ÖZNE ÖLDÜ

Herkesin inandığı ve düşündüğü gibi yaşadığı, kimsenin kimseye kendi inancını ve hayat tarzını dayatmadığı, insan hakları ve hürriyetlerinin garanti altına alındığı, inanç ve ifade özgürlüğünün had safhada olduğu bir dünyada yaşadığımız, herkes tarafından her fırsatta dile getiriliyor.

Peki, hayatın “öznesi” olan “insan” gerçekten özgür mü?

Batının değerleriyle yönetilen, bununla beraber modernleşme ve dünyevileşmeyle beraber değer kaybı ve yozlaşmanın yaşandığı bir toplumda, o toplumun ve toplumu oluşturan bireyin özgür olduğunu söyleyebilmek mümkün mü?

Sosyal Bilimci “Foucault”, “Özne Öldü” kavramını; “Güç merkezleri tarafından biçimlenen bireyin artık belirleyiciliği tamamen ortadan kalkmıştır” diye tanımlıyor.

Özgürlüğün ve bireyciliğin son evresi 21. Yüzyılda “bireyin belirleyiciliği” kalmadı tezi, oldukça alengirli bir mevzu!..

Bu mantığa göre özgürlük, bireye belirleyicilik hakkı vermiyor.

Ya ne veriyor?

Anlamsız hayatlara anlam katabilmek için daha çok tüketme özgürlüğü ve dijital ağ toplumu olma yolunda sanal mutluluk takviyeleri sunuyor.

Yeni ihtiyaçlar üreten “kapitalist” sistem “küreselleşme” ile beraber insanlara “ekonomik hayvan” misyonu yükledi.

Tükettikçe mutlu olan, mutlu oldukça tüketen, kapitalist sistemin çarkına dişli olan bireyler üretti.

Eskiden daha derli toplu ve mütevazi yaşayan insanlar daha mutluydu.

Şimdi lüks hayat derdine düşmüş biçareleriz.

Alçak gönüllü, gösterişsiz, kibirsiz, kalender, sade, yalın insanların yerini…

Yapmacık, kibirli, cakalı, afralı- tafralı, buyurgan ve savurgan tipler aldı.

İmkânlar arttıkça irtibat zayıfladı.

Güç yozlaştırdı…

Bütün gelişmiş imkânlara rağmen “ekonomik krizler” devam ediyor. Paranın ve imkânların çok olması nasıl yeni krizlerin olmasını engelleyemiyor ise…

Özgürlüklerin ve olanakların çok olması da insanların mutlu olması için yeterli olmuyor. 21. Yüzyılın ilk çeyreğinde ortalık “halinden memnun, mutsuz insanlar” la dolu…

Kendini bütün insanlardan sorumlu olarak değerlendirmeyen “sadece ben, diğerleri cehennem ” diyen, bireyciliğin tavan yaptığı bir çağda insanın yaşadığını, insanlığın yaşadığını iddia etmek oldukça iyimserlik olur.

Kendinize iyi bakın.

Başkasından fayda yok.

Kalın Sağlıcakla…