Tipolojiler, insanın ruhsal tekâmül yolculuğunda seçtiği rolledir.
İnsan her koşulda kendi gelişimini sağlamak için müsait bir
varlıktır. Değişim ve gelişim sürecinde bazı duygu ve düşüncelerini
dışlarken, bazılarını içselleştirir. Kendine uygun seçmiş olduğu
roller sayesinde kendine yararlı olacak kaderi yaşar. Bunun
sayesinde kendi sorumluluğunu bilecek ve bir sorumlu insan olmaya
başlar. Kendisi için seçtiği roller olmazsa olmazı olur. Kendine
uygun olumlamalar yapar.
Bir insan içinde var olan gücünü ve enerjisinin farkında olursa
hayatı bir başka yaşar. Bir insan içinde var olan gücün ve
enerjinin farkında olmazsa ve güçsüzlüğü seçerse yaşamı boyunca
güçsüz ve aciz bir ortamda yaşamaya mahkûm olur. İnsan mükemmel
olmak için çaba içinde olur. Çoğu zaman bunu başaramaz. Başaran
insanlar yok değildir.
Tam anlamıyla bir mükemmellik diye bir şey yoktur. İnsan bir
yaratık olduğuna göre eksik olması normaldir. Yaratılmış ve
gönderilmiş tüm ayetlerde insanın tarifi mükemmel olmasıdır. Bir
anlamda yeryüzü meleği olarak yaratılmıştır. Yeryüzü meleği
olmasının ön koşulu yüce yaratanı ve onun yarattığı ve gönderdiği
tüm ayetlere iman etmesidir. İnsanın kendi kitabı buna uygun olarak
yaratılmıştır. Yaratılmış ve gönderilmiş birkaç ayeti
incelediğimizde insanın kâmil ve seçkin bir varlık olduğunu
görmekteyiz.
"Rabbin meleklere: “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” dediği
vakit onlar: “Â!.. Oradaki nizamı bozacak ve yeryüzünü kana
bulayacak bir mahlûk mu yaratacaksın? Oysa biz sana devamlı hamd,
ibadet yapıp, Sen’i tenzih etmekteyiz.” dediler. Allah: “Ben, sizin
bilmediğiniz pek çok şey bilirim.” buyurdu."(Bakara, 2/30)
"Gerçekten biz Âdem evlatlarını şerefli kıldık, karada ve denizde
kendilerini taşıyacak vasıtalar nasib ettik, onlara helâl ve hoş
rızıklar verdik ve onları yarattığımız varlıkların çoğuna üstün
kıldık."(İsra, 1/70)
"Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık. Sonra onu,
aşağıların aşağısına indirdik. Ancak, iman edip salih ameller
işleyenler başka. Onlar için devamlı bir mükâfat vardır."(Tin,
95/4-6)
Kimi zaman bu mükemmeliyetçiliği unutur ve isyana dalar. İsyan
etmek ve ilahi kudrete çıkmak gibi özgürlüğü de vardır. Bu irade
ona verilmiştir. Bu idareye uygun yaşam geliştirme yeteneği olduğu
gibi tersini yapma özgürlüğü de vardır. İnsan gerçek
sorumluluklarını yerine getirmezse o zaman sahte sorumluluklar
üstlenmeye başlar.
Nitekim Allah Teâlâ insan için "ahsen-i takvim" demektedir. İnsan
için "en güzel" denilmesi, mahlûkat içinde ondan daha güzelinin
olmadığı anlamına gelir. İnsanın içinde yaşadığı her an kutsal bir
zaman dilimidir.
Zamanın akit ve nakit olduğunu bilirse kendisi ve insanlık için
daha güzel işler başarmayı bilir. Başarılı yolda yürümenin ön şartı
zamanın kutsallığını tanımaktır. İnsan yaşamında zaman yönetimi
başlı başına bir konu olarak görülmelidir. Zaman yönetimi üzerine
yazılmış sayısız kitap ve makale vardır.
Uzun ince bir yoldayım, Gidiyorum gündüz gece, Bilmiyorum ne
haldeyim, Gidiyorum gündüz gece (Âşık Veysel) sözü ustat tarafından
söylenmiş en güzel sözlerdendir. Uzun ve ince yoldaki insanlık
halden hale girer. Sayısız deneyimler yaşar. Her yaşadığı hayat
onun yaşamında iz bırakır.
Mükemmeliyet insanlık tarihiyle birlikte başlamıştır. İnsanlık
bedensel devrim yaşayıp yaşamadığı bilinmez fakat ruhsal devrim
yaşamıştır ve yaşamaya devam etmektedir. İlk insan daha ilkellik
yaşarken bu gün her yönüyle insanlık modern dünyanın tüm
güzelliklerini yaşamında yaşamaktadır. Tüm mükemmelliğin yanında
cahilliği ve vahşiliği de birlikte yaşamaktadır. Bu vahşilik ve
cahillikler mükemmelleşmeyi edinememişlerin yaşamı olarak ortaya
çıkmaktadır. İnsan deney yaparak bu günlere gelmiştir. Deneyerek
gerçekleri öğrenmek peygamberlerin yaşam tarzıdır. Hazreti İbrahim
deneyerek ve sınayarak yüce Allah’ı tek başına bulmuş olması
insanlığa ders olmuştur. İnsanlık deneyerek kabalıktan anlayışa ve
oradan da insanlığa geçiş yapma imkânı bulur. Sertlikten yumuşak
huyluluğa geçmeyi bilmektedir. Yeniden bedenleşme evrensel bir
yasadır.
İzafet teorisi, kuantum fiziği, kuantum düşüncesi, genetik bilim
insanın en çok ihtiyaç duyduğu yasalardır. İnsan psikolojisi
yaratılmış ayetlerle gönderilmiş ayetlere ilintilidir. İnsan
gönderilmiş ve yaratılmış ayetleri kendi özü olan kendi kitabıyla
bir arada düşündüğünde kendi iradesine ters düşecek her hangi bir
durum söz konusu değildir. Bu üç kitap insana sorumluluk
yüklemektedir.
İnnâ aradnâl emânete alâs semâvâti vel ardı vel cibâli fe ebeyne en
yahmilnehâ ve eşfakne minhâ ve hamelehal insân(insânu), innehu kâne
zalûmen cehûlâ(cehûlen) .(Azhab-72); Muhakkak ki Biz, emaneti
göklere, arza ve dağlara arz ettik (sunduk, teklif ettik). Onu
yüklenmekten çekindiler ve ondan korktular. Ve insan onu yüklendi.
Muhakkak ki o (nefs), çok zalimdir, çok cahildir.(Azhab-72) bu
ayette insanın cehaletine rağmen nasıl bir yükün altına gerdiğini
bize açık olarak ortaya koymaktadır.
İnsanlık bu sorumluluklarını ve görevlerini yüklenmeden önce
kendini tanıması ve kendine ihtiyaç gördüğü maddi ve manevi
ihtiyaçlarının bilgisi ve ilmini öğrenmekle görevlidir. Bunları
öğrenmesi halinde sorumluluğu kat be kat artarak devam eder. İnsan
kendi DNA ‘sine uygun tutum ve davranışları geliştirmek
durumundadır. Dünyadaki bütün canlılar iki kıvrımlı DNA’ya
sahiptir. Bilim adamları DNA değişikliği üzerinde çalışmaları
sürdürmektedirler. Belli bir değişim olur mu olmaz mı zaman
gösterecektir. Günümüz dünyasında genetik mühendisliği
çalışmalarını son hız devam ettirmektedir. Genetik ilmin gelişmesi
sonucu birçok hastalıklara çare bulunacağı kanaatindedirler.
İnsanların genetiğine uygun beslenmesi halinde hastalık bulaşma
riskin daha az olacağını savunmaktadırlar.
Genetik mühendisliği, genetik rahatsızlıkları tedavi etmekle
birlikte madde bağımlılığı, davranış bozukluğu, anti sosyal olma,
kişilik bozukluğu, şizofreni ve suç işleme bağımlılığı gibi ruhsal
bozuklukları ve aklı rahatsızlıklarını incelemek ve çözmek için
uğraş vermektedirler. Bu konuya insanlık tarihinden beri kafa
yoranlar oldu.
Bunların en çok uğraşanı ve genetik ilmin babası sayılan lokman
hekim ölümüz bir dünya için uğraş verdi ve sonunda bu çalışmadan
elini çekti. Halk arasında önemli bir sözdür bu söz; “Ölüme çare
bulsaydı Lokman hekim bulurdu “ buldu mu bulmadı mı bilinmez.
Üzerinde çalışma yaptığını biliyoruz. Bence bu ölüm denilen şey
mutlaka olmalıdır. Ölümsüz bir dünya işkence olurdu diye
düşünmekteyim. Çünkü sonsuzluk âlemi bu âlem değil burası geçici
bir mekân ve istasyondur. Kalıcı olan diğer dünya dediğimiz bir
adım ötesi ölüm şerbetiyle başlar.
Halk arasında ifade edilen güzel bir söz vardır;” iyi ki ölüm
vardır” birileri hastalıksız ve dertsiz bir yaşam bize sunmak
isteyebilir fakat insan vücudu sonsuzda bir yaşama üzerine
kurgulanmamıştır. Ölümlü bir DNA üzerine kurgusu yüce yaratan
tarafından hazırlanmıştır. Sonsuzda bir yaşam tarzı ilahi adalete
ters düşen bir durumdur. Yaratılmış, gönderilmiş ayetle ve insanın
kendi yaşam kitabı ölümlü dünyayı uygun görmektedir. Gene halkın en
çok kullandığı bir ifade “Ölümlü dünya “ ifadesi insanın DNA’nın
gereği doğmak, yaşamak ve sonunda ölmektir. Her canlı doğar, büyür
ve ölür ifadesi değişmez kuraldır.
Gen teknolojisi, nonoteknoloji ile donatılıp makrosenyede
hastalıkların sebeplerini anlamadığımız ve tedavi edemediğiz halde
makrosenyede, hatta gen seviyesinde insanı tedavi etmeye
kalkışmaktadır. İnsan insani sıfatlarını kaybetmekte, bilinmeyen
varlıkların sıfatlarına bürünmektedir. Zihin kontrol, kısırlık
endometriozisi, katkı maddeleri üzerine çalışma yapan birçok bilim
adamı vardır.
Fitne zamanında insanların en hayırlısı dağ başında koyun sütüyle
beslenendir.(Hadisi şerif) bu söz ne anlama gelmektedir. İnsan
yiyecek ve içecekleri sıkıntılı duruma gelmişse, insana zarar
verecek düzeyde bu yiyecek ve içeceklerin genleriyle oynanmışsa bu
yapılmalıdır diye söylenmiş bir peygamber sözüdür. Sağlıklı olmak
için insan akıl ve zekâsını iyi kullanmalıdır. Yüce Kur’an da ve
yaratılmış ayetlerde insanın sağlığıyla ilgili olan gıdaların
özelliklerine işaret vardır.
Önemli olan bağışıklık sistemi bütün çağdaş tedavi yöntemlerine
karşı muazzam bir şekilde kendini savunur hale getirmektir. Ancak
bağışıklık sistemi çöktükten sonra, gereç hastalıklar birer birer
ortaya çıkar. (Dr. Aiden Salih –Gerçek tıp) Allah şifasını
vermediği hiç bir hastalık ve rahatsızlık yaratmamıştır. İfadesi
anlamlı ve çarelerin her zaman mümkün olacağını bize söylemektedir.
Bu söz üzerine tıp ilmi ve bilim insanları çalışmalarına devam
etmektedirler. İnsanlığın dertlerine çare olmak için insanlık
laboratuarı üzerine çalışma yapmaktadırlar. Onların her bulduğu
bulgu insanlık için ya çare veya çaresizlik olmaktadır.
İnsanın maddi ve manevi rahatsızlıkları için ilahi mesajları almak
ve kullanmak işimiz kolay kılacaktır. Bu gün İslam dünyası kendi
kitabı olan indirilmiş kitabını sadece ölülere okunacak bir kitap
olarak görüyorsa yaratılmış ve indirilmiş her iki kâinat kitabını
tefekkür etme bilgi ve ilmine sahip değilse bu iş nasıl olacaktır.
Dünya insanı bilgi ve ilme önem verirken biz bilgi ve ilimden kaçar
durumda olursak bu insanı nasıl keşfedecek ve onun maddi ve manevi
rahatsızlıklarına nasıl çara bulacağız. Bizim ve İslam dünyasının
yapacağı birçok iş vardır.
En önemlisi kendi kitabını iyi anlaması ve yaşamına uygulamasıdır.
Kedi yapısına uygun çareler üretmek için çok çalışması ve insanını
mutlu etmek için insanı her yönüyle objektif altına almasıdır.
İnsan olarak bu vücudumuzun kaptanlığını iyi yapmak için ehliyet
sahi olmalıyız. Bu ehliyet insanın kendi doktoru olması ve dert ve
kederlerini birlikte düşünerek çözüm üretmesidir.
İnsan ruhsal dünyasıyla maddi dünyasını uyum içinde devam
ettirilmelidir. İnsan kendisiyle uyum içinde olmalıdır. Kendisiyle
kavgalı olmalıdır. Sevinç ve kederini birlikte objektif olarak
değerlendirme gücüne sahip olmalıdır. Zaman zaman kendini dinlemeli
ve kendini suçlu bulduğu yerle ve kendine hak vermesi gereken
noktaları iyi tespit etmelidir.
“Her hastalığın çaresi yaratılmıştır” (Hadisi şerif) ,“Yemek onalar
için ceza, bir ağ, bir tuzak, bir pranga olacaktır” ( Hz. Davut ) ,
“Çok yeme ağacı diken, hastalık meyvesi toplar” (Atasözü) “Yiyiniz
için israf etmeyiniz “(Araf -13) bu ayet, hadis, söz ve tavsiyeler
insan yaşamının tipolojisini ortaya koymaktadır. İnsanın tipolojisi
gereğince kendisini bekleyen tehlike ve rahatsızlıkların habercisi
olarak algılandığında insanın kendi başına olmadığı ve bir düzenek
üzere yaratıldığının göstergesidir.
Peygamber sözü ; “sizin Allah’a en sevimli olanınız, yemesi en az
ve bedeni en hafif olanınızdır” (s.as.)her türlü necasetten
temizlenmek için temiz su ve toprak kullanmayı emretmiştir”
(Maide-6 ), Su ve topraktan daha iyi bir temizleyici yoktur. Çünkü
bizi ve yaratığı çevreyi kirleten herhangi bir madde veya mikroplar
değildir, negatif enerjiyidir. Negatif enerjiyi kıran ise deterjan
değil, temiz su ve topraktır. Kuantum tipolojisi insan yaşamıyla
ilgili alan çalışması yaparken maddi ve manevi hastalıkların
birbirinden bağımsız olmadığı ile ilgilidir.
Kuantum tipolojisi zihinsel matrisini değiştiren kaderini
değiştirir.(R.Şenal) zihnin mantık silsilesinin öneme vurgu yapan
kuantum tipolojisidir. Zihinsel yapının insan vücudunda yapmış
olduğu olumlu ve olumsuz etki alanlarıyla ilgili olmak her insanın
kendi görev alanı içinde yer aldığını kuantum tipolojisi bize
hatırlatır. Rol ve maske; insanın bu uzun ruhsal yolculuğu
sırasında hangi rolü oynamak da olduğunu anlamasına yardımcı olan
ve dert edinen kuantum tipolojisidir.
Rol ve maske insanın kendini gizlemesi ve gerçekten kaçması
demektir. Maske sahtekârlık menşelidir. Yaşamı beyaz renkten başka
görmeyen bir insan beyaz renk hakkında bilgi sahibi olamaz. Karşıt
renge daima ihtiyaç vardır. Her şey zıddıyla bilinmektedir. İnsan
olarak en belirgin özelliğimiz yüce yaratanın bizim üzerimizdeki
eserini görmektir. Negatif kişilik insanın kendi kurduğu bir
tuzaktır. Kişi geçmişte yaşadığı bir deneyimi üç işleme tabi tutar;
siler, çarpıtır ve genelleştirir.
Bunların nasıl ve ne şekilde kullanmak gerektiği hakkında bilgi
sahibi olmak için insanın kendi karakter yapısını iyi tanımlaması
gerekir. İnsan kendisiyle yüzleşmeli, hesaplaşmalı ve kendisiyle
sözleşmelidir. İnsanın kendisiyle zaman zaman helalleşmesi kuantum
tipolojisinin alanıdır. Karakter ve tip arasındaki fark; karakter,
birçok tipi, özellikle de üç tip içinde barındıran bir karışımdır.
Tip; sadece belli bir yaşam stratejiyi uygulayan taraf olarak
görülmelidir. Karakter anlayış, ilgisizlik, şiddet, belirsizlik
(Tehlike),sevgi, gevenlik, onaylama, koruma, saygı (yaşam planı),
uyum göstermek veya karşı koymak strateji anlamınadır. Kuantum
tipolojisi bir anlamda ruhun matematiğidir.
Kuantum tipolojisi, çekirdek inanç değişimi ve gerçek kişiliğin
özgürleştirilmesi gibi konularda yoğunlaşması demektir. Bir insanın
sistematiğini ve onunla nasıl iletişim içinde olması gerektiğiyle
ilgilidir. Duygu tonu kişinin düşünce ve inançlarının ve tabii ki
deneyimlerini ile kader’inin oluşturduğu ana kaynaktır. Negatif
çekirdek, inanç bu temel duygu tanıma çıkar. Temel duygu suçluluk
üzerine kurgulanırsa hep kendini suçlu görme ve aşağılama hastalığı
baş gösterirse sahte bellek ve bu sahte bellek insana zarar verir.
Bütün kötülüklerin kökeninde sahte bellek vardır bunu bilmek
gerekir.
İnsan genelde karmaşık bir varlıktır. Onun için kuantum tipolojisi
tam doğru olarak kabul etmek doğru olmaz sadece insanlara yardımcı
olmak için yararlanılacak bir yoldur. İnsanın temel amacı
yaşamaktır. Yaşamını kaliteli kılmak için insanı tanıma imkânı
veren bütün yollar ve metotlar denenmelidir. İnsan olmanın temel
ilkeleri; güvenlik, barınma, yiyeme içme, kuşanma, başarı ve
verimlilik, sosyal ve kültürel ortamları sağlamak her insanın hakkı
olmalıdır. Bu sayılan ihtiyaçlar maslow un ihtiyaçlar hiyerarşisi
ve insanın temel ihtiyaçlarıdır.
Aslında Kuantum tipolojisi nitelikli insanın ortaya çıkması ve
yaşamla uyum içinde yaşamasını sağlayan bir yoldur. Yüce Allah
insanı yaratırken bu sayılan ilkeleri vermiştir. Her insanın
karakter ve yetenekleri birbiriyle bağlantılı olduğundan kişilik ve
karakter gelişmeye önem vermek gerekir. İnsanlar olumsuzluk
yaşadıklarında bu olumsuzlukları kendinden bilmemesi gerekir. Bunu
yüce yaratandan ceza olarak bilmesi büyük bir çelişkidir. Yüce
Allah kimseyi cezalandırmak için yaratmamıştır. Kullarını çok
sevdiğinden onlara ceza verme taraftarı değildir. Yüce Allah en çok
kullarına ödül verme taraftarıdır. İlle de ceza isteyene de
veremezlik yapmaz.
Tip, yaşam stratejisinden olaşan bir karakterdir. Temel duygu tonu
kişi için önemlidir. Temel duygu öfke olmamalı, temel duygu tonu
sevgi, saygı ve hoşgörü olmalıdır. Bazen az bir öfke işe yarar
fakat ölçülü olmaktan gerekir. Kuantum tipolojisi; kişinin kişilik
özellikleri, kazanımları, yaşam haritası, vaka incelemesi ve
vakalara iyi bir bakış yapmak için ihtiyaç vardır. Bazı insanlar
kendi gücü ve yeteneklerin farkında olmaya bilmektedir. İnsan
çocukluk döneminden itibaren yetenek ve becerilerin farkında olmak
ve kendi işlerini kendi yapması önemlidir.
İnsan yaşamında bazı travma vakalarıyla karşı karşıya kalmış olma
ihtimali yüksektir. Böyle zamanlarda kendini bulmalı ve çıkış yolu
bulmalıdır. İnsanın zaman zaman sarsıntı geçirmesi normal
görülmelidir. İnsan olmanın gereği budur. Acı, keder, sevinç ve
neşe insan içindir. Her insan mutlaka bir psikologa ve psikiyatriye
ihtiyaç duyar. İnsanlar günlük olay ve sorunları dolayısıyla
kişilikleri incinmesi ve zarar görmesi muhtemeldir.
Kuantum tipolojisi her insanın yaşam hikâyesine uygun olumlama
yapmak ve olumlama sonunda insanın iç huzurunu sağlamaya yönelik
çalışmalarda kullanılan bir araçtır. İnsan yaşamı boyunca yaşadığı
olumlu ve olumsuzluklar insanın üzerinde etki bırakır. İnsan ne
kadar sorun ve problemle karşılaşır ve bu sorun ve problemleri
çözerse o kadar olgunlaşır. Dert ve keder insanı pişirir.
İnsanların yaşam hikâyesini büyük fotoğrafta görmek ve çözümü bu
noktada başlamak gerekir.
Dünyada hiç bir şey kendi başına değildir. Kuantum tipolojisi
kişiyi en yakın derecede tanımak ve o uygun çözüm üretmek için
izlenecek yol olacağını söylemiştir. Yaşamın gerçeği kendi başına
yaşamın gerçekleriyle tanışmak ve yaşamak olmalıdır. Sonuç olarak
kişilik(Karakter); bir insanın kendine özgü olan genel psikolojik
özellikleri, onun yaşam biçimini oluşturan ve huy haline getirmiş
olduğu bilinçli yâda bilinçdışı bütün düşünce ve davranış
kalplarıdır.
İnsan tipolojisi insanın manevi, maddi yaşamıyla ve özüyle
bağlantılı bir durum ve kuantumun başka ilgi alanları kadar bu
alanda önem arz etmektedir. Kuantum düşüncesiyle yaşama evet diyen
ve tedavilerini insan düşüncesine uygun yapanlar kişilik ve
karakter yani kişilerin nasıl bir tip olduğunu bilmek
zorundadır
Hekimler, kişilik tanımına önem vermekte her hastasını tanımakla
tedavilere başlamayı daha uygun görmektedir. Olayları ve sorunları
kabullenme insan yaşamında önemli olduğuna göre hastalıkta insanın
yaşanımda yaşaması gereken bir durum olduğuna göre bunları
birbirinden ayrı görmek mümkün değildir.
Birde insanın kişilik özellikleri nasıl ortaya çıkar ona bakalım;
sevecen, yardım sever, cimri, hırçın, kaba, ince ruhlu, romantik,
karizmatik, girişken, kusursuzluk arama, sorgulayan, başarılı,
gözlemci, barışçı,(Aslında kişilik özellikleri 9 kişilik altında
toplanmaktadır)
Bu kişilik özelliklerini bilmek ve bu kişilik özelliklerine uygun
nasıl bir meditasyon uygulanması gerektiğiyle ilgili açıklamalarımı
bir başka yazımda yazmayı düşünmekteyim. Kuantum düşüncesinde
meditasyon tedavide önemli bir tedavi türüdür. Bu tedavi
uygulanırken bu kişilik özelliklerine uygun telkinde bulunmak
işimizi kolay kılacak olması konuyu daha da önemli kılmaktadır.
Zihinsel matriksinizi değiştirin kaderiniz değişsin.(R.Şanal)
Kaynakçalar: Kuantum tipolojisi (R. Şanal),Evrim anaforu(Dr. Fuat
Bozer, Dr. Mustafa Yıldız. jeo. Müh. İhsan İnal, Astronom Tahsin
Yılmaz)Sağlıklı Yaşa Güzel Yaşa (Dr. Andrew Well) Kur’an sürelerin
Kimliği(Mustafa İslam oğlu)