BU militan, fanatik, holigan İslam ve Müslüman düşmanlarının bir
kısmı Yahudidir ama Yahudiliklerini gizlerler. Zahirî Müslüman
isimlerinin ardında gerçek Yahudi isimleri vardır.
Militanların, fanatiklerin, holiganların bir kısmı da Gizli
(Kripto) Ermenidir.
Dıştan Müslüman görünen birtakım Karaylar (Kırım Yahudileri)
vardır.
Yine Müslüman gibi görünen Kırımçaklar…
Kafkasya Tatları (Azerîlerin Dağ Çufudu dediği taife)…
En önemlileri Pakradunilerdir. Dıştan Müslümanmış gibi görünürler…
Onun altında Ermeni kimliği… En altta asıl Yahudi kimliği…
Nesturiler… Yezidiler…
İhtilal, devrim, şiddete dayalı inkılap, sivil veya askerî darbe,
çoğunluğun temel harklarını çiğneme, din hürriyetini boğma, vesayet
faşizmi hareketlerinin altında ve ardında çoğunluk olarak bunları
görürsünüz.
Hepsi için söylemem ama bunların çoğunluğu su katılmadık
Kemalisttir.
Siz hâlâ Türkiyede en az bir milyon Kripto Yahudi ve bir milyon da
Kripto Haçlı olduğunu bilmiyor musunuz?
Kriptoların bir kısmı adlarından soyadlarından, kendi aralarında
evlilik yapmalarından anlaşılabilir.
Kripto Yahudiler paraya, servete, zenginliğe çok düşkündür.
Kimisi icabında namaz bile kılar.
Kripto Haçlılar M. Kemal’den nefret eder ama dıştan onu sever ve
tutar gibi görünür.
Kripto Yahudiler M. Kemal’i candan sever ve tutar.
İslamî hareket içinde Kripto var mıdır? Vardır, hem de çok
vardır.
İslamî hareketin, islamî cemaatlerin içine bir sürü casus, ajan,
provokatör, yönlendirici sokmuşlardır.
Bunların isimlerini versene!.. Ben aklımı peynir ekmekle yemedim…
Hepsini yazmaz ama bir kısmını internetten öğrenebilirsiniz. Adamın
veya kadının ismini yazın, yanına Yahudi mi, Ermeni mi kelimelerini
ekleyin. Karşınıza bir yığın bilgi çıkacaktır.
Bu Kriptolarla başa çıkılabilir mi? Cevap: Müslüman çoğunluk
bugünkü şifahî kültürle bunlarla başa çıkamaz…
Ümmet teşkilatı olacak, medenî Müslümanlar bir araya gelecek, ilmî
tarihî araştırmalar yapılacak, bir strateji tesbit edilecek… Ondan
sonra…
Kriptoların en tehlikelisi kimlerdir? Pakradunilerdir…
Eeee bunlarla başa çıkılamayacağına göre ne yapacağız?.. Bu
parçalanmışlıkla, bu tefrika ile, bu fitne fesat içinde, bu kırsal
kesim taşra kültürüyle, bu (atalarımızın mezar taşı kitabelerini
bile okumaktan aciz bırakan) cahillikle, bu dedikodu kültürüyle
bizim adam olmamız çok zordur.
Öyleyse bunları niçin yazıp duruyorsun?
Bir nebze olsun bilinsin için… Belki bazı gençler okurlar, kültürlü
ve medenî Müslüman olmak için çalışırlar da ileride hizmet
ederler.
(İkinci yazı)
Sen Kendi Evine Bak
LAİKÇİLER feryat edip ağlıyor… “İran’da kadına yapılan zulümlerin”
sınırı yokmuş… Asıl zulüm Türkiye’de… İstanbul başta olmak üzere
nice şehrimizde devletin resmî izniyle açılmış genelevler faaliyet
gösteriyor. Bu genelevlerde devletin resmî ve yasal vesikalarıyla
birtakım kadınlar seks köleliği yapıyor… Bu seks köleliğinden KDV
ve gelir vergisi alınıyor… Bu seks köleliği mekanlarının güvenliği
devlet tarafından sağlanıyor…
Bitmedi… Bunlar yasal seks köleliği… Bir de, yarı yasal, göz
yumulan seks köleliği var… Bu ikinci kölelik, resmî vesikalı
köleliğin belki de bin misli…
Birtakım büyük gazeteler ve tv’ler alabildiğine müstehcen yayın
yapıyor, seksî kadın fotoğrafları basıyor.
Kadınları ve kızları seks aleti haline getirmek onların haklarına
ve haysiyetlerine aykırı değil midir?
Geçen hafta hızlı trenle Ankaraya gitmiştim. Pendik terminalinden
evime otomobille dönerken trafik bir ara Kozyatağı civarında durdu,
yoldaki otomobillerin etrafını birkaç kişi sardı. Otomobillerin
içine reklam kartları attılar. Baktım, masaj salonu reklamları…
İran’a bakacağımıza evimizin içindeki ve önündeki pislikleri
temizlemeye çalışsak daha iyi olmaz mı?
En büyük kadın hakları ihlali, birtakım kadınları seks kölesi
olarak çalıştırmaktır.
Bunlara resmî vesikalar verilmesi utanç verici bir haldir.
Bu seks köleliğinden KDV ve gelir vergisi alınıp bütçeye
konulması…
Bu rezilliği protesto etmeyen bütün Atatürkçü, laik Feministleri,
onların yanında sözde dindar Feministleri de protesto ediyorum.
(Üçüncü yazı)
Dün Yüceltenler…
Bundan birkaç yıl öncesine kadar Hocaefendiyi göklere çıkartanların
bir kısmı şimdi aleyhinde şiddetli konuşuyor, alabildiğine tenkit
ediyor.
Bunların bazısı, vaktiyle bendenizin çok mutedil=ılımlı
tenkitlerine kızıyor, kırılıyordu. Şimdi kendileri çok daha
fazlasını yapıyor.
Bazı sevgilerin fazlası, aşırısı, ölçüsüzü zarardır; yine bazı
tenkit ve düşmanlıkların aşırısı da zarardır. Ortada olmak, âdil ve
insaflı olmak gerekir.
İslam dinine göre Peygamberler (aleyhimüsselam) tenkit edilemez.
Çünkü onlar ismet sıfatı ile sıfatlıdır, günah işlemezler.
Peygamberlerin dışındaki ve altındaki salih insanlar ismet sıfatına
sahip değildir ama onların mânevî derece itibarıyla büyüklerine
saygısızlık edilemez. Mesela Hz. Ebubekir’e, Ömer’e, Osman’a dil
uzatılamaz.
Zamanımızdaki bazı büyük, ünlü, güçlü, nüfuzlu, etkili kimseler
terbiyede kusur etmemek şartıyla tenkit edilebilir.
Müridlerinin onları lâ yuhti ve lâ yüs’el görmeleri
vehimden=kuruntudan ibarettir.
İslam tarihinde ve günümüzde görülen büyük sapmalardan biri de
ruhbanları erbab haline getirmektir.
En doğrusu birtakım insanları severken, onların Allahın rızasına ve
Peygamberin Sünnetine uygun hizmet ve hareket edip etmediklerine
bakmaktır.