Son günlerde Erdoğan’ın 2023 seçimlerini kazanmasına Batı’nın beklentileri üzerinden yapılan değerlendirmelere denk geliyoruz. Ak Parti iktidarına mensup isimler, Türkiye’nin tecrübe ettiği olumsuz durumları dış güçler söylemi üzerinden açıklıyor.

Son günlerde Erdoğan'ın 2023 seçimlerini kazanmasına Batı'nın beklentileri üzerinden yapılan değerlendirmelere denk geliyoruz.
Ak Parti iktidarına mensup isimler, Türkiye'nin tecrübe ettiği olumsuz durumları dış güçler söylemi üzerinden açıklıyor. Bu nedenle de muhalefetin 'sizi Batı getirdi' şeklinde ifadelerini görüyoruz.

Buna karşı dönüş, Kılıçdaroğlu'nun yurt dışı gezileri ve kadrosunu Türkiye dışında olan uzmanlardan seçmesine vurgu oluyor.

Önce gün Washington Post Bloomberg'den Bobby Gosh Türkiye'de seçim beklentilerini yazdı. Makaleyi Washington Post'ta okuduk.

'2023'te dünyanın en önemli seçimi Türkiye'de' başlıklı yazıda, Gosh, Batı'nın Erdoğan'ın gitmesini istemesi için nedenleri sıralıyor.

Rusya'dan alınan füze savunma sistemleri, İsveç ve Finlandiya'nın NATO katılımına engel çıkarmak, Yunanistan ile ilgili sorunlar gibi sebepler.

Diğer yandan Temsilciler Meclisi üyesi Frank Pallone, Twitter'da, Türkiye'nin İsveç'in NATO katılımı için, iadelere dair şartlarına değinerek tepkisini dile getirdi.

Günümüzde sosyal medya, özellikle twitter ABD dış politika yapımında ve kongre üyelerinin Türkiye ile ilgili ilgisini okumakta son derece önemli. Bazen; doğru veya yanlış, samimi sebeplerle oluşan algılarla muhatap olurken bazen de sadece politik çıkarlar, vekillerin seçmen kitlesinin Türkiye karşıtı olması ve belirli lobilerden oy beklentisi gibi sebeplerle bir karşı duruş gelişebiliyor.

İsveç'in Başbakan'ı Ulf Kristersson'un, yasalarının Türkiye'nin taleplerini gerçekleştirmeye elverişli olmadığını ifadesi ardından, Demokrat vekil Frank Pallone, Erdoğan'ın bu taleplerle NATO'yu rehin tuttuğunu, Erdogan'ın NATO genişlemesini engellemesinin de Putin'e iyilik olacağını ifade etti.


Mayis'ta Ankara'nın İsveç'ten iade edilmesini istediği kişilerin bir listesi yayınlandı. Listede şüpheli PKK üyeleri, FETO üyesi olmakla suçlanan bir Türk gazeteci ve ailesinin 2015 yılında öldüğünü söylediği bir kişi yer alıyor. Mahkemenin, Keneş'in siyasi görüşleri nedeniyle yargılanabileceğine inandıkları bu nedenle iadenin yasal olmayacağı yönündeki görüşü bir engel teşkil ediyor.
***
Bobby Gosh ise Türkiye'de Erdoğan'ın gitmesini isteyenlerin alternatifi olmadığını da eklemiş. Erdoğan'ın global kazanımlarını da vurgulayan Gosh, 'Ankara'nın dünya meselelerindeki etkisi, Erdoğan'ın uzun süredir iktidarda kaldığı süre boyunca elde ettiği başarıları kanıtlıyor.' Derken, gitsin diye bekleşenlerin, Haziran 19'da kendilerini kimin beklediğini dahi bilmediğini de kitabın ortasından yazı vermiş.
***

Diğer yandan Pazartesi günü ABD Dışişleri Bakanlık sözcüsü Ned Price'a ABD'nin Türkiye'yi övdüğü ancak Türkiye'nin ABD'yi terörle işbirliği yapmakla suçladığı hatırlatılarak yorumu soruldu. Price, Türkiye'yi anladıklarını, iş birliğinin kaçınılmaz olduğunu ifade edince, soruyu soran gazeteci, 'Türkiye ile işbirliği devam edecek, YPG ile de mi devam edecek, YPG de mi müttefiğiniz?' deyince, Price 'Kimle müttefik olduğumuzu soruyorsanız müttefiğimiz Türkiye ' cevabını verdi.

Ardından ise Price'a ABD Dışişleri'nin resmi yazışmalarda Türkiye'nin yazımında ü harfi kullanımı kararı ardından hala "Turkey" şeklinde telaffuz etmesi soruldu. Price 'telaffuzda iyi olmadığını' ifade etti. Çek cumhuriyeti ve Kuzey Makedonya gibi isim taleplerine neden olumlu yanıt verilmediğini sorulunca da Price bu ülkelerle ilgili isim durumlarını bilmediğini ifade etti.