HİZMET hizmet hizmet… Bu kelime ve kavram ne kadar bol
kullanılıyor… Bendeniz Müslüman bir yazar olarak hizmetten ne
anlıyorum… Neler hizmettir, neler hizmet değildir?..
Birinci soru: Nelere hizmet edilir?
Şu sayacağım değerlere hizmet edilir: İslama, imana, Kur’ana,
Sünnete, Şeriata, Ümmete, İslam ahlakına.
Bu hizmetleri yapabilmek için ilim sahibi olmak gerekir. İlim ve
kültür olmadan hizmet edilemez. Çünkü ne ile, nasıl, hangi
metodlarla hizmet edileceği bilinemez.
İslama, imana, Kur’ana, Sünnete… ancak ihlasla hizmet
edilebilir.
İhlasın olmadığı yerde hizmet yoktur.
Zengin olmak, köşeyi dönmek için yapılan hizmetlerde riya ve nifak
vardır.
Allahü Teala ihlasla yapılmayan ibadetleri, cihadı, hayır hasenatı,
ilim öğrenmeyi ve öğretmeyi kabul buyurmaz.
Halk, kendisi için ne büyük alim desin diye ilim öğrenen ve
gerçekten alim olan ihlassızdır.
Halkı kendisini için, bu ne yiğit ve kahraman mücahit desin diye
cihad eden gerçek mücahid değil, iki yüzlüdür.
Halk kendisi için ne hayırsever zengin desin diye zekat ve davul
çalarak sadaka veren, hayır hasenat yapan ihlaslı değildir.
İmamlık, müezzinlik, vaizlik, müftülük, müderrislik, kadılık gibi
dinî hizmetler için ücret alınmasına Selef uleması ruhsat ve fetva
vermemiş; daha sonra müteehhirîn ulema ve fukaha zaruret
dolayısıyla bunların geçimlerini sağlayacak ücret ve maaş
almalarına fetva vermiştir. Ancak, her hâl ü kârda bu hizmetlilerin
hizmetlerini ticarileştirip zengin olmalarına, voli vurmalarına
fetva ve ruhsat verilmemiştir.
Bizim için en büyük ve güzel örnek ve model olan Resulullah
Efendimiz, Kur’anı, İslamı ücret mukabilinde değil, Allah rızası
için tebliğ etmiştir.
Ashab-kiram, Tâbiîn, Tebe-i Tâbiîn, Selef-i Sâlihîn efendilerimiz
de böyle yapmışlardır.
Peygamber Efendimizin Ümmetine, muhlisen fillah yapılan cihad fi
sebilillah esnasında ganimet elde etmek ruhsatı verilmiştir.
Mücahidler ganimet mallarını, eşyasını ortaya koyarlar, bunun beşte
biri İslam devletine ayrılır, gerisi mücahidler ve hakkı olanlar
arasında paylaşılır.
Ganimet malını, parasını ortaya koymayıp saklamaya gulül denir ki,
büyük günah, ayıp ve suçtur. Hayber seferinde şehir olan bir
kimsenin cenaze namazını Efendimiz, gulül yaptığı için
kılmamıştır.
Allah için İman, İslam, Kur’an, Sünnet, Şeriat… hizmetleri yapan
Müslümanlar yalan söylemezler, savaş hilesi dışında hilekârlık
yapmazlar, insanları aldatıp dolandırmazlar, zimmetlerine para
geçirip lüks ve israflı bir hayat sürmezler.
Haram, kirli, necis, kara, gayr-i meşru uğursuz ve bereketsiz para
ve mallar ile hizmet yapılmaz.
Kur’ana, Sünnete, Şeriata, ahlaka aykırı yollar ve metotlarla
hizmet yapılmaz.
Allah için kurban, küp için kavurma zihniyetiyle hizmet olmaz.
Parça, hizip, fırka holiganları, militanları, fanatikleri,
fetişistleri hizmet yapamaz, hizmet perdesi altında davamızı
mıncıklar.
Âhir zamanda inşa edilen müzeyyen=süslü, fakat cemaatsiz camiler
hizmet değildir.
Bütün talebelerinin beş vakit namazları topluca cemaatle kılmadığı
sözde din okulları hizmet değildir.
Din baronlarına yapılan hizmetler, gerçek din hizmeti değildir.
Minarelere hoparlör takmak, bunları avaz avaz gerekenden fazla
bağırtmak hizmet değildir.
Camilere kalorifer yaptırtmak, klima cihazları koymak hizmet
değildir. (Ümmetin izzetli zamanlarında camilerde böyle bid’atlar
yoktu.)
Hizmet için toplanan paraları ve malları israf etmek hizmet değil,
hıyanettir.
İmana, İslama, Kur’ana, Sünnete hizmet eden kimseler zaruret
olmadıkça içkili ve fuhuşlu lüks ve israflı otellerde
konaklayamazlar.
Hizmet erbabı, hizmet paralarıyla uçakların lüks kısımlarında
seyahat edemez.
Hizmet paralarıyla lüks, israflı, pahalı yemekler tıkınmak
haramdır.
Nefs-i emmâre derecesindeki kimseler hizmet yapamaz. Hizmet
erbabınıın nefs-i levvame derecesinde veya daha yukarıda olması
gerekir.
Ruhbanları erbab yaparak putlaştıranlar hizmet edemez.
Hizmet Kur’anın, Sünnetin, Şeriatın, İslam ahlakının gölgesinde ve
sâlih seleflerin yolundan giderek yapılır.
Dinde reformculuk, dinde yenilik, dinde değişim, mezhepsizlik,
light ve ılımlı İslam, Fazlurrahmancılık ile birlikte hizmet olmaz.
Hizmet Kur’an, Sünnet, Cemaat, Sevad-ı Âzam Müslümanlığı dairesinde
olur.
Kur’anı re’y ve heva ile tefsir edenler hizmet değil, hezimet
üretir.
Hizmet paralarıyla hiçbir din baronunun ve hizbin reklamı
yapılamaz.
Zekatlar hizmet için toplanamaz. Onların kimlere verileceği
Kur’anda açıkça bildirilmiştir.
Sünnet düşmanlığı, hadîs ayıklayıcılığı ile hizmet birlikte
olmaz.
Şu sözde hizmetkarlara bakın: Sözde bir hizmet işini takip için
uçağın lüks ve israflı bölümünde Ankara gidiyor… İçkili ve fuhuşlu
beş yıldızlı İsraf Palas otelinde oda tutuyor… Lüks restoranlarda
pahalı yemekler yiyor… Sonra bu yaptıkları hizmet oluyor.
Neuzübillah!...
Hizmetlerinin ücretini yaratıklardan isteyenler samimî ve hakikî
hizmetkar değildir.
Haliq için yapılan hizmetlerin ücreti O’ndan istenir, yaratıklardan
istenmez. Dünyada istenmez, âhirette istenir.
İcazetli ulema ve fukaha ve meşayih tarafından; İmana, İslama,
Kur’ana, Sünnete, Şeriata… nasıl hizmet edileceğini anlatan ve
öğreten bir talimatname telif ve neşr edilmelidir.
İman, İslam, Kur’an hizmetleri için toplanan paralarının bir kuruşu
bile israf ve ziyan edilmemelidir. Edenler haindir.
Allah dilerse bu dini fasık ve facirlerle de te’yid eder ama bu
te’yid, fasık ve facirleri aklamaz.
(İkinci yazı)
Eski Vali Hüseyin Avni Mutlu’ya Teşekkür
İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu değiştirildi. Kendisini birkaç
kere görmüştüm. Bir keresinde Cuma namazından sonra Küçük Ayasofya
Camii’nde… Cami karşısındaki Yesevî Vakfı’nda çay içmiş, simit
yemiştik. Küçüklüğünde cep harçlığı için simit satmış bir halk
insanıydı. Gurur ve kibir sahibi değildi. “Bendeniz devlet
büyüklerinin huzurlarına gitmiyorum” dediğim vakit, “Davet
ederseniz ben size gelirim” demişti. Yolsuzluğu, kanunsuzluğu
görülmedi. İnançlı, kültürlü, ahlâklı, faziletli, doğru, dürüst bir
idareciydi. Zamanımızda vefa kalmadı… Kendisine bu sütunlardan bir
İstanbullu olarak teşekkürlerimi ve hürmetlerimi takdim ediyorum.
Bundan sonraki memuriyet hayatında hayırlı başarılar dilerim.
Başarı kelimesini mutlak olarak kullanmıyorum, başına hayırlı
sıfatını ekliyorum… Yeni valimiz Vasip Şahin Beyefendi’yi de tebrik
eder, ona da hayırlı başarılar ve hizmetler dilerim. İstanbul şehir
olmaktan çıktı, alâmet bir şey oldu. Bu şehri idare etmek hiç kolay
olmasa gerek. Allah, yeni valinin, halkın yardımcısı olsun. Bakalım
İstanbul’u kasıp kavuran rant eşkıyası ve öbür mafya ve çetelerle
ile nasıl baş edecek.