Düşün (tefekkür)! Geçmişe (tezekkür) ve geleceğe yönelik (tedebbür)
düşün! Ve tüm bu düşünmeler arasında bağ kur! (taakkûl) Sonra
bugüne ve buraya dair çıkarım yap, düşünceni ânda yoğur!
(tefakkuh)
Ama düşünürken sakın sığ düşünme (tefkir)! Tefekkür et ama tefkir
etme! Düşünceni ölç ve biç! Sonra bir daha ölç ve biç! Sonra
etrafını süz! Ve bu işlemi yaparken akıl melekelerinin tamamını
kullan ve hükmünü ver! Lâkin bu yolculukta sakın hakikate sırtını
dönme! Ona ancak yüzünü dön! Hakikati kapamaya çalışma, ona
bağlanmaya çalış! Kibrin ve müstağni nefsin sana galip gelmesin!
Ona “kûtile!” de gitsin, kibrinin canına oku! Oku ki senin canına
okumasın Rahman! Oku ki esamen okunmadan seni var etti yoktan! Oku
ki ânı kurban etsin sana en baştan!
Ve oku! Okumaya başla, okumaya bir yerden başla! İyisi mi okumaya
en baştan, en beri taraftan başla! Okumaya kendinden başla, yani
nefsinden...
Okumaya önce insandan başla, küçük bir âlem olan âdemden başla!
Neyle okuyayım diye sorma! Rahman'dan aldığın kelimelerle başla!
Oku, oku! Ve tekrar oku! Sonra başla anlatmaya! Peygambervari bir
okumaya tabi tut kendini ve de ki: “Rabbim beni göz açıp
kapayıncaya kadar kendimle baş başa bırakma!” Ve sonra tekrar de
ki: “Elimden tut Rahman! Tut ki başkaları tutmaya çalışmasın
yakamdan. Sen tut ki sana yönelsin bu eller, tut ki ismini
yüceltsin, isminle yücelsin bu eller.
Nitekim yaz! Düşündüğünü oku, okuduğunu yaz! Ve yazdığını taşı
sonsuza! Neyle yazayım diye sorma, kalemle yaz! Çünkü Rahman'dır
kalemi değerli kılan, Rahman'ın kalemiyle yaz!
“Nun vel kâlemi ve mâ yestûrun!” diyen Rahman'ı dinle ve O'na uy:
“Nun... Kaleme ve (onun) yazdıklarına yemin olsun!” Senin ‘nun’un
(hokkan) yüreğindir, kalemin ise söz sultanı dilin... Kaleminin
ucuyla dokunduğun mürekkebin ise vahiydir, Rahmandan inen vahiy.
İki elçi nefesiyle senin yüreğine konan vahiy!
Ve yaz! Rahmandan aldığın kelimeleri topraktan çıkardığın hamura
yaz! Senin hamuruna nakşedilen kelimeleri sende toprağın hamuruna
nakşet!
Ama her zaman doğru yer ve zamanda yaz! Yazdığın kelâm kimseyi
nefret ettirmesin! O ancak kişiyi müjdelesin! Kişiye Rahman'ın
merhametini muştulasın, hiç bitmek tükenmek bilmeyen merhametini,
her şeyi ve herkesi kuşatan merhametini...
Kelimelerle aldığın, kelimeler sahibinden aldığın vahiy zihninde
düşünce, kalbinde okuma ve elinde yazı olsun! Düşün, oku ve yaz!
Nitekim sen düşünen, okuyan ve yazan bir vahiy ol! Ve nefsine vahiy
olduğun gibi başkalarına da vahiy ol! Vahiysizlikten kuruyan,
çatlayan yüreklere vahiy pınarını taşıyan bir nehir ol! Ama dikkat
et asla benliğin bendini aşmasın! Nefsine kul köle değil ancak ona
sahip ol!