YAPAY ZEKÂ

Yapay zekâ ile alakalı araştırma yapmak bir şeyler yazmak uzun süredir aklımdaydı.

Yazılarımı arşivlediğim bölümde yaptığım bir gezintide, temas etmediğim birçok konunun olduğunu gördüm. Bunlardan biri “yapay zekâ” bir diğeri “CHP”…

Yüzlerce yazının içerisinde CHP’nin C’sinden bahsetmemiş olmam bana çok ilginç geldi.

Bu hafta yapay zekâdan, haftaya doğal CHP’den bahsedelim.

Ünlü bir yazar, “Bir yazar için her şey işlenmesi, değer verilmesi ve incelenmesi gereken bir yazı malzemesidir. Algınızı alışılmadık şeyler dâhil, her şeyi bir esin kaynağı olarak görmeye açık tutun” diyor.

Hal böyleyken her yerden ve her telden esintilerle yazmaya devam edeceğim.

Her neyse(!)

Hızlı bir dijital devrimin yaşandığı dünyada, bilim adamları doğal olan her şeyin yapayı üzerinde yoğun bir çalışma içerisindeler.

Yaklaşık 50 yıldır üzerinde çalışılan ve son beş altı yıldır teknoloji dendiğinde ilk akla gelen yapay zekâ teknolojisi henüz insan kadar zeki bir robotun yapılamadığı ama güçlü ülkelerin bu hususta sıkı bir rekabet içinde oldukları biliniyor.

Öyle ki!

Yapay zekâ teknolojisine Çin’in ayırdığı bütçe 7 trilyon dolar, Amerika 4, Avrupa Birliği Ülkeleri 2 trilyon dolar.

Bizim yerli otomobil projemizin toplam maliyetinin sadece 10 milyar dolar olduğunu hesap edersek yapay zekâ teknolojisine yapılan yatırımlar dudak uçuklatacak türden.

Peki, trilyon dolar bütçelerin ayrıldığı yapay zekâ nedir?

Bazı bilim adamları bunu “İnsan türünün yapay versiyonu” olarak tarif ediyor. Bazıları da “Zekâsı olan ama aklı olmayan yazılımlar” olarak tanımlıyor. Yani kendisi olan ama ruhu olmayan robotlar. Bedeni olan ama canı olmayan robotlar.

Yapay zekâ teknolojisinde gelinen son aşama dehşet verici!..

“Robotlara özgür iradeyi programlayacağız” diyen bilim insanları bile mevcut.

Rabbim aklımıza mukayyet olsun.

Bu konuda Tesla’nın sahibi ve CEO’su Elon Musk’un görüşleri daha dehşet verici!

Gen teknolojisinin geldiği son noktaya değinen Musk, yapay zekâ teknolojisini hidrojen bombasından daha tehlikeli gördüğünü ve 3. Dünya savaşına sebep olabileceğini söylüyor.

Ayrıca geliştirilen yazılımların insanı devre dışı bırakıp embriyo oluşturabileceklerini, kendi aralarında bir dil üretip konuşabileceklerinden bahsediyor.

Hatta bazı bilim adamlarının insanlık adına kötü sonuçlar doğurabileceği ve etik olmadığı gerekçesiyle projeden ayrıldıkları yönünde dünya kamuoyuna yansıyan haberler var.

Gen ve yapay zekâ teknolojilerinin geldiği son nokta insan aklının sınırlarını zorlar nitelikte…

Her şeyin otomasyona döndüğü, akıllı saatlerin, akıllı telefonların, yapay zekânın, sosyal medyanın, robotların, sürücüsüz araçların, insansız fabrikaların kurulduğu, insansız hava araçlarının uçurulduğu bir dünyada, maalesef Müslümanlar insafsız emperyalistlerin sömürgesi altında…

Teknolojiyi kullanmada üzerimize yok, dünyada ilk sıralardayız. Teknoloji üretiminde son sıralardayız.

Son yıllarda güzel gelişmeler olmuyor değil. Özellikle savunma sanayinde alınan mesafe yerli ve milli projelere umut olacak türden.

Bütün parçaları dışarıdan getirip üç beş cıvatayı sıkıp yerli malı diye pazarlayan kalpazanları saymazsak tabi…

Önceki hafta “yerli imkânlarla elektronik ana kart ürettim” diyerek, devletten hibe destek talep eden, Ar-ge harcamaları için 436 bin TL’lik fatura düzenleyen “sivri zekâlı” vatandaşın, kendisinin ürettiğini iddia ettiği elektronik ana kartların Çin malı olduğu tespit edilmiş.

Yurdum insanı(!)

Her neyse!

Şimdi dönelim yapay zekânın masum yüzüne…

Yapay zekâ kodlanan robotların insanların hayatlarını kolaylaştıracağı, konforunu arttıracağı, yaşlı ve hasta insanların bakımında kolaylık sağlayacağı, üretimde verimlilik, maliyetlerin düşmesi ve savunma sanayisine yapacağı olumlu katkılardan bahsediliyor.

Yazının başında değindiğimiz tehlikeli boyutlarından hariç masum dezavantajlarından da söz ediliyor.

Özellikle iş piyasasını çok etkileyeceği ve milyonlarca insanın işsiz kalabileceği öngörülüyor.

Velhasıl Kelâm!

Robotlar insanlaşırken, insanlar robotlaşıyor.

İkisi de sıkıntı.

Son olarak bu yazıda kaç tane zekâ kelimesi geçiyor?

Bir zahmet bakıverin olur mu?

Kalın Sağlıcakla…