Son günlerde talancı İsrail hükümeti, (“ben onları böyle niteliyorum”) Filistin toprakları üzerinde yine baskı kurarak despotik ve kaotik politikasını tüm dünyaya göstermiş oldu. Hem de bu sefer sebebi de hazır. HAMAS’.
Son günlerde talancı İsrail hükümeti, ('ben onları böyle niteliyorum') Filistin toprakları üzerinde yine baskı kurarak despotik ve kaotik politikasını tüm dünyaya göstermiş oldu. Hem de bu sefer sebebi de hazır. HAMAS'.
Hamas olmasaydı İşgalci İsrail duracak mıydı?
Gündemde saçma sapan yorum yapan ve yazı yazan kişileri görüyorum. Bazıları da tanıdıklarımız üzülüyorum. Onlar: (işgalciler) bunu hep yapıyor. Her zaman yaptılar. Her akıllarına estiğinde ya da canları kesip biçmek istediğinde, Filistin topraklarına ölümü getirdiklerine çoğu kez şahit olduk. Daha dün Gazze şeridine yapılan saldırıda yüzlerce Filistinli katledildi. Mayıs 2021 'Aksa' baskını henüz hafızalarımızdan silinmemişken talancı İsrail, son üç gündür faşizan pratiklerine bir yenisini daha ekledi. Bu sefer mağdur edebiyatı ile işin içinden sıyrılmaya çalışıyor orası başka. Yani geçmişte Hamas bu saldırıyı düzenlemediğinde neden Filistin'e bombalar yağdırdılar. Siz o işi geçeceksiniz!
Anlam veremediğim şey İşgal güçleri bizim ülkemizde bazı kesimlerce nasıl madur olarak lanse edilmek isteniyor. Filistin topraklarını işgal eden, çocukları öldüren, kadınlara tecavüz eden, soykırım yapan kendisi, mağdur olan yine kendisi pes!
Tabi, İşgalci İsrail'in her canı estiğinde baskın yapıp bomba yağdırmasına, bizlerinde samimiyetsiz kınamalarımıza alışmıştık. Bu sefer Filistin tarafından yapılan organize baskın nasıl olurdu diye şaşırdık! Bize garip gelmişti ve nasıl olurdu! Hamas bu eylem plan ile 2 milyonu aşkın Gazzeli' yi tehlikeye atmıştı dimi! Hamas bu hareketi ile plansız hareket etmişti çoklarına göre. Yazık! Ne kafalar var ne kafalar.
Gazze şeridi ve Filisin halkı İşgalci İsrail orda varlığını sürdürdüğü sürece her zaman tehlike de zaten. Hamas Gazzeyi değil, Ortadoğu'da ticareti sekteye uğran firmaların finans akışını tehlikeye attı. Hamas sizin ticaretinizi bozdu. Hamas sizin tatil planlarınızı bozdu ve tehlikeye attı.
Unutmayın! İşgalci İsrail de sivil halk yoktur. Hepsi talancı hepsi silahlı ve hepsi askeri eğitimlidir. (çocuklar müstensa fakat onlar da talancı askeri şuur ile yetişiyorlar)
Kendi Kavramlarımızla Konuşmuyoruz!
Batı medyası ve İşgalci İsrail yanlısı olan bütün medya kuruluşlarında bir tür mağdur İsrail propagandası yapılıyor. Bunun yanında Hamas ise terör örgütü olarak paylaşılıyor. Aman dikkat! Sakın ha bu hataya düşmeyin. Dil çok önemlidir. Neyi nasıl tanımladığımız çok mühimdir. Bir şeyi kırk kez söylersen sonunda oluverirmiş. Sonunda kabul etmediğimiz ve eleştirdiğimiz olguyu onların ağzı ile konuşmaya başlar, normalleştirmiş oluruz. Buna göre İsrail yerine İşgalci İsrail diyeceğiz.
İşgalci İsrail Ne İstiyor?
Yılların sarmalına dönüşen bir konuyu defalarca anlatmamıza rağmen tekrar anlatalım. Bu hayvansı insanlar uydurulmuş bir kitap olan Tevrat' a göre kendilerine vaat edilmiş olduğunu iddia ettikleri Filistin topraklarına, İsrailli soydaşlarını yerleştirmeyi istediklerini söyledik ve bunu artık biliyoruz. Ancak bu istekle kalmayıp Arz-ı Mevut hayallerini de gerçekleştirme peşindeler…
Orta doğuda yegane güç olma planları var. Kargaşa ve kaos ile herkesi bir şeklide kendilerine bağlamayı hedefliyorlar.
Arz-ı Mevut Ne Demek?
Herkesin anlayacağı tabirle Yahudilerin sahip olabilmek adına babalarını/atalarını dahi satacağı topraklardır. Kelime anlamı bereketli topraklar olarak tanımlanır/bilinir. Mukaddes yer olarak da niteleniyor. Sınırı Mısır, Lübnan, İran, Ürdün ve Türkiye' yi kapsan bir alan burası.
Bu Toprakların Sınırları Belli Midir?
Fırat ve Nil nehri arasına kurulma hayali olan büyük İsrail devleti anlamına gelen Arz-ı Mevud'un, (Tevrat'ta Yahve tarafından İsrailoğulları'na vaat edilen toprak) sınırları Türkiye'nin Doğu Anadolu bölgesinden, Doğu Akdeniz'i de içine alan geniş bir sınır anlayışına sahip. Van'dan, Mersin sınırına kadar olan hattı kendilerine ait topraklar olarak görüyorlar. Güneydeki sınırı ise Mısır'a kadar uzanıyor.
Ortadoğu'da Yaşanan Kargaşanın Nedeni
ABD'nin Irak operasyonu, Arap baharı v.b gibi eylemlerin nedeni büyük İsrail devletini kurabilmek adına atılan adımlardan başka bir şey değildi. Filistin halkının öldürülmesi, yerlerinden edilmesinin amacı boşaltılan yerleşkelere Yahudi halkı yerleştirip demografik olarak bölgeyi İsrailleştirmektir.
Yaşanan kargaşaların ana teması ise; bölgeye Yahudi güçlerinin hakim olma arzusudur. İç politikalarında Tevrat bilgileri ve öğretilerine yer vererek bu arzularını daha da ateşli hale getiriyorlar. Ancak bölgeye hakim olma arzusu tam anlamıyla ekonomiktir. Güçlü bir devlet olmanın temelinde iktisadi başarılar, bölgesel genişlemeler ve etki alanları yatar. İsrail henüz böyle bir ülke değil ve bunu elde edebilmek adına Ortadoğu'yu istikrarsız hale getirmek için kaos politikası uyguluyor. Tabi bu işin teknik kısmı asıl neden ise; İşgalci İsrail'e karşı uygulanan sessizliktir.
İsrail'e Tepkimiz
- İsrail bugün olmasa da yarının büyük tehdididir. Onların menfaatine yarayacak politik adımlardan uzak durmak gerek.
- İsrail bugün olmasa da yarının büyük nükleer tehdididir. Ekonomik anlaşmalarımızı yaparken bu ayrıntıyı göz ardı etmeden yapmalıyız.
- İsrail bugün olmasa da, yarın gözünü Anadolu topraklarına dikecek bir tehdittir. Kudüs'ü Doğu ve Batı diye ayırmaktan vazgeçmeliyiz!
İsrail'in yerel halka uyguladığı bu sert tutum global siyasetin hamasî ifadeleri arasında zayıfladıkça zayıflıyor. Müslüman devlet başkanlarının 'kınıyoruz' ifadeleri ise acizliğin ve umursamazlığın şiarıdır. İsrail'in eylemlerinden şikayet ediliyorsa kınamaktan çok fazlası gerekir. O yüzden lütfen İsrail'i yaptıklarından ötürü kınamayın. Çünkü siz kınadıkça İsrail, Filistinli çocukları 'insanlığın kurbanı' olarak görüyor. Çaresizliğinizi kabul edip susun artık! Ya da gerçek ve somut bir adım atın.