ABD'deki Müslüman nüfus sayısı tam olarak bilinmiyor.
Newsweek'in 2008'de yazdığına göre 7-8 milyon. Geçen 7 yıl
içinde artış olması muhakkak. Bugün sayının 10 milyondan fazla
olduğu kabul edilebilir.
Bizim oradaki gözlemimiz, Müslümanlar, kendilerini 15 milyon olarak
kabul ediyorlardı. O zaman ABD'nin yüzde 4-5'i Müslüman demektir.
Bu Müslümanların bir kısmı Afro-American, bir kısmı muhacir.
Türkler, yüzde 1.5'e yakın olabilir.
Donald Trump, işte bu 15 milyon kadar Müslüman'dan rahatsız. Bu
sebeple yeni Müslüman göçlerinin engellenmesi, Müslümanların
Amerika'ya sokulmamasını istemekte. Bunu diyen sokaktaki biri
değil.
Böylesine nefret kültüründeki bir isim, Kasım 2016'da yapılacak
Başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti'den aday adayı. 1997'den
beri politikayla alakalı. Bu zaman zarfında Demokrat Parti,
Cumhuriyetçi Parti ve bağımsızlık arasında gidip-geldi. Son
dakikalarda vaz geçti. Bu defa da yeterince reklam yaptığına kani
olduktan sonra aday adaylığından çekilebilir. "Reklama ihtiyacı mı
var?" Denebilir. Asla yok. Bir emlak imparatoru. Türkiye dahil,
İslâm ülkelerinde emlak ortaklıkları var. Türkiye'deki binası
Trump-Tower Mecidiyeköy'de yükseliyor. Buradaki ortağı Hanzade
Doğan Boyner, söz konusu vahim hadise patlak verince Trump Grubu'na
önce bir ikaz mektubu gönderdi. Fakat cevap alamayınca bu defa
ortaklığın devamını sorgulayan ikinci bir mektup gönderme ihtiyacı
duydu.
Donald Trump kimdir?
Mademki bırakınız Amerika'yı dünya gündemine oturmayı bu kadar
seven ama teknolojiyi meselâ bilgisayarı sevmeyen bu adam
kimdir?
Donald Trump 1946 doğumludur. Tahsille başı pek hoş olmamış,
ite-kaka gitmiştir. Emlakçılık, babası Frederick'ten kendisine
miras kalmıştır. İrsen problemli oldukları anlaşılmakta. Babası,
yaptığı evleri siyahî Amerikalılara satmayacak kadar koyu bir
ırkçıdır. Zaten ırkçı Ku-Klux Klan üyesi olduğu için hapis
yatmıştır.
Trump ailesinin aslı Almanya Baden-Baden'lidir. Dedesi Friedrich
erken yaşta Amerika'ya göçmüştür. Soyadları Almanca Triump "zafer"
olduğu halde daha sonra Trump yapmışlar. Söz konusu kişinin dedesi
başlangıçta berberken sonra altın işine heveslenmiş, başaramayınca
genelev çalıştırmıştır.
Donald Trump, "topuk dikeni" bahanesiyle Vietnam Savaşı'na
katılmamıştır. 3 evliliği, haylice çocuk ve torunu vardır. Evvela
1997'de Çek model İvana Zelnickova ile evlendi. 1991'de boşandılar.
Ardından 1993'te aktris Marla Maples ile hayatını birleştirdi. Kız
çocukları Tifanny bu evlilikten iki ay önce doğumludur. 1999'da
boşandılar. Üçüncü evliliği 2006'da Melenia Knauss iledir. Kızı
Ivanka, Yahudi olan kocası Jared Kushner'in dinine girmiştir.
Servet ve şöhret sarhoşu Donald Trump, sabah 5'te kalkar ve 7'de
işinin başında olur. İşlerinde babasının "dört kademe formülü"nü
tatbik eder: "İçeri gir, işi yap, işi doğru yap ve dışarı çık!"
Emlak milyarderi fakat politika cambazı, New York Queens
doğumludur. Kaderin cilvesine bakınız ki O'nun saçmaladığı gün,
Carolyn Walker Diallo adlı Afrika asıllı mesture bir hanım, komşu
ilçe Brooklyn mahkemesinde hâkim oluyordu. Daha evvel de New York
bölge istinaf mahkemesine tayin edilmiş Shelia Abdus-Salaam isminde
bir Müslüman hanım daha vardır. Amerika'da Müslümanlar yeni değil,
asırladır mevcutlar. George Washington, İngilizlere karşı İstiklal
Harbi yaparken Bampett Muhammed ve Yusuf ben Ali ve daha başka
Müslümanlar O'nun mücadele arkadaşlarıydı. Abdülmecid Han da
Meksika'ya ABD'ye destek için Hecin Birliği göndermişti. Eğer,
ABD'nin kapıları Müslümanlara kapalı olsaydı Steve Jobs'ın babası
Osmanlı Suriyesi'nden Abdülcelil Amerika'ya gidemeyecek, bugün
dünya bilişim teknolojisi ısırılmış bir elma markasıyla bu seviyeye
varamayacaktı. Sadece o kadar mı? Donald Trump, bunları söylerken
North Carolina University'den Aziz Sancar, Nobel ödülünü alıyordu.
Sn Sancar'ın ödül şerefi, kendisinin de dediği gibi Türkiye'yedir.
Fakat Amerika da bununla iftihar etmiyor mu? Neticede o ilmî
çalışmalar kendi üniversitesinde yapıldı.
Her zekâ sahibi bilir; Amerika’yı "Amerika" yapan çok
kültürlülüktür.
Hâle ve farka bakınız ki biz 2.5 milyon mülteciye kucak açarken
ABD'de bir başkan aday adayı yüz kızartması gereken ilkel laflar
ediyor. Demek başkan olma fırsatı bulsa önce kapıları kapatacak,
sonra da içerdekileri gönderecek. Nitekim Beyazsaray da O'na lâzım
gelen cevabı verdi. Bu CP de amma partiymiş. Halbuki daha G.W.
Bush'un II. Körfez harekâtı için "bu bir Haçlı Seferidir" demesi
unutulmamıştı.
Triump'un Almanca "zafer" demek olduğunu yukarıda yazmıştık.
"Trump" ne demek mi diyorsunuz? Bir çok mânâsı var. Bir mânâsı da
"boru".
Dünya bir boru sesi dinledi.
Siz, ona "zurna" da diyebilirsiniz.