Cumhurbaşkanı Erdoğan yıllar önce bir konuşmasında Türkiye’nin AB’ye girmesi ile ilgili “Tamamen bizim inancımızla alakalıdır. Başka bir şey değil. Özel görüşmelerimizde diyorlar ki 'Siz Müslümansınız. Sizi almayacaklar, boşuna uğraşmayın'…“ demişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan yıllar önce bir konuşmasında Türkiye'nin AB'ye girmesi ile ilgili 'Tamamen bizim inancımızla alakalıdır. Başka bir şey değil. Özel görüşmelerimizde diyorlar ki 'Siz Müslümansınız. Sizi almayacaklar, boşuna uğraşmayın'…' demişti.
Aynen de öyle değişen hiçbir şey yok, olmayacak da!
Yani Türkiye'yi asla AB'ye almazlar.
Erdoğan 'İsveç'in de önünü açmak için Türkiye'nin Avrupa Birliği'nde önünü açın' diyerek aynı zamanda terör vurgusu yaptı.
Finlandiya'nın NATO üyesi olmasına onay verdiğimizde zaten elimizden bir koz gitti.
Birleşik Krallık'ın önde gelen gazetelerinden Guardian gazetesi diplomasi editörü Patrick Wintour aracılığı ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son dönemde kozlarını ustalıkla kullandığını ve son hamlesini yapmadan önce muhatabının en zayıf anını beklediğini yazmış.
Analizde, Erdoğan'ın dış ilişkilerde üç cephede mücadele ettiği vurgulanmış:
İsveç'te (kendi ifadeleriyle) "terörle bağlantılı olduğu öne sürülen" Kürtlere karşı baskının artırılması, ABD Kongresi'nin F-16 satışlarını onaylaması ve Avrupa Birliği'yle (AB) vize serbestisinin sağlanması!
Türkiye'nin AB üyeliği ve vize serbestisi sürecinde fazla ilerleme kaydedilemediği de yazı da yer almış.
Bilindiği üzere ABD, AB üyesi ülkeleri hem NATO üyesi yaparak elinin altında tutmak istiyor hem de ezeli rakibi Rusya'yı kuşatmak.
Her ne kadar Putin umursamaz gözükse de Finlandiya'dan sonra İsveç de NATO üyesi olunca Baltık'tan Rusya kuşatılmış olacak.
Türkiye açısından baktığımızda Guardian'ın da vurguladığı cephelerde ne elde ettik Finlandiya'nın üyeliğine onay verdikten sonra.
ABD ve terör örgütüne destek veren bazı NATO üyeleri yardımını geri çekmedi.
İsveç ülkesinde beslediği terör yandaşları ile ilgili önemli hiçbir adım atmadı.
F-16 satışları onaylanmadı.
Avrupa Birliği'yle vize serbestisi sağlanmadı.
İyi de bizim için en önemlisi bu terör belası başımızdayken ve elimizde böyle bir koz varken bunlar yerine getirilmeden neden İsveç'in NATO üyeliğine onay veriyoruz.
Hadi Finlandiya kozu elimizden kaçtı. Gerekirse İsveç senelerce beklesin NATO'nun kapısında. Ne zaman Türkiye'nin şartlarını yerine getirirler o vakit onay da verilir.
Bu tarihi fırsatı kaçırırsak hakikaten çok yazık olacak.
Lafla peynir gemisi yürümez. Türkiye'ye çok sözler verildi. Hiçbiri de yerine getirilmedi. O nedenle icraatta ne yapacaklar görmemiz gerekiyor.
İsveç'in NATO'ya katılımına ilişkin kanun teklifi TBMM'ye geldiğinde şayet bu zaman zarfında Türkiye'nin talepleri yerine getirilmezse milletvekillerine yakışan İsveç'ten önce başta ABD ve teröre destek veren ülkelere gereken cevabı vermek olacaktır.