Bir ülkenin ne kadar gelişmiş olduğu elbette ki pek çok faktörle aynı anda ölçülür. Zira medeniyet tartışmalı bir konu. Kimine göre kişi başına düşen milli gelirle ölçülür kimine göre sahip olunan gelişmiş silahlarla...
Bir ülkenin ne kadar gelişmiş olduğu elbette ki pek çok faktörle aynı anda ölçülür. Zira medeniyet tartışmalı bir konu. Kimine göre kişi başına düşen milli gelirle ölçülür kimine göre sahip olunan gelişmiş silahlarla. İstiklal Şairimiz Mehmet Akif'in İstiklal Marşımızda belirttiği üzere medeniyet 'Tek dişi kalmış canavar' da olabiliyor.
Medeniyetin farklı tanımlarını alanın uzmanlarına bırakıyorum. Bugün medeniliğin göstergelerinden biri olan zayıflarla iletişim ya da zayıflara destek olma konusuna değinmek istiyorum. Bu konu önemli. Çünkü bizim yaptığımız tüm diğer işleri meşru kılar. Sosyal devlet sosyal olmakla en büyük iyiliği kendine yapar.
Aksaray'da bir İlkokulda özel (otistik) çocuklara yapılan yanlış muameleleri bütün gazetelerden ve televizyonlardan öğrendik. Bazı veliler çocuklarının özel durumu olan çocuklarla aynı okulda okumalarını istemiyor. Bu konuda girişimlerde bulunuyor. İddialara göre ise iş ayrımcılığa ve küçük çocukların veliler tarafından yuhalanmalarına kadar varmış.
Allah devletimize zeval vermesin. Tüm kademelerden, tüm yetkililerden gelen tepkiler aynı. Türkiye'de her kesimden insanın tek konu etrafında kenetlendiği nadir olaylardan birine şahit olduk. Dileğimiz bütün özel çocukların dünya standardında eğitim imkanlarına kavuşması için bu özel çocuklara destek olan eğitim kurumlarının daha fazla desteklenmesi.
Aslına bakarsanız merhamet karnesi kötü olan bir ülke değiliz. Ülkemizin içinde ve dışında çok güzel kampanyalar var. Her yıl yüzlerce dernek onlarca ülkeye destek oluyor. Devlet kurumları da çalışıyor. Mültecilere, dilencilere, kimsesiz çocuklara, hastalara ve yoksullara hep beraber el uzatıyoruz. Fakat sıkıntı bu çocukların birilerinin merhametine bırakılması.
Yani plansızlık ve denetimsizlikten yana sıkıntılar var. Devletimizin gelişmişliğinin göstergesi olarak bu noktalarda daha aktif olması gerekiyor. Tabi ki her şeyi devletten beklemiyoruz. Devlet görevini yapınca iş bitmiyor. Zayıflara iyi muamelede bulunmak bireyler arası ilişkilerde de önemlidir. Bu konuda da öğrenmemiz gereken çok şey var.
Kendinden zayıfa iyi muamelede bulunabilenin kişiliği yerine oturmuştur. Bunu yapamayan ise öğrenmelidir. Yoksa insanlarla güven temelinde bir ilişki kuramaz. Muhammed Ali'nin de dediği gibi 'Bana iyi davranan ama garsona kaba olan birine güvenmiyorum. Çünkü o pozisyonda olsaydım bana da aynı şekilde davranırdı'.
İnsan ilişkilerinde kurallar önemlidir. Prensip temelli bir yaşam başımızı daha az ağrıtır. Kamuda herkese eşit muamele esastır. Özel durumu olanlara ise özel muamele etmek gerekir. Bu, başkalarının hakkını gasp veya özel çocukları kayırmak değil olması gerekendir. Medenilik zayıfa daha fazla fırsat vermektir.
Ayrıca Aksaray'daki olayda hedef haline getirilen veli, muhtar ve okul idaresine de fırsat verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Telafi için bir süre verilse aynı okul özel çocukların başlarını okşayarak pasta ve börekle de evlerine gönderebilir. Her şeye rağmen bu aziz milletin merhametine olan güvenimizi sürdürmeliyiz.