Baştan beri hep söylenen katletmek, barınaklara tıkmak çözüm değil. Belediyeler görevlerini yapmadıkları için bu durumdayız. Bir an önce kısırlaştırma seferberliği başlatılsın, aşılama yapılsın, Rehabilite Merkezleri kurulsun, hayvanlar için farklı yerlerde beslenme noktaları oluşturulsun denildi.
Köpeklerden başka konu mu yok dediler, bunu diyenler aylardır Türkiye'de gündemde başka hiçbir şey konuşulmasına izin vermediler.
Türkiye tarihinde aralıksız böylesine konuşulan bir konu olmamıştır. Çok önemli hadiseler bile hadi diyelim 1 ay!
Toplumumuzu Sağ-Sol, Türk-Kürk, Alevi-Sünni, Laik-Muhafazakar diye ayrıştırmaya, bölmeye çalışanlar artık başarılı olamıyor.
İnsanlar şunu çok net gördü. Bu dünyada sadece iyiler ve kötüler var. Her ne kimliğe sahip olunursa olunsun, o kimlik içerisine saplanmayıp kendi görüşünü paylaşan-paylaştığını söyleyen diğer bireylerin yanlışlarına karşı çıkabilip doğruda buluşanlar asıl bu milleti bir arada tutan en önemli unsurdur.
15 Temmuz hain darbe girişiminde her görüşten insanın vatanı için sokaklara dökülmesi bunun en bariz örneğidir.
FETÖ gibi terör örgütleri ve onları destekleyen ülkeler bir yeri işgal ettiklerinde kimseyi inançlarına, görüşlerine göre ayırmaz. Ayırdıkları topluluklar vatanı uğruna sadece karşılarına dikilecek olanladır.
Buradan nereye varmak istiyorum.
Tüm bu provokatif yöntemlerin hiçbirinden artık sonuç alınamıyor. Her denemelerinde milletimiz yine aynı oyun mu deyip geçiyor.
Öyle bir şey bulmalıydılar ki hiç denenmemiş bir kurgu olmalıydı. Her zaman olduğu gibi hesaba katamadıkları en iyi oyun kuranın Allah olduğuydu.
Oyunlarının bir tarafında kendini savunamayacak hayvanlar diğer tarafında da vicdanlı ve vicdansız insanlar vardı.
Önce 'Başıboş Köpek Sorunu Platformu' adı altında çocuklarımız üzerinden bireysel silahlanma, zehirleme ve nefret söylemi ile start aldılar.
Ardından sosyal medya ve medya da insanlar her gün köpek saldırı haberleri izlemeye başladı. Bu saldırı haberlerinden doğal olarak etkilenen insanlar çocuğum öleceğine köpekler ölsün düşüncesine sahip olmaya başladılar.
Planları gereği insani çözümlerin hep üstünü örterek topluca köpeklerin öldürülmesi gerektiğini topluma empoze etmeye çalıştılar.
Hayvanların yaşam hakkını gözeten herkesi köpeğe tapmakla, insan sevmemekle ve ruh sağlıkları bozuk bireyler olarak nitelendirdiler.
Her defasından çıtayı yükselttiler.
Hayvanseverleri tehdit edip iftiralar yoluyla sindiremeyince Devleti, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı, Bakanları tehdit etmeye kadar vardırdılar.
İnsanları sokağa indirip köpekler üzerinden büyük bir toplumsal kaos ortamı için halka ne ekonomi ne de başka bir şey konuşturmadılar.
Can korkusu ve çocuklara zarar gelmesi endişesini nakış nakış işlediler.
Oysaki onlarda tüm köpekleri katlederek çözüm olmayacağını herkesten iyi biliyorlardı.
Hiçbir aklı başında kimse sokakta köpekler toplansın, tehlike arz etsin demez. Demiyorlar da zaten.
Baştan beri hep söylenen katletmek, barınaklara tıkmak çözüm değil. Belediyeler görevlerini yapmadıkları için bu durumdayız. Bir an önce kısırlaştırma seferberliği başlatılsın, aşılama yapılsın, Rehabilite Merkezleri kurulsun, hayvanlar için farklı yerlerde beslenme noktaları oluşturulsun denildi.
Hayvan satışı, yurtdışından üretim için ülkeye girişler, merdiven altı üretim acilen yasaklansın, sahipli hayvanını sokağa bırakana, ihmali sonucu bir acıya sebebiyet verenlere de ağır cazalar uygulansın istenildi.
Bunlar yapılsa sayı ve toplanmalar azalacak sürekli denetimler ile var olan tehlike ortadan kalkacaktı.
Toplu halde dağlara kırsala bırakılan farklı ırkların birbiriyle çiftleşmesi ile ortaya çıkacak sonuçlara da hep dikkat çekildi. Tehlikeyi belediyeler kendi eliyle oluşturuyor, barınak dediğiniz yerler ölüm kampları denilse de bu da kimsenin umurundan olmadı.
Zaten bunların konuşulması işlerine yaramayacağı için hep üstlerini örttüler.
Zehirlenerek katledilen, her çeşit işkenceye maruz kalan, barınaklarda zulme uğrayan hayvanlar korku iklimi nedeni ile daha da görülmez hale geldi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın'Belediyeler, barınaklar inşa ederek sahipsiz, başıboş sokak hayvanlarını toplamalı' açıklaması sonrası talimat yetmez 5199 değişecek demeye başladılar. Diğer yandan da köpekler toplanacak diye dört köşe olmuşlardı. Toplamalar işe yaramayacak, vicdanlı insanlar buna karşı çıkacak ve asıl istenen olacaktı.
Bu açıklamanın ardından görüştüğüm AK Partili bir isim Erdoğan'ın toplamalarla ilgili sözünün yasaya uygun bir şekilde ifade edildiğini belirtti. Böyle olunca da belediyeler haliyle sadece köpekleri kısırlaştırma, aşılama, tedavi için alabilecek ve alındığı yere tekrar bırakacaktı.
Bu talimatın ardından çok kısa bir süre sonra öyle bir görüntü ortaya çıktı ki o ana kadar yaptıkları algı yerle bir oldu.
Konya Büyükşehir Belediyesine bağlı Hayvan Rehabilitasyon Merkezi'nde bir görevli zavallı köpeğe elindeki kürekle üst üste vurarak öldürüyordu. Oradakiler öylesine doğal bir şeymiş gibi davranıyor, bir yerde toplanan köpeklerde yerlerinden kıpırdamadan korku içinde izliyorlardı. Kim bilir sıra onlara gelmeden önce kaç köpek böyle bir dehşet yaşadı.
Sonrasında hayvan toplama aracını durduran hayvanseverler arabanın içinde ağzı bağlı poşete konan kediler olduğunu gördü. Poşetten çıkarılan bir kedinin yaşadığı korku gözlerine öyle bir yansımıştı ki insan o gözlere bakamıyordu.
Bu gelişmelerin ardından Erdoğan ikinci bir açıklama yaptı. 'Başıboş Köpek Sorunu Platformu' anında bu açıklamaya tepki göstererek 'Katil5199'un övülmesi utanç vericidir.' diyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan'a siyasi çıkar suçlaması yaptı.
Erdoğan'ın bir önceki açıklamasından sonra keyiften dört köşe olan gazetecisinden lokantacısına tek kelime etmedi.
Kim tahmin edebilirdi ki tüm hayvanların yaşadığı vahşet anlatılmak için çabalanırken tek bir hayvanın kürekle katledilmesi toplumda üstü örtülmek istenen vicdanı en üst noktaya taşıyacaktı.
Çok büyük bir acı çekti.O görüntüler uzun süre aklımızdan çıkmayacak, gönül isterdi ki bunları yaşamamış ve ölmemiş olsaydı. Ama ona yaşattıkları bu zalimlik şu ana kadar anlatılmak istenenleri tek başına göstermeye yetti.
Onun büyük bir gücü, medyası yoktu. Ama tek bir hayvancağıza yapılanın sonucunun tüm güçlerden daha büyük olduğunu gösterdi.
Aslında o tek bir köpek değildi. Allah'ın tüm dilsiz kullarına yapılanın cezasız kalmayacağının mesajıydı.
Duracaklar mı hayır ama onlara hep hatırlattığımız Allah'ın yarattığı hayvanlar karşısında kazanamayacaksınız.
Bir ileri gittiğini zannettiğinizde daha büyük bir duvar önünüze çıkacak.
Şer gibi gözüken bir süreç inanıyorum ki şu ana kadar onlara yaşatılanların sonunu getirecek.