Varlık nedir? Varlık, sahip olunan değer ya da şey’dir. Sahip olunan değer ise, manevi varlık, sahip olunan şey ise maddi varlık söz konusudur. Öyleyse varlık ikiye ayrılır.
Maddi ve manevi varlık. Maddi ve manevi varlık nedir? Maddi, varlık, elle tutulan ve gözle görülen varlıktır. Bir insanın yüzü, gözü, eli, ayağı, boyu-posu, cüssesi, vücudu, yakışıklılığı bizzat üzerinde taşıdığı özellikleri onun maddi varlığıdır. Bir de üzerinde taşımadığı maddi varlığı vardır insanının. Bağı-bahçesi, tarlası, arsası, evi-barkı, köşkü, malı-mülkü, parası-pulu, kilim-çulu ve daha nice sahip oldukları şeyler de onun maddi varlığıdır.
Şeyler eşya demektir. Manevi değerler için “şeyler” diyemezsiniz, ancak insanın maddi varlıkları için “şeyler” diyebilirsiniz. Manevi varlık, iman, ilim ve irfan, akıl ve izan, vicdan ve doğruluktur. Manevi varlık bunlar ve buna benzer değerlerdir.
Bu yazıda şeylerden yani maddi varlıktan bahsedeceğim. Bu çağda her şeyleri olan insanın mutlu olamadığını, huzur bulamadığını belirteceğim. (Şeylerden bahsedeceğimiz için manevi varlık, şeylerin dışındadır. Bu çağın insanının maneviyatı önemsemediği için, yalnız şeyleri önemsediği ve şeyler için çalıştığı için mutsuz olduğunu bu yazıda beyan edeceğiz.)
Bu çağın insanının her şeyi var ama, yüzü gülmüyor. Tebessümü yok.
Bu çağın insanının her şeyi var ama, ağzının tadı yok. Tatsız-tuzsuz bir hayat yaşıyor.
Bu çağın insanının her şeyi var ama, huzuru yok. Huzursuz ve umutsuz.
Bu çağın insanının her şeyi var ama, sevinci yok. Hayatta yaşama heyecanı yok.
Bu çağın insanının her şeyi var ama, vefasız, nankör, kalleş, güvensiz, korkak, ürkek ve iki yüzlü.
Bu çağın insanının her şeyi var ama, samimiyeti yok.
Bu çağın insanının her şeyi var ama, safiyeti yok.
Daha çok söz söylenir de, bu kadar yeter.
Bu çağın insanı madde ile mutlu olacağını sanan “bir değişik yaratık.”
Bu çağın insanı şeyler ile yetindiğinde huzur bulacağını sanan “bir nevi hayvandır.”
Halbuki madde, yani para-pul, mal-mülk deniz suyuna benzer, insan içtikçe daha çok susar. Yani daha fazlası mutlu etmez, bilakis huzursuz eder.
Bu yazıda “çağın insanını” eleştirip adeta yerden yere vurdum. Bu çağda yaşayan herkes bu sözlerimden alınmasın. Elbette sözlerim bu çağda yaşayan tüm insanlara değildir. Bu çağın insanı derken de elbette maddecileri kastediyorum. Manevi değerlere önem verenler baş tacıdır.
Evet, mesele anlaşıldı ise bir şiir ile konuyu daha da pekiştirip aranızdan ayrılıyorum.
HERŞEYLERİ VARDI
Doymuyorlardı hepsi sanki birer yamyam.
Kat, yat, ev, daire, dükkan, han, hamam.
Saymaya hiç gerek yok, artık tamam.
Her şeyleri vardı ama, huzurları yoktu.
Mal mülk dedikleri, pislik, haram, kir.
Helal kazanıp da olsalardı fakir.
Nerede onlarda düşünecek fikir.
Her şeyleri vardı ama, şuurları yoktu.
Ahireti satıp da Dünya'yı aldılar.
Sanki bir çocuk gibi oyuna daldılar.
En sonunda şerleriyle kaldılar.
Her şeyleri vardı ama, hayırları yoktu.
Keyif, eğlenceyi burada istediler.
Ne bulursa hayvanlar gibi yediler.
"Bize yalnız bu Dünya yeter" dediler.
Her şeyleri vardı ama, sabırları yoktu.
Her şeyleri vardı ama, akılları yoktu.
Maalesef.