Bazı olaylar ya da bazı kavramlar zihnimizde adeta bir odak noktası olur, adeta bir travma olur, ve hayat bu odak noktasının etrafında, o travmanın çevresinde cereyan eder.
Odak noktası ya da travma diyeceğimiz o olay ve kavramlar çoğu zaman tam karşıtı, tam zıttı olay ve kavramlarla birlikte sık sık gündeme gelir. Ve öylece, hayatımız bunlar etrafında döner durur. Dünya’da neden bulunduğumuzu ve bize neden bir hayat bahşedildiğini unutarak, kumda oynayan çocuklar gibi bu Dünya’da basit şeylerle ilgileniriz de asıl gerçeği göz ardı ederiz. O olay ve kavramlar bizi o kadar tesiri altına alır ki, onları o kadar mühim görürüz ki, daha mühimi ve hatta en mühimi (ehemmi) göz ardı ederiz. Günümüzde mühim, ehemme tercih ediliyor Halbuki normal ve gerekli olan “ehemmi, mühime tercih etmektir.”
Ecdadımız “ehemmi mühime tercih etmek” diye bir veciz söz söyleye gelmiştir. Çünkü bu veciz sözün manası çok gereklidir. Her işimizde önemliyi, daha önemsize tercih ederek, onu uygulayıp yolumuza devam etmeliyiz. En önemliyi de devamlı gözümüzün önünde bulundurarak her daim onu seçmeliyiz. (Yani kumda oynayıp da basit şeylerle vakit geçiren bir çocuk durumuna düşmemeliyiz)
Gel gör ki, hayatımız ehemmi, mühime tercih edilerek yani en mühim olan, daha mühim olan seçilerek değil de, az mühimler seçilerek devam ediyor. Esasında hayatımız daha az mühim olay ve kavramlar etrafına cereyan ediyor.
O olay ve kavramlar nelerdir?
Doğmak ve ölmek, gelmek ve gitmek, varlık ve yoksulluk, ağlamak ve gülmek, başlamak ve bitmek, nimet ve külfet ve bunlara benzer olay ve kavramlar çerçevesinde yaşıyoruz.
Bu çerçevede harala-gürele yaşayan insanın asıl görmesi gerekenleri, asıl yaşaması gerekenleri görmediğini ve yaşamadığını düşünüyorum ve bunu bir şiirimde şöyle haykırıyorum. Tüm insanlığı asıl gerçeklere, yani en mühim olana hususlara çağıyorum.
NE O / NE BU / MÜHİM OLAN ŞU
Ne doğmak mühim, ne ölmek.
Mühim olan Allah'ı bir bilmek.
Ne gelmek mühim, ne gitmek.
Mühim olan Hakk'a iman etmek.
Ne gitmek mühim, ne kalmak.
Mühim olan hayattan ders almak.
Ne varlık mühim, ne yoksulluk.
Mühim olan Allah’a tam kulluk.
Ne fakirlik mühim, ne yat-kat.
Mühim olan mutlak hakikat.
Ne durmak mühim, ne yürümek.
Mühim olan nefsi yerde sürümek.
Ne basitlik mühim, ne asalet.
Mühim olan yalnızca adalet.
Ne nimet mühim, ne külfet.
Mühim olan sevgi ile ülfet.
Ne ağlamak mühim, ne gülmek.
Mühim olan imanlı ölmek.
Ne ölmek mühim, ne yaşamak.
Mühim olan zoru sabırla aşmak.
Ne başlamak mühim, ne bitmek.
Mühim olan Hakk’a imanla gitmek.
Mühim olan Hakk’a huzurla gitmek.
Vesselam.