Ekrem İmamoğlu Türkiye’de yapılmayanları yaptı bu çok doğru! Vatanı, milleti ilgilendiren örneğin 15 Temmuz gibi darbe kalkışması, milli maçlar gibi durumlar hariç yerel yöneticiler şehirleri ve ilçeleri dışında konuşmaz, siyasete girmez, siyasi söylemlerde bulunmazlardı.

Ekrem İmamoğlu Türkiye'de yapılmayanları yaptı bu çok doğru!

Vatanı, milleti ilgilendiren örneğin 15 Temmuz gibi darbe kalkışması, milli maçlar gibi durumlar hariç yerel yöneticiler şehirleri ve ilçeleri dışında konuşmaz, siyasete girmez, siyasi söylemlerde bulunmazlardı. Ekrem İmamoğlu, İstanbul'dan çok siyaset ile ilgilendi. Kendisi ön planda olmak üzere Mansur Yavaş ile birlikte seçim sürecinde belediye başkanlığı dışında her şey yaptılar. CHP Seçim İşlerinden Sorumlu, Tanıtım ve Medyadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcıları, Parti Sözcüleri gibi her görevdeymiş gibi davrandılar. Ekrem İmamoğlu mitinglere eşiyle birlikte lider edasıyla çıkıp kendisi Demirtaş'a selam yolladı eşi Dilek İmamoğlu da, Van mitinginde alandaki HDP'lileri 'zafer' işareti ile selamladı. Bu derece siyasiydiler yani!

Zaten İkinci tur kampanyalarını yöneten isimler Ekrem İmamoğlu ile Canan Kaftancıoğlu oldu.

Ekrem İmamoğlu her şeyi denedi. Vatandaşı korkutmaya kadar vardırdı. 'Bankacılık sistemi felç olacak, millet pazartesi bankalardan para çekemeyecek.' dedi.

Erdoğan'ın yeniden 13. Cumhurbaşkanı olmasıyla sonuçlanan seçimlerde CHP Genel Başkanlığı için taht kavgaları hemen başladı. CHP seçmeni hiç mi kendini sorumlu tutmuyor kendini parti içi sürekli yaşanan bu çekişmede baskı unsuru oluşturamadığı için!

Şimdi yeni bir dönem başlıyor. Siz muhalefetten ne istersiniz bilmiyorum ama ben bu ülkenin bir vatandaşı olarak artık sadece iktidar partisi eleştirisi duymak istemiyorum.

Hiçbir işe yaramayan söylemlerden gına geldi.

Liyakatı önceleyecek metotlar geliştirip meclise getirin.

Kendinize ait belediyelerde örnekleştirin.

Türkiye'de hayvan katliamını önlemek için meclise kısırlaştırma seferberliği başlatılması için yasa tasarısı sunun.

Milletin sorunlarını teker teker çözmek için şu an yapmadığınız ne varsa yapın.

Yapın ki biz de artık bu ülkenin en büyük sorunu muhalefet demekten vazgeçelim.

'Türkiye'de özgür değiliz' şeklinde kafayı yemiş gibi davranmaktan vazgeçin, 'Erdoğan gitsin de ne olursa olsun' çılgınlığınız yüzünden sorunların çözümünde tek ses olamıyoruz. Bunun da tek sorumlusu sizsiniz.

Neden iyi bir şey yapıldığında bunu söylemek size ölümden beter geliyor, sizi anlamamı beklemeyin anlamıyorum çünkü.

Geçtiğimiz günlerde Merve Dizdar eleştirimde bana cevaben 'Hazsızlık değil mi sizin mantığınıza göre hiçbir muhalife iş verilmesin' gibilerinden bir eleştiri gelmiş.

Yahu ülkemizde medyada artık artıları ve eksileri söyleyebilen bir kaç gazeteci varken

İktidar partisinin bazı uygulamalarına en sert muhalefeti yapan biri olarak bana mı söylüyorsunuz bunu? Benim ifade ettiğim vatan ve millet konusunda çizgisi olmayanlara!

Şahsımın en çok sevdiği lider bu dünyada şehit Muhsin Yazıcıoğlu oldu. Kimseye benzemezdi. Hangi partiyi desteklediğine bakmazdı, sormazdı bile. Bir kez olsun 'danışmanımı arayın' demezdi. Kibir, büyüklük taslama gibi özellikleri hiç görmezdin kendisinde. İster uluslararası bir yayın organı olsun ister yerel bir gazete tutumu hiç farklı olmazdı. Kişisine göre tavrı değişmezdi. Milli meselelerde iktidar partisini destekler, yanlış gördüğü bir durum olduğunda da muhalefetini yapardı.

Hakikat derdi, vatandaşın çıkarlarını öncelerdi. Tam da olması gerektiği gibi davranırdı. Muhalefet saflarında da Muhsin Yazıcıoğlu'nu çok iyi tanıyan ve bizzat adamlığına şahit olmuş isimler var. Öyleyse gerçekten dert millet ise böyle bir siyasetçiyi örnek alır.

Biliyorum çok zor gözüküyor. Biz söyleyelim de!

Tabii en büyük sorun tabanının kendilerinden böyle bir talebinin olmaması.

Bir gazeteci iktidara artık şu dayı kontenjanına bir son verilsin liyakat öncelensin, muhalefet de bu işin takipçisi olsun dediğinde örneğin sadece bu cümlenin içinde muhalefet olduğu için ses çıkarmayacaklar olacaktır. Birbirimizi kandırmayalım.

Sadece iktidara söylediğimizde bunu eleştiren bir iki gazeteci olduğunda yapılan sahte alkışlar muhalefeti eleştirdiğinde düşmanlığa dönüştüğünde geriye kalan bir avuç samimiyetsizlik oluyor.

Zaten Allah'ın ayetinde belirttiği gibi 'Bir toplum kendisindekini değiştirmedikçe Allah onlarda bulunanı değiştirmez' (Ra'd Suresi - 11 . Ayet )

Bizde ki durum da aynen bu!