Bir Dil İki Kurs Elli Kitap
LGS (Liseye Giriş Sınavı) sonuçları 26 Haziran’da açıklandı. Geçen
sene sınav çok oturumlu ama tercih daha basitti. Bu sene ise sınav
tek oturumlu ama tercih çok oturumlu. Velilere daha çok iş düşüyor.
Geçen yıl herkes sınava girmek zorunda idi ve sınavdan aldığı puana
göre bir okula yerleşiyordu. Bu sene kriterler çeşitlendi. Bu
sınava giren öğrencilerin çoğu için merkezi sınavın bir anlamı yok.
Sadece %13 kadarı merkezi sınavdan aldığı puana göre yerleşecek.
Geriye kalan %87’lik kısmı yerel yerleştirme sistemine göre bir
liseye kaydolacak.
Yerel yerleştirme demek adrese dayalı sistem demek. Öğrencilerimiz
evlerine en yakın okulları tercih edecekler. Beş tercihte bulunma
hakları olacak. Öncelikle sistemin pazartesi günü açılması
bekleniyor. Sistem açıldığında daha net konuşabileceğiz. Kimin ne
tür okullardan kaç tane tercih etme imkânı var daha net görülecek.
Fakat görünen o ki herkes öncelikle adrese dayalı olarak 5 tercihte
bulunacak. Ve bu 5 tercihin en fazla üçü aynı okul türü olacak.
(Okul türleri: Anadolu, meslek, imam hatip)Yerel yerleştirme
yapıldıktan sonra öğrenci eğer sınava girmişse sınavla öğrenci alan
fen lisesi, sosyal bilimler liseleri veya proje okullarından ayrıca
beş tercihte bulunma hakkı var.
Sonuçta çocuklarımızın çoğuevlerine yakın okullara gidecekler. Tabi
ki evlerine yakın okulları tercih edenler de belli önceliklere göre
yerleşecekler. Kayıt alanında bulunma, okulda çok dönem geçirmiş
olma, tercih önceliği, ortaokul başarı puanı ve devamsızlık
kriterleri var. Mesela çocuğunun ortaokulu bitirmesine 3 ay kala
iyi bir lisenin yanına taşınmış ve çocuğunu oradaki ortaokula
kaydettirmiş bir velinin uyanıklığı işe yaramayacak.
Aileler öğrencilerini en iyi şekilde geleceğe hazırlama
telaşındalar. Puanı iyi olanlar Fen lisesi, Anadolu lisesi, Proje
okulu, hazırlıklı ve hazırlıksız okullar arasından seçim yapmaya
çalışıyorlar. Fen liseleri 4 yıl eğitim veriyor. Hazırlık sınıfı
olan Anadolu liseleri ise yine Türkiye’nin en iyi proje okulları
arasındalar. Ülkemizde Cağaloğlu Anadolu ve Kabataş Erkek Lisesi
gibi bir sene zorunlu Almanca veya İngilizce dil eğitimi verdiği
halde eğitim ve öğretimi Türkçe olan okullar da var, İstanbul Erkek
Lisesi ve Galatasaray gibi eğitim öğretimi Almanca ve Fransızca
olan devlet okulları da.
Herkes hayalindeki okula gidemese de herkese göre bir okul var.En
önemlisi de çocuklarımız hangi liseye giderse gitsinler.Lisede lise
sonrası hayat için hazırlık yapmaları olacaktır. Üniversite
sınavına hazırlanmaktan bahsetmiyorum. Kişisel gelişimlerini
kastediyorum.
Mesela bir yabancı dili öğrenmek önemli. Liselerimizin çoğu bir
yabancı dil dersi veriyor. Fakat çok az bir kısmı ileri düzeyde
verebiliyor veya sertifikalandırabiliyor. Bu anlamda biraz destekle
çocuklarımızın bir dili iyi öğrenmelerini ve
sertifikalandırmalarını sağlayabiliriz.
Dil eğitimi dışında 4 yıl boyunca bir diğer kazanım da müzik, spor
ya da sanatla ilgili en az iki kursa gitmek olacaktır. Bunun
dışında kitapların titizce seçilmesi şartıyla ayda bir kitap okumak
da lise hayatımız boyunca yapmamız gereken en önemli faaliyetlerden
biri olacaktır.
Ben kısacası buna: Bir Dil, İki Kurs, Elli Kitap diyorum. Sınav
geçti. Tercih de geçecek. Çocuklarımız lise sonda herkes gibi
dershanelere gidecekler. Fakat onları kurstan kursa dershaneden
dershaneye koşturma çabası içinde olmayalım. Lise bittiğinde
ellerinde sadece diplomaları olmasın. Dolu bir CV oluşturabilecek
kadar sosyal, sportif ve müzikal bir birikimleri olsun. Ben işi
basitleştirmek adına Bir Dil, İki Kurs, Elli Kitap diyorum siz
başka bir şey diyebilirsiniz. Fakat bu ve benzeri bir formülünüz ve
planınız varsa ve uygulayabilirseniz orta halli bir liseden de iyi
bir üniversite kazanmak ve iyi bir gelecek inşa etmek mümkün
olacaktır.