“Eleş-tirmen”

Bu yazımızın dikkat ve rikkatle okunup okunmayacağını bilmiyorum ama biz yine yazmış olalım. Mesele şu; “eleştirmen” kelimesini mi kullanmalıyız yoksa “tenkit” kavramını mı? Yoksa “tenkitçi” ifadesini mi?

“Tenkit” kelimesini kullananlar nadir de olsa var fakat “münekkit” kelimesi tamamen nisyana terk edilmiş durumdadır.

Münekkit” kelimesinin Arapça tef’il babından tenkidin ismi faili (öznesi) olduğunu Yüksek Türkçe (Osmanlıca) lisan bilgisinden mahrum olanlar ne bilsin. Son 3-5 senedir Osmanlıca (Yüksek Türkçe) derslerinin üniversitelerimizde tercihli (seçmeli) ders olarak ihdas edilmesi memnuniyet vericidir. Türkiye son 20-30 seneden beri rehabilitasyon halindedir. Yeniden dirilişe doğru hamle yapmaktadır.

“Eleştiri” lafı “tenkit” veya “münekkit” kavramı yerine kullanabilir mi? “Eleştiri” ifadesi için “laf” kelimesini hususi olarak kullanıyorum. Zira “laf” ifadesini kullanmakla “eleştiri’nin” ciddiye alınacak bir ifade olmadığına ima ve işaret etmek istiyorum.

“Eleştiri”, “tenkit” yerine kullanılamaz. “Eleştirmek” lafı 1940’lı yıllarda uydurulan musibettir. Peyami Safa’nın ifadesiyle “zıpçıklı” bir kelimedir. “Eleştirmek”, ellemek, elemek demektir. Tasfiye etmektir. Halbuki “tenkit” doğruyu yanlıştan ayırmak, güzeli çirkinden tefrik etmektir. “Tenkit” kavramında hassasiyet ve ihtimam vardır. “Eleştirmek” denilen zıpçıklı kelimede hoyratlık ve altta kalan canı çıksın anlayışı vardır.

Dikkat ederseniz “eleştirmek” lafını kullananlar tangırtulu ve tungurtulu konuşmayı tercih ederler. Münekkitler ise güzel Türkçemizi yüksek Türkçeye terfi ettirmek gayesini takip ederler.

1930’larda ve 1940’da güzel Türkçemiz bir takım bedbahtlar tarafından yaralanmış olsa da biz, lisanımıza sahip çıkmak mecburiyetindeyiz.

Bu dil hepimizin.