Değerli kardeşler, ilk yazımı selamlaşmaya ayırdım. Selam
bildiğimiz gibi çok önemli. Selam özellikle barış, huzurlu toplum
ve huzurlu kardeşlik için de çok önemlidir. Selam ve şuurun
olmadığı yerde İslam yoktur. Selam ve adaletin olmadığı yerde İslam
yoktur. Selam ve vicdanın olmadığı yerde İslam yoktur. Selam ve
tesettürün olmadığı toplumda İslam yoktur. Bu liste uzar gider.
Evet Selamünaleyküm veya Esselamüaleyküm. İkisinin arasındaki fark
ne kadar önemlidir bilmiyorum. Fakat, selamın önemini iliklerim
bile biliyor. Zira, Müslümanlar selam vermeyi kestikleri gün,
kıyameti görmeye gerek kalmaz. Yürekler yıkan yıkım oluşmuş olur
zaten. Nitekim örneklerini kardeşin kardeşi öldürdüğü ülkelerde ve
ülkemizde görüyoruz.
Biz Müslümanlar olarak, selam’ın kelime-i şehadetin ve besmelenin
manalarını tam olarak bilsek, toplum olarak demek istiyorum, imkanı
yok bu günkü gibi öteki grubu kendinden görmeyen pejmürde
Müslümanlık doğmazdı. Selamın anlamını bilerek söylüyorum.
Yaşadığımız bu çağın imkanlar bakımından iki yüzü var, bir yanında
güzellik,bol imkan. Bir yanında rezalet ve hüzün var. Biz bu nimeti
değerlendirebilirsek, zekamızın hakkını vermiş oluruz inşallah.
Herkes her imkanı değerlendiremiyor. Nice imkanları boşa akan sular
gibi akıtıyoruz. Altınla satın alınamayacak zamanı heba
ediyoruz.
Her kul kapasitesinden sorumlu, kapasitem kadar yazacağım inşallah.
Yüreğim ve bilgim kadar değineceğim konulara. Hem ilgi hem bilgi
alanım olan konularda yazarken ilgi alanım ama bilgi alanım olmayan
konuları, her zaman ki gibi ele almayacağım inşaallah.
Şu konuya çok önem vermeye çalışacağım Allah izin verirse.
Konuların özünü özetle ele almaya dikkat edeceğim. Detaylarda
boğulmamaya gayret edeceğim. Zira insanların zamanını da boşa
harcatmaya hakkımız yok. Bunun bilincindeyim.
Yazmakta olduğum romanımın kahramanlarından olan İngiliz
Suzanna’nın yanında, Türkiye’li agnostik (İslam daki münafığın
adına günümüzde agnostik diyorlar) bir öğretmen sorular sordu:
“Selamünaleyküm demek sizde çok mu değerlidir?”
“Evet, çok önemli ve çok da değerlidir.”
“Siz bu selamla, muhatabınıza ne diyorsunuz?”
“Allah sana yardım etsin. Bütün iyilikleri senin için diliyorum.
Senin mutlu olmanı istiyorum. Allah sana rahmet versin gibi iyi
dilekler var, dedim.”
Türkçe bilen Suzanna şaşırdığını belirtirken öğretmen sorusuna
devam etti :
“Peki, Müslümanlar selam ile birbirlerine bu kadar iyi dileklerde
bulunuyorlarsa nasıl oluyorda daha sonra selam verdiklerine kötülük
yapıyorlar?”
Aslında benim payıma ağlamak düşmüştü ama cevap vermek zorundaydım
:
“Bakın önce şunu bilmeliyiz, her Müslüman kötülük yapmaz. Ayrıca
iki türlü Müslüman vardır. Biri dinini bilmeyen kendisini Müslüman
gören zayıf Müslüman. Diğeri, Allah’ında Müslüman dediği gerçek
Müslüman. Allah Azze ve Celle’nin Müslüman dediği, değil bir
Müslüman’a (savaş haricinde) gayri müslime bile kötülük yapmaz,
dedim.”
Öğretmen sustu fakat Suzanna İslam da iki türlü Müslüman olduğunu
öğrenince öyle şaşırdı ve memnun oldu ki, onun o şaşkın hali hala
gözlerimin önünde duruyor.
Selam olsun tavizsiz yaşamayı sevenlere…
Twitter: @senlikogluemine