Ülkemizde tedrisat/tahsil sonbahar, kış ve bahar aylarında yapılmaktadır. Genellikle bütün dünyada böyledir. Her ülke içinde bulunduğu iklim şartlarının imkanları çerçevesinde tedrisatını yapıyor.
1930’lu yıllarda Türkçemize yapılan müdahale ile tedrisat/tahsil yerine “eğitim-öğretim” kavramı kullanılmaya başlamıştır. Halen bu kavram kullanılmaktadır.
Okullarda tahsil ve tedris sona erince “yaz tatili” başlıyor.
Yaz tatilinde çocuklarımıza Kur’an-ı Kerim öğrenmeleri için camilere veya Kur’an Kurslarına gönderiliyor.
“Yaz tatilinde” Kur’an-ı Kerim’in öğrenilmesinin vakti midir, değil midir? meselesine girmiyorum.
Niçin Kur’an-ı Kerim “yaz tatilinde” öğretilir? sorusunu da geçiriyorum.
Bu meseleler Tanzimat sonrası ortaya çıkan konsept değişikliğinin Cumhuriyet döneminde tam gaz hayata geçirilmesiyle ilgilidir ve bahs-i diğerdir.
Bu yazıda üzerinde durmak istediğim husus “yaz tatilinde” cami ve Kur’an Kursuna gönderilen çocuklarımızın Kur’an-ı Kerim’i öğrenemedikleri hususudur.
Bunun sebepleri üzerinde ayrıca durulmalıdır.
Benim burada üzerinde durmak istediğim husus şudur:
“İkamet ettiğim sitede çocuklarımıza yepyeni bir teknikle Kur’an-ı Kerim öğretimiyle ilgilidir.
İlköğretim çağındaki çocuklara “Yaz Programı” adıyla Kur’an-ı Kerim ve ilmihal bilgisi veriliyor.
Merak ettim ve sordum: “Ücret ne kadar?”
Cevap verdiler: “Kur’an-ı Kerim ücretle okutulmaz”.
Yani şaşırmadım desem gerçeği yansıtmamış olurum.
Şaşırdım ve merakım biraz daha arttı ve daha yakından alakalanma ihtiyacı hissettim.
“Nasıl bir metot takip ediyorsunuz?” diye sordum.
Şık ve temiz giyimli genç görevli bana 14 sayfalık “Yaz Programı” başlıklı bir takip çizelgesi uzattı.
Bu “Yaz Programında” takip edilen ve sekiz haftalık programdan bazı başlıklar şöyle:
“Âdâb-ı Muâşeret” başlığı altında 3. haftada verilmesi planlanan kısımda “Beyefendi/Hanımefendi çocuk nasıl olunur?” başlığı dikkatimi çekti.
Beyefendi/Hanımefendi olmanın ön şartı olarak “Tuvalet (WC) âdâbı” ve “Temizlik âdâbı” yer almış.
İlginç değil mi?
İlköğretim çağındaki çocuklarımıza tuvalet âdâbı ve temizlik âdâbı öğretildikten sonra beyefendi ve hanımefendi çocuk olacakları şuurunu vermek ne kadar muhteşem bir yaklaşım tarzı.
Dostlar!
Bu wc âdâbı meselesini hafife almayınız lütfen.
Wc âdâbı meselesi çok önemlidir, çok...
Benim rahatsızlık duyduğum hususlardan biridir bu wc âdâbı meselesi.
Adının önünde “Prof. Doç. Dr.” yazan nice akademisyenler bilirim (istisnaları tenzih ederim) bu âdâptan mahrumdur.
Ayakta teşaşür edenleri mi dersiniz…
Sifonu çekmesi bilmeyenleri/unutanları/ihmal edenleri mi dersiniz…
Var böyleleri…
Demek ki çok bilgili olmak yetmiyormuş.
Zamanında ve doğru bilgilerle teçhiz edilmek gerekiyormuş.
“Doğru bilgi” dediğimiz hususlardan biri “Tuvalet (wc) âdâbı’dır”.
Neyse, geçelim.
Sitemizde 1 Temmuz 2024 tarihinden itibaren çocuklarımıza Kur’an-ı Kerim öğreten genç kardeşimizin elindeki “Yaz Programı” başlıklı takip formundaki bilgilere devam edelim.
“Tuvalet âdâbı” 15 maddede özetlenmiş. Bunlardan birisi şöyle: “Tuvalet ihtiyacı giderilmeden önce tuvaletin içerisine su dökülmelidir”.
Mesela siz bunu biliyor muydunuz?
Şahsen ben bunu bilmiyordum.
Tuvalet ihtiyacını gidermeden tuvalet içine su dökmenin hijyen bakımından ne kadar mühim olduğunu söylemeye gerek var mı?
Aynı başlıkta bir başka madde:
Tuvaletten çıkmadan önce su dökülmeli, tuvalet temiz bırakılmalıdır.
Siz, hiç umumi helalara gittiniz mi?
Herhalde görmüşsünüzdür manzarayı…
Bir toplumun medeni olup olmadığı wc kültüründen anlaşılır.
Merak ettim, sitemizde çocuklarımızı okutan genç arkadaşın ait olduğu müesseseye gittim ve bu takip çizelgesinde ifade edilen “Tuvalet âdâbı” ile ilgili hususların realize edilip edilmediğini görmek istedim.
Gördüm ve anladım ki sitemizdeki çocuklarımızı okutan genç arkadaşın ait olduğu müessesenin wc’leri sadece temiz değil aynı zamanda tahminin dışında hijyen uygulamasına sahip.
Sadece wc’ye ait terlikler var. Bu terlikler sırf wc içinde kullanılıyor.
Görmenizi tavsiye ederim.
Takip çizelgesinin 3. haftasında yani 15-19 Temmuz 2024 tarihleri arasında “Beyefendi/Hanımefendi Çocuk Nasıl Olunur” konusu anlatılacak.
14 maddede özetlenen beyefendi ve hanımefendi çocuk olma şartlarının bazıları şöyle:
Birinci madde ebeveyne ve büyüklere hürmet. “Hürmet” kavramı şöyle açıklanmış:
Ebeveynin sözleri kesilmez, önlerinden yürünmez ve nasihatlerine riayet edilir.
Pedagojik olarak da uygun değil mi?
İlköğretim çağındaki çocuğun bilmesi gereken temel hususlar bunlar olmalı.
Bu başlığın 3. maddesinde; mukaddesata hürmet edilmeli, kıbleye ayak uzatılmamalı, başta Kur’an-ı Kerim olmak üzere ilmi kitaplar göbek hizasından aşağı tutulmamalı, ciltlenmiş olmalı ve kütüphane düzenli olmalı.
10. maddede; insanlara teşekkür etmeyi ihmal etmemeli, özür dilemekten çekinilmemelidir.
12. maddede; kelimeler dikkatle seçilmeli, yumuşak huy ve ifadeler takınılmalı, kimseyi üzmemeye dikkat edilmeli.
Son maddede şöyle denilmiş: kirli, çamurlu yerlere basılmamalı, yerlere çöp atılmamalı ve tükürülmemeli, hayvanlara merhamet edilmeli, tabiata ve çevreye zarar verilmemeli.
Sözü uzatmadan diğer başlıkları vermekle iktifa edelim.
6. haftada “Konuşma âdâbı”, 7. haftada “Anne ve Babaya Hürmet âdâbı” ve son 8. hafta “Yatma, Uyuma ve Uyanma âdâbı” başlıkları yer almaktadır.
Sekiz haftalık “Yaz Programında” sadece Âdâb- Muâşeretten (Görgü kuralları) söz ettim.
Âdâb-ı Muâşeret’ten önce Elif cüzü ve Kur’an-ı Kerim’in öğrenilmesi gün gün belirtilmiş.
İftiharla ifade etmeliyim ki sitemizin çocukları çok talihli.
“Kur’an-ı Kerim ücretle öğretilmez” şuurunda, şık beyefendi ve hanımefendiler tarafından çocuklarımıza Elif cüzü ve Kur’an-ı Kerim öğretiliyor.
Hem beden diliyle hem de izahlı Âdâb-ı Muâşeret öğretiliyor.
Ne demiş atalarımız;
Usul olmadan vusul olmaz.
Metot/yöntem ile tedrisat yapılır.
En etkili öğretme usulü beden dilini kullanmaktır.
Tatbik ederek öğrenmeyi temin etmektir.
Yaz tatilinde çocuklarımıza beyefendi ve hanımefendi çocuk olmayı öğreten “Kur’an-ı Kerim ücretle öğretilmez” diyen bu genç ve şık kardeşimize en kalbi teşekkürlerimi takdim ediyor ve çizelgeyi hazırlayanların ellerinden öpüyorum.