BAŞTA Diyanet olmak üzere, ülkemizdeki bütün islamî cemaatler, dernekler, vakıflar, kuruluşlar, tarikatlar, gruplar; halkın ve gençliğin beş vakit namaz kılması için en uygun, en tesirli (etkili) en yoğun propaganda, uyarma, aydınlatma seferberliği başlatmalıdır. Bu hizmet ayrı ayrı yapılmamalı, ortak bir plan ve program çerçevesi içinde birlikte çalışarak yapılmalıdır. Bu hizmet paraya, prestije, şahsî ihtiraslara, siyasete, holiganlığa, meşreb taassubuna alet edilmemeli, Allah rızası için yapılmalıdır.

Sahih bir imandan sonra, İslamın ikinci temel şartı namazın dosdoğru kılınmasıdır. Müslümanlar bu vazifeyi, bu hizmeti yapmazlarsa kurtulamazlar, necat ve felah bulamazlar. “Namaz bir ritüeldir, önceliği yoktur” gibi laflar boştur, yanlıştır. Müslümanlar savaşın en kızgın zamanında bile namaz kılmakla yükümlüdür. Ahlakın çok bozuk olması, namazı ihmal etmemiz, ikinci plana atmamız için gerekçe olamaz. Hem namaz kılınacak, hem de ahlakla ilgili hizmetler yapılacaktır.

(İkinci Yazı)

TC SORUMLUDUR


LÜKS otomobilin, sarhoş olduğu iddia edilen 19 yaşındaki hukuk fakültesinde öğrenci sürücüsü, hakimiyetini kaybetmiş, kaldırıma çıkmış ve çiçek satan zavallı vatandaşı öldürmüş.

Otomobiller kafa kafaya toslaşmış… Ölüler yaralılar… Çarpışan otobüsler, TIR’lar, minibüsler, kamyonetler… Kazalar kazalar kazalar… Şarampola, uçuruma uçanlar, karşı şeride çıkanlar, üst geçitten düşenler… Ölüler, yaralılar, acılar…

Bayramda yollar mezbahaya döndü…

Bu kazaların, bu trafik cinayetlerinin yüzde sekseni TC devletinin suçudur.

Trafik hukukunu işletmiyor… Ehliyeti ve liyakati olmayanlara sürücü ehliyeti veriyor… Usulsüzlük yapanları yakalayıp cezalandırmıyor, suç işleyenleri tenkil etmiyor, yani başkalarına ibret verecek şekilde tepelemiyor.

İstanbulun bazı kalabalık semtlerinde otomobiller yaya kaldırımlarına park ettiriliyor, insanlar yolun ortasından yürümek zorunda bırakılıyor.

Yasak olduğu halde sürücüler telefonla konuşup duruyor, kaza oluyor.

Oto yollarda zik zak yapan deliler var, bunlara gereken ceza verilmiyor.

Emniyet kemeri takmadan yolculuk yapanlar cezalandırılmıyor.

İstanbul’un nice kalabalık semtinde deli Dumrul gibi park memurları darphane gibi para kesiyor.

Devlet büyüklerini korumak, yollarını açmak için seferber olan emniyet, trafikle ilgili vazifelerini doğru dürüst yapmıyor.

Devletin, belediyelerin, trafik polisinin, yargının vazifesini yapmamasından, ceza vermemesinden, denetlememesinden, ihmalinden dolayı can emniyeti kalmadı. Yollar mezbahaya döndü. Sarhoşlar sere serpe otomobil kullanıyor, cana kıyıyor. Trafik eşkıyası ile kimse başa çıkamıyor.

Bütün bu zulümlerin baş sorumlusu ve suçlusu TC’dir. Almanya’da emniyet kemeri takmadan otomobil kullanan hemen yüklü bir ceza öder…

ABD’de otomobil kullanırken telefonla konuşan hemen mahkemeyi boylar.

Otomobille adam öldürene bizde, tabanca veya bıçakla öldürene verildiği gibi/kadar ceza verilmiyor.

Trafik cânileri tutuksuz muhakeme ediliyor.

Bütün bu rezaletlerden, cinayetlerden, otoyolda zikzak yaparak deli gibi ilerleyen kaçık canilerden devlet, hükümet, idare, polis, yargı sorumludur.

Millî eğitim sorumludur.

Aileler sorumludur.

Gereği ve yeteri kadar feryat etmeyen, baskı yapmayan medya sorumludur.

Türkiye’nin bugünkü trafiği medenî bir trafik değildir, vahşi ve bedevi bir trafiktir. Ülkemiz için bir ayıptır, utanç sebebidir.

Roma imparatoru Marcus Aurelius “Atımdaki nallardan birinin bir mıhı düşmüş olsa, bütün Roma imparatorluğu bozuktur” demiş. Bugünkü trafiğimizle, ülkemizdeki sistemin veya düzenin doğru olduğunu iddia etmek mümkün değildir.

Trafik suçu işleyenlerin gözünün yaşına bakmamalı, cezaları neyse, acımadan, ertelenmeden verilmelidir.

Suçlulara acıyanlar, halka, ülkeye, devlete acımamış olur.

Sarhoş sürücü, kaldırımda çiçek satarak ekmek parası kazanan mâsum ve bîgünah genci ezdi, kaçtı ve yakalanamadı. Uçan kuşu takip eden polisimizin bu katili yakalamaması ne kadar garip ve acibtir.

Sarhoş olduğu iddia edilen sürücü tarafından otomobille katl edilen bu vatandaşın velisi halkımızdır. Onun kanının hesabını sormazsak hepimiz sorumlu olur, vebal altında kalırız.

Soruyorum: Trafik konusunda ne zaman medenî olacağız?

(Üçüncü Yazı)

Bin Gençten Birine

BU yazıdaki nasihati ve tavsiyeyi bin gençten biri dinleyecek ve tutacaktır.

Yaz tatilini fırsat bilerek Osmanlıca okuma yazma öğren.

1928’den önceki yazımızla Türkçe kitap okuyamamak büyük bir ayıp ve noksanlıktır, bu ayıptan kurtulmak gerek. Cahil kalma, okur yazar ol.

Bir de geleneksel sanat veya zanaatlarımızdan birini öğrenmeye başla.

Müslüman için bu dünya tatil, eğlence, dinlenme yeri değildir.

İyi bir Müslüman, iyi bir insan olursan Allah lütfuyla seni Cennete koyar, orada sonsuz bir mutluluğa nail olursun. Dünya çalışma, çabalama, didinme yeridir.

İlim öğren, sanat öğren, ahlaklı ve faziletli ol.

Sanat veya zanaat öğrenirsen yeni bir boyuta sahip olursun. İleride para sıkıntısı çekmezsin.

İyi havalar, deniz, gezme tozma… Sakın bunlar seni aldatmasın, oyalamasın.

Bilgili ol… Hünerli ve marifetli ol… Sanatlı ol… Ahlaklı faziletli ol… Nice meziyet sahibi ol… Adam ol, insan ol, vasıflı Müslüman ol.