Şu genç teğmenlerin sahaya çıkıp o yemin ve Mustafa Kemal’in askerleriyiz sloganını atar atmaz, ellerim arasına alarak başımı Eyvah, Eyvah ki ne eyvah dedim. Buyrun size çiçeği burnunda ve kullanımı son derece elverişli bir olay ve slogan dedim.

Emin olun yakın zaman da ‘’ Bu nasıl şeytani bir tezgah ve Leonel Messi’yi bile kıskandıracak bir asist ve yine en az onun pasları kadar orjin bir sufle ‘’ diyecek ve sonra devamla ‘’ Aptallığın, körlük, feraset ve basiret fukaralığının bu kadarına da yuh ve dahi lanet olsun ‘’ diyeceğiniz zaman o kadar uzak değil…

Maalesef ülke olarak olayları doğru okuyamıyor, sağlıklı analiz edemiyor ve doğru, mantıklı ve elzem sonuçlar damıtamıyoruz. İşte bu fukaralığımızı bilen ve elbette Şeytandan hatırı sayılır tüy kapmış ve hatta içli dışlı olanlarda oluşan bu boşluğu anında dolduruveriyorlar.

MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLERİYİZ!

Ne kadar özel, güzel, kemik ve kılçığından sıyrılmış, kalori ve protein bakımından en az %30’luk bir kesimin duygu dünyasında ki açlığı doyuracak bir SUFLE!

En az ‘’ Ezanlarımızı susturamayacaksınız! Kuran kurslarımızı kapatamayacaksınız! Başörtülü bacıma dokunamayacaksınız ‘’ türünden hatırı sayılır bir cümle! Hoş, memleket, din tutkunu ama aynı zaman da din cahili olması dolayısıyla Minare ve Başörtüsü mottosu %55’lik bir kitlenin uyuşturucu talebine karşılık veriyordu…!

Dikkat ettiniz mi! AKP mutfağının ürünü mevcut CHP ve yine AKP mutfağının defolu ürünü yeni yetme yönetim kurulu adeta bir AKBABA gibi üşüşüverdi mevcut suflenin üzerine. Vallahi AKP ile birlikte o kadar uyumlu ve senkronize şekilde çalışıyorlar ki nutku tutulmuş hayranlık ve takdir! Ediyor şekilde izliyorum ucuz tiyatroyu..!

Üstelik kaynayan kazanın altına bir de CHP ve ciddi bir konsorsiyumun fonladığı malum medya da kazanın altına sağlam odunlar atıyor ve milletin Laik ve Kemalist kesiminin gereksinim duyduğu yapay ve sentetik dolayısıyla boş ve ederi sıfır olan et ve balık ürünlerinden kesintisi beslenmeleri için çırpınıp duruyorlar.

Aslında ciddi ciddi gözlemlediğim, yakın takibe aldığım samimi bir izlenimimi paylaşmam gerekirse bütün bu fonlamalara, kurumsal birçok oluşumun görevlendirilmiş olmasına ve yine malum medya tarafından altının tutuşturulmasına rağmen istenilen, beklenilen ve planlanan bir kalabalığın satın almamış olmasını bir realite ama aynı zamanda sevindirici bir tespit olarak bırakıyorum yazımın tam orta yerine.

Düğün değil bayram değil eniştem beni niye öptü!

Yapay olayların, yapay mahkemelerin, yapay senaryoların ve yapay tutuklamaların tamamının aynı mahfillerin ve aynı ellerin ucuz bir senaryosu olduğunu, ardı ardına getirilerek sözüm ona etki, tepki ve şiddetin olası desibelinin ölçüldüğünü gören ve durumu bu minval üzerinden değerlendiren bir tek ben miyim!?

 Sadece bu kadar mı?

Bunca yapaylık ve laboratuvar verileri sonrası atılacak radikal kararların olabilirliğinin test edildiği canlı bir laboratuvar haline dönüştürülen bu meydanın ve hedefe, Türkiye ve halkının konulduğu bu iğrenç tiyatroyu yiyen bir halkın huzura çıkmayı hak ettiğini söyleyecek kaç akıl, ahlak ve irfan ehli çıkabilir ki!?

MEVCUT CHP VE ERGENLER KONSÜLÜ BU ÜLKENİNN BEKA SORUNUDUR!

Bir kez daha söylüyorum Sayın Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na yapılan ve senaryosu yine aynı merkez, aynı mutfak ve aynı eller tarafından yazılan aşağılık darbe sonrası teşekkül ettirilen CHP, bu ülke, bu devlet ve bu milletin asli sorunudur.

AKP’nin çeyrek asırdır kesintisiz ve sıfır sorun halinde yönetiyor olmasının tek ve en başlıca sorununun CHP ve içerisine çöreklenmiş ve yine aynı mahfiller tarafından yerleştirilmiş kokuşmuş tiplerin varlığıdır.

Bu klik uzunca zamandır içerden bilgi almakta gerek ulusal ve gerekse uluslararası Tanrılarına sadakat yemini cinsinden istihbari bilgiler vererek günde beş ve belki çok daha fazla zaman ve esaslı rekatlar eşliğinde istikrarlı şekilde iman ve ibadet etmekteler.

Gerçeğin gün yüzüne çıkmak gibi harika bir özelliği vardır!

Az evvel de söylediğim üzere bekleyin, çok kısa bir zaman sonra bütün bu yapaylıkların en kesif kokusu burunlarınız ve genizlerinizi yaktığı zaman, mevcut an içerisinde belki küfür ettiğiniz, belki fantastik bulduğunuz, belki klasik bir komplo teorisi diyerek burun kıvırdığınız bu satırlar ve müellifini unutmayınız olur mu?!

Haaa bir de sigortalarınızı attıracak küçük bir izahat ve elbette sıyıracağınız bi de sorum var!

Hatırlar mısınız burası Türkiye ve burada ve hatta en olmazların en rahat olduğu yerin burası olduğunu, Hulki cevizin kırdığı cevizlerden, Metin Fevzioğlu’nun yaptığı sarsıcı transferden, Meral akşener’in üzerine basa basa ve üstelik birbirinden farklı bir çok yemini kombine edip sarayla göz kırpınışlarından ve sonra Prpf Kürşat, Ülkücü! Ünal ve elbette MUSTAFA KMAL’İN ASKERİ OLAN(!) TEĞMEN ÇELEBİ’NİN SON DERECE KIVRAK BİR HAREKETLE EN OLMAZI OLDURDUĞUNDAN SIKLIKLA BAHSEDİP DURURUM.

GELELİM CONTANIZI YAKACAK SORUMA!

SAHİ BU DÖRT ASKERİN, PARDON MUSTAFA KEMAL’İN ASKERİNİN ERDOĞAN ASKERİNE DÖNÜŞME OLASILIĞININ EN AZ %100 OLDUĞUNU SÖYLEMİŞ OLSAM KAÇINIZ BANA KÜFREDER..!?