Bir gazete şöyle bir manşet yapmış: “Hocalar babama ‘kızın sana caiz’ dediler”. Gazete manşeti böyle attıktan sonra haberi şöyle vermiş: “Tacizci baba tutuklandı. 17 yaşındaki öz kızının ifadesi tüyleri ürpertti”
Bir gazete şöyle bir manşet yapmış: 'Hocalar babama 'kızın sana caiz' dediler'.
Gazete manşeti böyle attıktan sonra haberi şöyle vermiş: 'Tacizci baba tutuklandı. 17 yaşındaki öz kızının ifadesi tüyleri ürpertti'
Sosyal medyada, gazete haberi bu şekilde verildikten sonra şu cümlelerle dikkatler bakın nereye yönlendiriyor?
'17 yaşındaki kız mahkemede şunları söyledi: 'Hocalar babama 'kızın sana caiz' demiş'.
Hadise şu:
Bir sapık 'baba' öz kızına tacizde bulunuyor.
Mesele mahkemeye intikal ediyor.
Tacize maruz kalan kız, babasının kendine tacizini mahkemede 'hocalar babama kızın sana caiz dediler' ifadesini kullanıyor.
Meselenin özü bu.
Burada öncelikle ifade edilmesi gereken hususlardan biri şudur:
Burada bir sapıklık var.
Sapıklık ile mücadelenin usulleri vardır ve mücadele ediliyor/edilmeli.
Zaten mesele mahkemeye intikal etmiş. Bu yönüyle sapıklıkla ilgili adlî hususlar yerine getiriliyor.
Bu tür sapıklıklarla ilgili adlî safha ülkemizde icra ediliyor. Bunun caydırıcılığı vardır fakat kafi değildir.
Adlî yönü yerine getirilmekle birlikte sapıklıklara karşı 'koruyucu tedbir' olmadığından mahkemeler yeterli olmuyor.
Sapıklıklara karşı bırakınız 'koruyucu tedbiri', görüntülü ve yazılı medyada sapıklığı idealize eden yayınların sürüsüne bereket.
Asıl üzerinde durmak istediğim husus, mağdurun mahkemede verdiği ifadede kullandığı şu ifade: 'Hocalar babama kızın sana caiz dediler' ifadesi.
Gazetenin manşete taşıdığı cümle de bu:
'Hocalar babama kızın sana caiz dediler'
Bu lafı mahkemede söyleyen ve tacize maruz kalan mağdur kız 'hocalar' derken acaba kimleri kast ediyor?
Kendisine tacizde bulunan sapık babasının kulak verdiği 'hocalar' Ali Kalkancı tipi kişiler mi?
Cumhuriyetin ilk dönemlerinde formüle edilen göbekli, iğrenç ve itici tipler mi?
Bin yıldan beri milletimizin gönlünde itina ile muhafaza ettiği Kur'an ve Sünnet hassasiyeti ile milletimize hizmet etmekte olan ehl-i sünnet kuruluşlarının yolunu kesmek için birileri tarafından 'kurdurulmuş' adına 'tarikat' denilen yol kesiciler mi?
Kim bu 'hocalar?'
Biz biliyoruz ki, bu usul yeni değil.
'Hoca' sıfatını tahrip etmenin bir tekniğidir bu.
Böyle dehşetli bir zamandayız.
Sapıklık 'hoca' kavramıyla birlikte kullanılarak iblisçe bir usulle itikadımıza saldırılıyor.
Taşların bağlandığı bir devirdeyiz.
Bir ilahiyat fakültesinde tefsir 'hocası' olan biri ayet beğenmiyor. Ve bu kişi halen üniversitede tefsir 'hocalığı' yapıyor.
Bu kişinin Kur'an-ı Kerim meali var.
Onun için diyorum ki 'dehşetli bir zamandayız'.
Daha dehşetlisi söyleyeyim:
Şov yapmadan ve milletimizin evladına hizmet etmeyi şiar edinmiş ve devletten tek kuruş almadan sessizce omuzlayan kuruluşlara, Müslüman görünümlü bir kısım çevreler engellemeye çalışıyor.
'Müslüman görünümlü' diyorum.
Maalesef öyle.
Milletimize meccanen hizmet eden kuruluşların faaliyetlerine engel olmaya teşebbüs edenler, milletimizin temel değerlerine karşı olanlar olsa gam yemem.
Ama 'Müslüman görünümlü' olması, zamanımızın dehşetengizliğini artırıyor.
Tekrar dönelim mağdur kızın ifadesine:
'Hocalar babama kızın sana caiz dediler' diyor.
'Kızın sana caiz' gibi müptezel bir cümlenin öznesi olarak 'hocalar' olması çok manidar değil mi?
Milletimizin can damarına ibliscesine saldırı değil mi 'hocalar kızın sana caiz dediler' cümlesi?
At izinin it izine karıştığı günümüzde, her kafasına sarık saran kişiyi 'hoca' zannedenler var.
Uçkuruna sahip olamayan müptezel insan müsveddelerini 'hoca' diye pazarlayan yazılı ve görüntülü medya her daim hazır.
Sağlam durmak lazım.
Ruhî beslenmelerimizi sahih kaynaklardan yapmak lazım.
Ruhumuzu beslediğimiz doğru kaynağa teknik olarak 'nisbet-i sahiha' deniliyor.
Nisbet-i sahiha yoksa bu dehşetli devirde ayaklarınızı sağlam basabilir misiniz?