SIFIR BEKLENTİ SONSUZ MUTLULUK

Umudun tedavülden kalktığı bir zamanda, yıkıntı ve sıkıntının eksik olmadığı bir dünyada, insanın beklenti içerisinde olmaması mümkün mü?

Beklentisiz hayat, mutluluk getirir mi?

Sürekli mutluluk diye bir şey var mı?

Yapılan bir araştırmada para, başarı, gençlik, iyi eğitim, yüksek zeka, güzellik ya da yakışıklılığın sürekli mutluluk sağlamadığı saptanmış. Daha doğrusu “sürekli mutluluk” diye bir şeyin mümkün olmadığı vurgulanmış.

Uzmanların klasik mutluluk formüllerini hepimiz biliyoruz;

Başkalarına iyilik yapın, hayatın tadını çıkarın, şükredin, teşekkür edin, affetmeyi öğrenin, ailenize ve arkadaşlarınıza zaman ayırın, vücudunuza önem gösterin, stresle baş etmeyi öğrenin falan filan…

Falan-filan derken, yukarıdaki mutluluk formüllerini hafife almıyorum.

Gayet mâkul!

Mutluluğun beklentilerle doğru orantılı olduğunun farkındayız.

Beklentisiz bir hayat ne kadar mümkünse, sonsuz mutluluk da o kadar mümkün!

Hiç değilse;

Aşırı beklenti içerisinde olmamayı, ihtiyaçlarımızı azaltmayı ya da imkanları çoğaltmayı deneyebiliriz…

Kandile damlayan kafi değilse, damlayanla yetinmeliyiz.

Hiç olmazsa sadeleşiriz.

Hayatta aynı kalması gerektiğini düşündüğümüz şeylerin olduğu gibi değişmesi zorunlu olan düşüncelerin de olduğunu bilmeliyiz.

“Bir insan yedisinde neyse, yetmişinde de odur” sözü değişime engel olmamalı.

Başkalaşmadan değişmek mümkün!

Mutluluk, beklenti içerisinde olmak, yok olanı aramak, eksik olanı tamamlamak değil, var olana odaklanmak ve onunla yola çıkmak.

Bazen de isyana varmayan sözleri arada bir mırıldanmak;

-Düştüğün yere değil sendelediğin yere bak.

-Hayat tespih gibidir ya çekersin ya sallarsın.

-Akıllısı seni bulmuyorsa deliye ayak uyduracaksın.

-Deniz dalgasız kul hatasız olmaz.

Hayatta, şimdiki ben eski kendime dönebilsem diye hariçten gazel okuduğumuz zamanlarımız olmuştur.

Keşke, neyse, belki dediğimiz “Kadardan öte kader” olduğunu unuttuğumuz zamanlar…

Beklentiler, keşkeler, neyseler, belkiler mutluluğun düşmanıdır.

Seven insan mutludur.

İnsanları karşılıksız, kuralsız, beklentisiz sevmek ve olduğu gibi kabul etmek. Arada bir de olsa iyi ki varsın diyebilmek.

Gerçekçi olmayan beklentilerle, yamalı duygularla, boyasız sıvasız hayallerle, henüz demlenmemiş demlerle avunmak nafile…

Tarih konuşsa gelse de dile…

En sevdiğim şair Cahit Sıtkı Tarancı’nın deyimiyle…

Memleket isterim

Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;

Olursa bir şikâyet ölümden olsun.

Atalarımız beklentinin faydasız ve beyhude olduğunu “Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz” sözüyle o kadar güzel özetlemişler ki… Başka söze hacet yok.

Elini taşın altına koyması gerekenlerin eli cebinde; duyarsız, sol yanı cüzdanda doyumsuz…

Oysa ki!

İnsan ne fakirliğinden dolayı horlanmalıdır, ne de zenginliğinden dolayı el üstünde tutulmalıdır.

Çünkü “Hayat yanlı olsa da ölüm tarafsızdır.”

Ne demiş Şair;

Uyuyalım hiçbir şey olmazsa sabah olur.

Kalın Sağlıcakla…