Ancak herkesin unuttuğu bir nokta var, o da ülkemizde tüm halkların
mutlu yaşayabilmesi için mutlak bir sevginin gerekli olduğu.
Temeli sevgi üzerine kurulmuş bir toplumda insanlar birbirlerini
din, dil ve ırkına göre ayırmaz. Önemli olan birbirlerine değer
vermeleri, sevgi ve saygı duymalarıdır. Ancak bu amaçlandığında
toplumlar mutlu yaşayabilir.
Örneğin Amerikan halkı çok farklı etnik kimliklere sahiptir. Ancak
insanlar birbirlerini seviyor ve saygı duyuyor. Bu nedenle
eyaletlere bölünmeleri insanlarda bir ayrılık fikri oluşturmuyor.
Bizim eyaletimizi bizim ırkımız yönetsin, bizim ırkımız bir
eyalette toplansın gibi bir düşünceye sahip değiller. Bu yüzden de
mutlular. Tabi ki her toplumda ayrılık çıkarmaya çalışan küçük
gruplar olabilir, ancak Amerika’nın geneline bakıldığında sevginin
hakim olduğu görülüyor.
Şu anda Kürt kardeşlerimize federasyon fikri makul gösterilmeye
çalışılıyor, bunun için de Federasyon olduğunda sadece Kürtlerden
oluşan bir toplumda, Kürt vali, Kürt belediye başkanı, Kürt polis
olacak denmektedir. Oysa Kürt olmayanları kabul etmemek faşizmde
bile olmaz. Kürt kardeşlerimiz de bunu çirkin görüyorlar.
Gerekli sevgi oluşmazsa, Kürtler de birbirleri arasında mutlu
olamaz. Kürtler ve Zazalar arasında problemler yaşanır yahut Kürtçe
bilen Kürt ile Türkçe bilen Kürtler arasında ayrılık çıkar. Faşizim
benzeri, sevgisiz, egoist ve bencil insanların oluşturduğu bir
topluluk hangi modelde olursa olsun sevgisizliğin acımasızlığını
yaşar. Önemli olan Güneydoğu’da coşkunun, neşenin, sevecenliğin,
Allah korkusunun ve muhabbetin hakim olmasıdır. Yoksa Güneydoğu
mahalle mahalle bölünse dahi arada sevgi olmazsa ortalık cehenneme
döner, yine huzur sağlanamaz. Zaten PKK kontrolü altında kurulacak
bir Federasyon, komünizmin soğukluğunu ve zalimliğini uygulamaya
sokacaktır. Allah sevgisine dayalı insan sevgisi olmayınca, şefkat
ve merhamet olmayınca insanlar arasında anlaşmazlıklar devam eder.
Böyle bir toplulukta Kürt kardeşlerimiz ezilecek ve kendilerine
vaat edilen sahte huzur ve mutluluğu bulamayacaklardır. Ancak tüm
halkları kucaklayan sevgi ve muhabbet birliği oluştuğunda mutlu
olabilirler.
Irk birliğini esas alan bölünmeye yoğun tavır alınması gerekir.
Hemşericilik kafası, ırkçılık kafası normal vicdanda olacak birşey
değildir. Yöneticilerimizin Kürt olmasından biz gurur duyarız.
Toplum olarak Allah’tan korkan, Allah’ı seven insanlarız.
Birbirimiz arasında üstünlük kavme göre değil, takvaya göredir.
İnsanlar güzel ahlaklı olduktan sonra ırkın hiçbir önemi
olamaz.
Şu anda Güneydoğu’da Federasyonu savunanlar biz Kürt Kürde beraber
olalım mantığındalar. Oysa Kürt kardeşlerimizin Güneydoğu’da oturma
zorunlulukları yok, Hakkari'den kardeşlerimiz gelip Adana’da,
İzmir’de ülkemizin her köşesinde özgürce yaşayabilirler. Ayrıca
İzmir’den, Adana’dan kardeşlerimiz de gidip Hakkari’ye
yerleşebilirler. Bu ırkçı zeminde kısıtlamalar senelerdir
milletimizi bunaltmış gereksiz gerilimlere neden olmuştur.
Ülkemiz ne kadar karışık idare edilirse, kardeş kardeşe katılırsa o
kadar güzel olur. Laz bölgesi, Kürt bölgesi, Zaza bölgesi gibi
ırklara göre insanları bölgelere ayırmak yerine mümkün olduğunca
ortak paylaşımda bulunacakları gibi yaşamalarını sağlamak bütünleme
açısından önemlidir.
Bu nedenle federasyon Türkiye’nin ve en başta Kürt kardeşlerimizin
alehine olur. Bölünme kini, husumeti, gaddarlığı ve rekabeti
doğurur, birleşmek ise sevgi ve muhabbeti arttırır.
Biz sevgiyi esas alan, nefretten kaçınan bir milletiz. Milletimizi
kucaklayan, her düşünceye sevgi ve saygı duyan bir yapıyla
ülkemizin bütünlüğünü korumak için gayret etmek de hepimizin
görevidir.