Muhterem mü’min kardeşlerimin geçmiş Berat kandilini tebrik
ediyorum.
Aşağıdaki satırları bir müsevvid (kâtip) olarak yazıyorum.
Bilgiler, fikirler, görüşler, uyarılar; hocalarıma, üstadlarıma,
büyüklerime aittir. Allah’tan hepsine rahmet ve mağfiret
dilerim.
İşin başı Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem efendimizin
öğrettiği ve Allahü Teala ve Tekaddes hazretlerinin razı olduğu,
kabul ettiği sahih bir imandır.
İmandan sonra beş vakit namazın fıkha yani Kur’ana ve Sünnete uygun
şekilde dosdoğru kılınmasıdır.
Üçüncüsü: Hür ve mukim erkek Müslümanların farz namazları
ehliyetli, icazetli, liyakatli imamların arkasında cemaat halinde
kılmalarıdır.
Dördüncüsü: Zekatın Kur’ana, Sünnete, Şeriata, fıkha uygun şekilde
verilmesidir.
Beşincisi: Allah ile olan bütün işlerde ihlasa riayet edilmesidir.
İhlassız ibadetlerin kabul edilmeyeceğine dair sahih haberler
vardır.
Altıncısı: Allahü Teala hazretleri biz kullarına adaleti emr etmiş,
zulmü yasaklamıştır. Ne kendimize, ne insanlara, ne de canlılara
zulm etmeliyiz.
Yedincisi: Resulullah Efendimiz bütün insanlığa, bahusus biz
Müslümanlara en güzel örnek ve model olarak gönderilmiştir. Onun
getirdiği Kitaba, onun Sünnetine uymalıyız.
Sekizincisi: İslam güzel ahlak dinidir. İslamın bir ahlak sistemi
vardır. Bu ahlaka uymalı, yalandan iftiradan gıybetten nemimeden
tecessüsten, elimizle ve dilimizle insanlara kötülük etmekten uzak
durmalıyız.
Dokuzuncusu: İslam, Kur’an, Şeriat ribayı yasak etmiştir. Ribadan
uzak durmalıyız.
Onuncusu: Kadın erkek çocuk her Müslümana, kendisini kurtaracak
ilimleri öğrenmek farzdır. Bu ilimlerin başında ilmihal, İslam
ahlakı ve dünyada Müslümanca yaşamak için gerekli diğer ilimler
gelir. Bunları doğru ve yeterli şekilde öğrenmeli ve hayatımıza
uygulamalıyız.
On birincisi: Allah ve Resulü zinayı ve göz zinasını yasak ve haram
kılmıştır. Bundan uzak durmalıyız.
On ikincisi: Bütün mü’minler tek bir Ümmettir. Bunu bilmeli ve
Ümmeti güçlü bir realite haline getirmeliyiz. Tefrika, bölük pörçük
olmak, birbirinden kopuk hizip ve fırkalara bölünmek haramdır,
şeytanîdir, zillete ve yenilgiye sebep olur.
On üçüncüsü: Bütün mü’minlerin âbid râşid muttaqi fakih müdebbir
firasetli muktedir bir İmama biat ve itaat etmeleri gerekir.
Efendimiz, boynunda böyle bir biat bağı olmayanların sanki cahiliye
ölümüyle ölmüş olacaklarını bildirmiştir.
On dördüncüsü: İslam’ın temel farzlarından biri de, helalinden
kazanıp helalinden yemek, haram kazançlardan uzak durmaktır. Haram
ve şüpheli gelirler, servetler ateştir.
On beşincisi: Efendimiz biz Müslümanlara “Sizler birbirinizi
sevmedikçe iman etmiş olmazsınız” buyurmuştur. Mü’minleri kardeş
bilmek, onları sevmek, onlar zulm etseler bile, edememeleri için
ellerini tutarak onlara yardım etmek vazifemizdir. Uhuvveti, yani
iman kardeşliğini bozanlar büyük günaha girmiş olur.
On altıncısı: Efendimiz “Güçlü mü’min güçsüz zayıf mü’minden
üstündür” buyurmuştur. Güç kaynakları şunlardır: Faydalı ilimler…
İrfan… Faydalı kültür… Birlik ve beraberlik… Yüksek ahlak ve
karakter… Çalışkanlık… Doğruluk dürüstlük… Tevâzu… Şecaat… Hikmet
sahibi olmak… Ehil ve güvenilir kimselerle istişare etmek… İhlaslı
olmak… Âdil olmak… Kanaatli olmak…
On yedincisi: Müslüman kadın ve kızların Kur’anın, Sünnetin,
Şeriatin ve akl-ı selimin öngördüğü tesettüre uymaları farzdır.
Çıplaklık, tesettürsüzlük kölelik ve cariyeliktir.
On sekizincisi: Ümmetin işlerinin şûra-istişare ile
görülmesidir.
On dokuzuncusu: Her türlü fuhşiyyata, azgınlığa karşı olmaktır.
Yirmincisi: Kur’ana, Sünnete, Şeriata uygun şekilde emr-i mâruf ve
nehy-i münker yapmaktır.
Yirmi birincisi: Dünya vazifelerini yaparak, dünya imtihanını
kazanmaya çalışarak ahirete dönük olmak ve ölümü kabir hayatını
Mahşer meydanını Mahkeme-i Kübrayı Mizanı Sırat köprüsünü Cenneti
Cehennemi hatırdan çıkartmamak, büyük yolculuk için azık
biriktirmektir.
Yirmi ikincisi: Allahın lütf ve ihsan buyurduğu nimetleri
paylaşmaktır.
Yirmi üçüncüsü: Mütevazı ve kanaatli olmak, gurur ve kibre
kapılmamaktır. Mü’min ne oldum demez, ne olacağım der.
Yirmi dördüncüsü: Kur’an-ı Kerim, Sünnet, din meselelerinde ve
konularında cahillerle ve sapıklarla tartışmamalıdır. Râsih ulema,
ehl-i zikir ve kâmil mürşidler ne demişlerse onları kabul
etmelidir.
Yirmi beşincisi: Dinî konularda anlaşmazlık çıkarsa Sevâd-i âzam
dairesi içinde olmaktır. Sevad-ı azam büyük karaltı, büyük topluluk
demektir.
Yirmi altıncısı: Din konusunda Selef-i Sâlihîne tâbi olan müctehid
imamlardan birinin mezhebini, fıkhını bütün olarak kabul edip
tatbik etmektir.
Yirmi yedincisi: Kur’anı kendi heva ve re’yleriyle tefsir
edenlerden uzak durmak, onların Ehl-i Sünnete aykırı kitaplarını
okumamaktır.
Yirmi sekizincisi: İslamı tahrife (bozmaya) yeltenen
reformculardan, light ve ılımlı İslamcılardan, dinde değişim ve
yenilik peşinde koşanlardan, mezhepsizlerden, telfik-i mezahib
erbabından, üç yüz küsur muhkem ayetin hükümlerinin bugün geçersiz
olduğunu iddia eden dall ve mudil Fazlurrahmancılardan ve emsali
bozuklardan uzak durmaktır.
Yirmi dokuzuncu: Din sömürüsü yapmaktan, Allahın ayetlerini ucuza
veya pahalıya satmaktan ateşten kaçar gibi kaçmaktır.
Otuzuncusu: Çocuklarına ilmihallerini öğretmek, yedi yaşından
itibaren onları namaza alıştırmak, on yaşından itibaren kıldırmak
anne ve babanın vazifelerindendir. Bunu hatırdan
çıkartmamalıyız.
Otuz birincisi: Allah müsrifleri sevmez. Kur’anda müsrifler için
onlar şeytanın kardeşleridir buyuruluyor. İsraf gurur ve kibre yol
açar. Gurur ve kibir ise ateşe düşürür. İsraftan her türlü
beyinsizlikten uzak durmalıyız.
Otuz ikincisi: Her gün en az bir kere ölümü hatırlamakta,
tezekkür-i mevt yapmakta büyük faide vardır.
Otuz üçüncüsü: Az sadaka çok belayı def’ edermiş. Bunu unutmayalım
ve gücümüz yettiği kadar fakirlere muhtaçlara, mültecilere,
bîçarelere yardım edelim. Bu yardımları yaparken, sağ elimizin
verdiğini sol elimiz bilmesin.
Otuz dördüncüsü: Mü’minlerin dostları mü’minlerdir. Allahü Teala ve
Resulü bize kafirleri ve İslam düşmanlarını dost ve velî edinmemek
konusunda uyarmıştır.
Muhterem okuyucularımın kandil-i şeriflerini tekrar tebrik eder,
Cenab-ı Hak’tan sıhhat selamet afiyet ve hüsn-i hâtime dilerim.
Bendenize hayır dua ederlerse çok sevinirim.