Öğretmenlerin Geleceği ve Geleceğin Öğretmenleri
Öğretmenlik yeryüzündeki en eski ve en garip mesleklerden biridir. Gücünü ve saygınlığını binlerce yıllık birikim ve uygulamalardan alır. Diğer yandan bir öğretmenin mesleğini icra ederken çağın en son teknoloji ve eğilimlerini de bilmesi gerekir. Öğretmenleri kimi zaman yok sayarız kimi zaman da bu hayatta karşımıza çıkmış en büyük fırsatlar olarak görürüz. Öğretmenler çocukları ve gençleri şekillendirdiği gibi çocuklar ve gençler de öğretmenleri şekillendirir. Bu; yaşanılan çağ ile de yakından ilgilidir.
Kimi çağda ansiklopedi gibi her şeyi bilen öğretmenler istenmiştir. Kimi çağda ezber ve hitabet ön plana çıkmış ve papağan gibi her şeyi tekrarlayan öğretmenler istenmiştir. Peki gelecekte devasa video siteleri ve akıllı telefon uygulamaları sayesinde istediğimiz her türden bilgi ve beceriye daha hızlı ulaşabileceksek öğretmenler ne işimize yarayacak? Çocuklar kodlamayı oyun oynayarak öğrenebiliyorken bilgisayar öğretmeni gerekli midir?
Öncelikle şunu söylemek gerekiyor. Eğitim özü itibariyle oldukça klasik bir yapılanmadır. Yeni neslin neyi öğrenmesi gerektiği konusunda yetişkinler binlerce yıldır aynı fikirdedirler. Mesela Platon bedenin eğitimi için spor dersleri ve ruhun eğitimi için müzik derslerinin okutulması gerektiğini söyler. Bugün bu klasik anlayış devam etmektedir. Bu dersler her okulda vardır. Son ortaöğretim taslağımızla bu dersler ortak ders sınıfında görülmediği için neredeyse kıyamet kopuyordu. Demek ki klasik öğretmen rolüne her zaman ihtiyaç olacaktır. Eğitim klasik yapısından hızlıca arındırılamaz. Eğitimde reform olmaz. Değişim kendi doğal sürecinde ve ağır ağır olur.
Öte yandan şunu da unutmamak gerekiyor ki gelecekte alan bilgisi çeşitli web siteleri, akıllı telefon uygulamaları gibi internet imkanları ile rahat öğrenilebileceği için geleceğin öğretmeni alan bilgisi ile eskisi kadar ön plana çıkamayacaktır. Belki de kişiliği ve güven vermesi ile ön plana çıkacaktır. Geleceğin öğretmenleri biraz bebek bakıcıları biraz da abi-abla rolünde olacaktır. Onlara çocukları korumaları ve güvenilir rol modeller olmaları için para ödenecektir.
Klasik tarzda yetişmek ve çocuklarını yetiştirmek isteyenler her zaman var olacaktır. Klasik tarzda okullar ve okul binaları öyle hemen kapanmaz. Bugün Anadolu’da binlerce yıl öncesinin eğitim kurumu olan medreseleri bile kurs ve benzeri format ile devam ettirenler var. Fakat çoğunluk için görünen şu ki yakın bir gelecekte öğrenciler kendi kendilerine öğreneceklerdir. Dahası öğrenmelerini kendileri anında değerlendirecektir. Öğretmenler ise; çocuklar kendi kendilerine öğrenirlerken belli seanslarda öğrenciler ile görüşerek son kontrolleri yapacaktır.
Yakın gelecekte ders kitapları ortadan kalkacak ve ders kitabı yerine akıllı telefon uygulamaları kullanılacaktır. Öğretmenlerin çoğu büyük yazılım şirketlerinin bünyesinde çalışacaklardır. Öğrenciler belli projelerde takım çalışması yapmak ya da spor, müzik veya sanatla ilgili etkinlikler için sınıf ve okulları kullanacaklardır. Okula haftada 1-2 gün gitmeleri yeterli olacaktır. Öğretmenler de okula 1-2 gün gidecektir. Kalan vakitlerinde en önemli görevleri eğitim için kullanılacak akıllı telefon uygulamalarının üretilmesi, güncellenmesi, kullanma kılavuzlarının hazırlanması, verimli olup olmadıklarının takibi ve kontrolü gibi görevler olacaktır.
Öğretmenlerin imza ve kontrol yetkileri diplomaların verilmesinde yine belirleyici olacaktır. Öğrenciler evde ya da istedikleri yerlerde çalışacak, bir ekrana bakarak öğrenecek ama eğitim sürecinin sonunda mutlaka mülakat için bir öğretmenin karşısına çıkacaklardır. Bu mülakatlar diploma vermek için önemli olacaktır. İnsanlar insanlar tarafından denetlenecektir. Kimse kimseyi bir yazılımın ya da makinanın insafına bırakmayacaktır. Zira; eğitim söz konusu olduğunda son söz daima öğretmenlere aittir.