeyde olur muymuş dedirtmek! Yani, şüpheye düşürmek!
-Bu yargıya nereden varıyorsun diye sorabilirsiniz?
1-İslami Cemaat ve tarikatlarla ilgili hemen hemen tüm yazılanları okuyor tüm konuşmaları izliyorum. İnanın yüzde sekseni yalan yanlış bilgileri yazıyor ve konuşuyor. Büyük çoğunluğunun değerlendirmelerini de kasıtlı buluyorum.
2-İbni Teymiye’nin görüşlerini referans aldığı, tasavvuf ve tarikat karşıtı olduğu için Nurettin Yıldız’ı dinlemem hele hele referans hiç almam; ancak, tepki çeken açıklamaları müçtehit imamlarımızın içtihatlarına uygundur.
Nurettin Yıldız’a yapılan ağır saldırıları insaftan uzak bulduğum ve bu saldırıların arka planında İslam’a saldırı olduğunu düşündüğüm için bu yazıyı yazıyorum.
Nurettin Yıldız’ın tepkilere neden olan “6 yaşında çocukla evlenme”, “kadınların dövülmesi”, “asansörde halvet” ve son olarak da “kadınların mahremi olmadan seyahat etmeleri” ile ilgili olarak;
-Tüm videoları izledim ve izledikten sonra yapılan insaftan uzak tepki ve saldırılara sadece ne denir biliyor musunuz?
-Alayınıza yuh olsun?
El insaf diyeceğim de bu duruma tepki için “insaf” çok yetersiz kalır; çünkü, bu mesele insaf meselesini aşarak inanç meselesi halini almıştır. Öyle olmasaydı saldırmadan önce biraz araştırırlardı. Araştırmıyorlar; çünkü, araştırsalar gerçeği görecekler!
-Bunların derdi gerçeği görmek değil, yalanlarını saldırılarına gerekçe yapmaktır.
Tepki gösterdikleri hususlarla ilgili Nurettin Yıldız’ın açıklamalarını internetten izleyebilirsiniz. İzleyince bunların yalanlarını, iftiralarını insaf ve inanç sahibiyseniz göreceksiniz.
Kadınların mahremi olmadan seyahatini öyle bir servis ettiler sanki kadınlar 90 km. den fazla şoförlük yapamaz. Bu mesele fıkhi bir mesele olup Nurettin Yıldız fıkha göre konuşuyor ve fıkıhta araba kullanma ile ilgili hiçbir şey yok. Mahremi yanında olduktan sonra isterse 1 milyon km araba kullansın.
Kaldı ki, Türkiye Cumhuriyeti şeri hükümlerle idare edilen bir ülke de otogar, tren istasyonu ve hava limanlarında seyahat eden kadınlara yanında mahremi mi soruluyor. İşin şakası, şeri devlette de böyle bir şey yok!
İslami hassasiyeti olan bir kadın sormuş hoca da mezhebimize uygun olarak cevaplamış.
Yüzde 99’nun kendisini Müslüman olarak tanımladığı bir ülkede Müslümanlar soru da mı soramayacak veya hocalar sorulan sorulara İslam’a uygun cevap veremeyecek mi be kardeşim!
Oturun oturduğunuz yerde; Müslümanlar edep sahibi oldukları için edepsizliklerinize ses çıkarmıyorlarsa haklı olduğunuz için değil; seviyenize inmek istemediklerinden!